47 YAŞINDA ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ OLDU
Başörtü yasağı nedeniyle zamanında ailesi tarafından okula gönderilmeyen evli ve 5 çocuk sahibi Fadime Uygun, azmedip rüyalarına giren okul sıralarına yıllar sonra kavuştu. Evlendikten sonra eşi tarafından desteklenen anne, 19 yaşındaki kızıyla beraber hazırlanarak Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tarih Bölümünü kazandı.
47 yaşındaki Fadime Uygun, eskiden okullarda uygulanan başörtü yasağı nedeniyle ailesi tarafından okula gönderilmedi. Anne Uygun’un okuma hevesine karşın ailesi kayıtsız kalarak, onun hastalanmasına neden oldu. Egzama hastalığına yakalanan Uygun, ancak ortaokula kadar okuyabildi. Daha sonra evlenen anne Uygun, eşinin de desteği ile önce liseyi dışarıdan bitirdi, ardından 2 yıllık ön lisans programı ile İlahiyat Fakültesini kazandı. Okuduğu ön lisanstan bu yıl mezun olacak olan Fadime Uygun, bunun da kendisine yetmeyeceğini düşündü. 19 yaşındaki kızı Şükran Uygun ile beraber tekrar üniversite sınavlarına hazırlanan anne, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tarih Bölümünü, kızı ise ESOGÜ Hemşirelik Bölümünü kazandı. Aynı sıralarda kızı Şükran Uygun ile beraber ortak dersler de alan Fadime Uygun’un vize ve final haftalarında yine kızıyla beraber hazırlanıyor.
“Kendimi rüyalarımda bile okul sıralarında görüyordum”
Okuma serüveni hakkında konuşan anne Fadime Uygun, yaşadığı zorluklara rağmen okul ve okuma aşkından vazgeçmediğini söyleyerek, “Ben daha önce okuyamamıştım. Böyle bir hakkım olduğu halde bunu elde edememiştim ve kızımla tekrar üniversite sınavına girdim. Kazanınca da hakkımı kullanmaya karar verdim. Okutmadılar, ailem okutmamıştı. Biraz cinsiyet ayrımcılığı diyeyim, biraz da başörtü o zaman yasaktı. Babam o yüzden okutmadı. Başörtüden de kaynaklı. Ben daha küçüktüm. Pek algılayamadım ama çeşitli sebepler var. Ailem okutmadı sonuçta. Ben okuyacaktım, hasta oldum, okuyamadığım için birkaç ay yattım. Egzama çıktı her yerimde. Rüyalarımda bile okul sıralarında görüyordum kendimi. Hep bu içimde bir yaraydı. Hep istiyordum. Kazandıktan sonra da, böyle haklar tanındıktan sonra da bize, okumaya karar verdim. Tam hatırlayamıyorum ama 330 civarında bir puan aldım. YGS 337 filan herhalde, LYS de 330’larda. 130 bindeydi sıralamam” şeklinde konuştu.
“Azim ettim okula dahi geldim”
Eşinin de okuma konusunda kendisine tam destek verdiğini belirten anne Uygun, “Eşim gayet anlayışlı. O da zaten evlendikten sonra üniversiteyi okumuş açıktan. Ben şu anda açıktan İlahiyatta okuyorum. Ön lisans son dönemim bu dönem. Zaten daha önce okuyordum ama devamlı okumaya başladım. Eşimin desteği ile idare ediyoruz. O getirip götürüyor okula. Müsait olduğu zaman gelip gitmemde yardımcı oluyor. Ben çok mutluyum kızımı bilmiyorum ama. Zaten başka bir şehri kazansa da gidecektim ben yanına. Azim ettim okula dahi geldim. Beraber çalışıyoruz. Bazı derslerimiz ortak Türk Dili ve İngilizce. Yardımcı oluyor bana. Ben liseyi de açıktan bitirdim zaten. Ortaokul mezunuydum. Liseyi de açıktan bitirdim” ifadelerini kullandı.“Okuyabileceğim kadar okuyacağım”Ayrıca Uygun, okuyamayan yaşıtları için de tavsiyelerde bulunarak, “Boş zaman geçirmesinler. Türk kadını güçlüdür. Yani hepsi de okusunlar. Bence ilim yolunda ömürlerini harcasınlar. Mimar Sinan bile 49 yaşından sonra mimar olmuş. Biz niye duralım ki? Yaş engel değil bence. Boş yere vakit kaybetmemek gerek. Tabi kendime göre hayallerim var. Öncelikli olarak okulumu bitirmek. Okuyabileceğim kadar okuyacağım. Bakalım Allah ne gösterecek? Elimden geleni yapacağım. Verilen imkanlar içinde ayrıca teşekkür ederim ama okuyan bayanlara da tekrar destek verilmesini istiyorum” diye konuştu.
“Ben kulaklıkla müzik dinlerken o benim coğrafya testlerimi çözüyordu”
ESOGÜ Hemşirelik Bölümü 1’inci sınıfta okuyan Şükran Uygun ise, annesinin kendi gurur kaynağı olduğunu söyleyerek, “Açık liseye giderken de zaten çoğu dersine yardım ediyordum. Ben de o sıra dershaneye falan gidiyordum. Çoğu dersine yardım ettim. Yani kendi başarısı da var tabi. Bazı derslerine ben de yardımcı oldum. Her zaman destekledim. Her zaman gurur kaynağım oldu. O okuyor derken hani sürekli gurur duydum. Annem zaten bana küçüklükten beri sürekli söylüyordu. Kendi okuyamadığı için benim okumamı istiyordu sürekli. Ben okuyamadım sen oku falan yapıyordu. Kendisi zaten okuyabildiğini keşfettikten sonra, benim test kitaplarım olsun, kendi test kitapları olsun çözmeye başladı. Hatta uzun yolculuklara çıktığımızda mesela ben kulaklıkla müzik dinlerken o benim coğrafya testlerimi çözüyordu. Böyle böyle sınava hazırlandı ve özel ders alan dershaneye giden çoğu insandan daha iyi bir sıralama elde etti” şeklinde konuştu.“Onun fotokopilerini ben kırtasiyeden alıyorum”Annesiyle beraber geçen üniversite günlerini de anlatan Uygun, “Arkadaşlarımla annemi tanıştırıyorum. Beraber yemekhaneye gidiyoruz. Onun fotokopilerini onun yerine ben kırtasiyeden alıyorum. Çoğu kişinin annesi zaten ev hanımı. Herkesin hoşuna gidiyor, bana söylerken gururlanıyorum. Her zaman da gurur duydum onunla. Tabi garipseyenler de oluyor. Daha çok annemin arkadaşları garipsiyor ama ben gurur duyuyorum” diye belirtti.
“Okumak istediğini söylediğinde, maddi manevi her konuda sana destek olurum dedim”
Fadime Uygun’un hayat arkadaşı Yaşar Uygun ise, eşinin okuma arzusunun, evliliklerinin ilk yıllarında da var olduğunu kaydederek, “Eşimin zaten ilk evlendiğimizde de okuma isteği arzusu vardı. Biz evliliğimizin ilk yıllarında kendisini açık liseye kayıt yaptırdık ama çocuklarımız buna müsaade etmedi. Üç tane çocuğumuz arka arkaya oldu. Yaşlarının aralığı da çok sıktı. Mecburen dondurmak zorunda kaldık. Daha sonra onlar biraz büyüyünce tekrar açık liseye kayıt yaptırdık. Sekiz dönem gibi kısa bir dönemde bitirdi. Daha sonra üniversite sınavına girdi. 250’nin üzerinde bir puan aldı. 2 yıllık İlahiyata kaydoldu. Şu anda 2’nci sınıfta, son sınıfta. 2’nci sınıfında son dönemini okuyor. Bir yıl sonra 2 yıllık okul az geldi. Tekrar sınava girdi kızıyla beraber. Kızıyla aynı üniversitede okuyor. Kızım hemşirelik bölümünde okuyor Sağlık Fakültesi’nde. Kendisinin bu azmini kutluyorum, kendisine de söyledim. Ben okumak istediğini söylediğinde, maddi manevi her konuda sana destek olurum dedim. O da bu hızla gayretle okumaya devam ediyor. Ben de kendisini tebrik ediyorum. Okumanın aileye verdiği hiçbir külfeti yok. Öncelikle burada hükümete de teşekkür etmek lazım. Eskiden ortaokulda lisede kitapları bulmak çok zordu. Şimdi öyle değil. Mesela ben büyük oğlum falan okurken kırtasiyelerde sıra bekliyordum. Ama eşim okurken hiç öyle değildi. Hepsini devlet ücretsiz karşıladı. Yani eşi okumak isteyen erkeklere de bunda korkulacak bir şey olmadığını maddi olarak kendilerine bir külfet getirmediğini, bilinçli bir eşin her zaman aileye çoluğuna çocuğuna herkese faydalı olduğunu düşünüyorum. Onun için eğitimden kaçmasınlar derim” ifadelerini kullandı.
Fadime Uygun’un sınıf arkadaşı ESOGÜ Tarih Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Egemen Üçok da, Uygun’u takdir ederek, “Fadime ablayı takdir ediyorum öncelikle. Şöyle bir şey var, okumanın yaşı yoktur. Eğitimin yaşı yoktur. Bu yaşta böyle gelip diğer genç olan arkadaşlarımıza örnek olduğu için ben Fadime ablayı her zaman takdir ediyorum. Açıkçası birazcık şaşırdım desem yalan olmaz sanırım ama doğal karşıladım. Olabilir diye düşündüm. Bu çabasını takdir ediyorum” dedi.
Kaynak:
Bu haber toplam 6446 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.