İngilizlerin ve İngiliz masonlarının destekleriyle kurulan İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin hedefinde sadece Sultan Abdulhamid’i devirmek vardı, devirdi. 10 yıl içinde koca Osmanlı İmparatorluğu parçalandı. Türkiye Cumhuriyeti ancak Anadolu’da kurulabildi. İttihat ve Terrakiciler Abdülhamid’i devirdikten sonra ne yapacaklarından bihaberdiler. Onun için toprakları kaybettiler çünkü ipleri başkalarının ellerindeydi.

İttihat ve Terakkicilerin artıkları CHP içinde yer aldı. İttihatçıların politikaları takip edilsin zihniyeti Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni zor durumlara soktu. CHP’nin tek parti iktidarları Kıbrıs konusunda hep ilgisizlerdi.

CHP, Osmanlı’nın mirasçısı olduğunu hiçbir zaman kabul etmedi. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu topraklar sanki mantar gibi kendiliğinden bitmiş gibi, dünyada ilk kez keşfedilmiş gibi politikalar izlendi.

600 yıl hüküm sürdüğümüz topraklarda ilgisiz davranmakla gün geldi başımıza gelmeyen kalmadı. CHP Kıbrıs’a ne kadar ilgisiz kalsa da gün geldi müdahale etmek durumunda kaldık.

12 Adaları işgal eden İtalyanlar 1948 yılında CHP iktidarına “Adaları size teslim edelim” teklifinde bulundu, CHP iktidarının olumsuz cevabı yüzünden bugün Ege Denizi’nde Yunanistan ile mücadele ediyoruz.

Sultan Abdulhamid, Kerkük ve Musul’u kendi üstüne tapu yaptırdı. İttihat ve Terakkiciler iktidarı ele geçirdiğinde bu toprakları devletleştirdi. Topraklar gitti, petrol gitti, 40 yıldır da terörle uğraşıyoruz.

Esad Ailesi Suriye’ye hakim olduktan sonra teröristlere sahip çıktı. Türkiye’nin terör saldırılarına karşı Suriye’ye yaptığı askeri harekatların tamamına CHP karşı çıktı. PKK’nın yan kuruluşları olarak Suriye’de kurulan PYD, YPG ve SDG gibi terör örgütlerinin dost ve Türkiye’ye zararlı faaliyetlerde bulunmayacaklarını söylediler.

Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanan Karabağ savaşında Türkiye’nin Azerbaycan’a cihatçı asker gönderdiği yalanını attılar ve silah verildiğini tenkit ettiler.

Libya’ya yardımcı olmamız nedeniyle yaptığımız anlaşmalara karşı çıktılar. Denizlerdeki haklarımıza “Mavi Vatan” diyerek sahip çıkılmasına “Mavi Vatan Masalı” sözünü söylediler.

Esad gibi bir zalimin arkasında durdular. Adam ülkesinde kalamayacağını anladı, kaçmak için çanta hazırlarken bile dış politika yoksunu CHP ve Lideri Özgür Özel Türkiye’nin Esad ile görüşmesi gerektiğini söyleyeme devam etti. Daha 15 gün evvel MİT müsteşarından bilgi alınmasına rağmen bu kadar öngörüsüzlük sonunda buna siyasi sahnede hem tuş hem de nakavt olmak denir.

Temel’in mezar taşında “Hastayım dedum dedum inanmadunuz ha şimdi ne oldi?” yazdığı gibi Türkiye’nin takip ettiği politikalar neticesinde kazançlı çıktığı görüldü.

Esad, Esad dediniz devrildi gitti. Zalimliği yerin 7 kat altından bile çıktı. Ha şimdi ne oldu demeyelim mi?