Yalnız karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Meydan Muharebesi milletlerin bütün varlığı ile ilim ve fen alanlarındaki yükselmeleriyle, ahlaklarıyla, kültürleriyle, kısaca bütün maddi ve manevi kudretiyle çarpıştığı bir imtihan meydanıdır. İşte kazanılan zaferi muhteşem kılan unsur harbin çocuk kadın yaşlı demeden millet, topyekün bir savaş olarak icra edilmiş olmasıdır. Türk ulusu bu meydandan da ulu önderinin liderliğinde, alnının akıyla çıkmayı başarmıştır. Türk tarihine altın harflerle yazılan bu zafer, günümüze kadar yansıyan pek çok siyasi ve askeri sonuçları bulunmaktadır. Bu zaferle Türk ulusunun son nefesine kadar yok edilmedikçe Türk'ün istiklalinin elinden alınamayacağı, Türklerin yalnız askeriyle değil milletiyle topyekun olarak savaştıkları bir kere daha ispatlanmıştır.
30 Ağustos Zaferi, Türk ordusuna silahlı kuvvetler günü olarak armağan edilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri ülkemizin huzur ve bekasını sağlamak bölgemizde ve dünyada sürekli barışın tesisinde katkıda bulunmak için tarihinden ve milletinden aldığı güçle modern hak, silah teçhizatıyla güçlü ve dinamik personeliyle ulaştığı eğitim seviyesiyle azimli ve kararlı komuta kademesiyle dostlarımızın ve ülkemizin güvencesi düşmanlarımızın korkulu rüyası olmaya devam etmektedir. Dünyanın sayılı askeri güçlerinden birisi olan Silahlı Kuvvetlerimiz her zaman her yerde ve her şartta verilecek görevleri ifaya hazırdır. Milli egemenlik, milli şuur ve tam bağımsızlık esasına dayanan Atatürk ilkeleri bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de Türk Silahlı Kuvvetlerimize rehber olmaya devam edecektir.
Bu kutsal ve tarihi gün vesilesiyle ulusça, başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere dava arkadaşları ve aziz şehitlerimiz ile ebediyete intikal eden gazilerimizi rahmetle anıyor, hatıraları önünde bir kez daha saygıyla eğiliyor, şükranlarımızı sunuyoruz. Ruhları Şad Olsun. Arz ederim”