ADALETİN OLMADIĞI YERDE KAVGA OLUR!..

Biliyorsunuz hastanedeki nöbet adaletsizliği, adam kayırmacılık yönündeki okuyucu mektubunu yayınlamamızın ardından yer yerinden oynadı. Sağlık-Sen basın açıklaması yaparak iddiaların doğru olduğunu söyledi. Soruşturma başlatıldı.

Soruşturma başlatıldı haberiyle devlet hiyerarşisindeki otokontrol sistemi devreye girecek, mağdur olanlar, mağduriyet yaşatanlar ve hak yiyenler tespit edilecek; devletin üst düzey yöneticileri bu tespitlere göre gereğini yapacak.

Adalet sağlanacak, kavga bitecek.

Ama kavga bitmiyor.

Sağlık-Sen Bilecik Şubesi Başkanı Süleyman Akyıldız idareciler için "Karşımızda o kadar ilgisiz muhataplar var ki maalesef biz söylemekten yorulurken onlar önemsememekten hiç yorulmadılar” diyor.

Benim anladığım halk tabiriyle 6. yola sallamaya çalışıyorlar.

Bu soruşturmaların nasıl olduğuna ilişkin ben size yaklaşık 15-20 yıl önce Bilecik Devlet Hastanesinde başımdan geçen bir olayı anlatayım.

90'lı yıllarda rahatsızlanan rahmetli babaannemi Bilecik Devlet Hastanesi aciline götürmüştük. Gece karanlığının aydınlanmaya başladığı vakitlerde Dr. Mehmet Kapancı bizi tahliller için laboratuvara gönderdi. Ancak görevli yerinde yok. Dr. Kapancı görevliyi telefonla çağırdı, gelmedi.

Şu an hala İl Sağlık Müdürlüğünde görevli tanıdığım Metin Karakuş'ta bir başka birimde görevli iken tanıdığımız olması hasebiyle bir kaç kez de Metin Bey aradı. Görevli yine gelmedi. Aradan yaklaşık 2 saat geçtikten sonra mesai değişimleri oldu. Yeni gelen görevliler tahlilleri yapmaya başladı.  Bu esnada dışarıdan gelen kişiye "Neden görevini yapmıyorsun, burada bu kadar yaşlı kadını saatlerce bekletiyorsun.." deyince ben de defalarca Dr. Mehmet Kapancı'nın ve Metin Karakuş'un telefonla çağırdığı ve görevine gelmeyen kişinin olduğunu anlayarak "80 yaşın üzerindeki yaşlı kadını saatlerce burada neden bekletiyorsun" deyince tartışma çıktı.

Olay büyüdü. Soruşturma başlatıldı. O zaman ne dediler biliyor musunuz? "Bundan hiç bir şey çıkmaz." Bir tabir daha var. O tabiri ben burada yazmayayım ama siz o tabiri biliyorsunuz. Sonuç ne oldu. Tahmin ettiğiniz gibi. Bilecik'ten aldılar Bozüyük'e verdiler. Aynı hamam aynı tas devam etti.

Bakın Memur-Sen'e bağlı Sağlık-Sen Bilecik Şube Başkanı Süleyman Akyıldız ne diyor: "Soruşturmanın yeri başhekimlik binası soruşturma yapılan odanın sağında hastane müdürü, solunda başhekim yardımcısı, karşısında başhekim ve sağlık hizmetleri müdürü bulunmaktadır. Bu koşullarda siz neyin soruşturmasını yapıyorsunuz personele aba altından sopa mı gösteriyorsunuz? Bu soruşturmada bile adil davranmıyorsunuz. Soruşturma sürecinde personel sanıkmış gibi ifadeleri alındı ya da düzenlenen bir matbu evrak imzalatıldı. Süreçte sanki suçlu personelmiş gibi davranıldı. İdareciler tarafından personel azarlanan, hor görülen oldu. Esnek mesai uygulaması tüm personel için adil olarak düzenlendi mi acaba? Kimlere hangi kritere göre esnek mesai uygulandı? Esnek mesai düzenlemesi boyunca hiç mesaiye gelmeyen personel var mıdır?"

Hükümete yakınlığı ile bilinen Memur-Sen'e bağlı Sağlık-Sen adaletsizlik diye bağırıyor, Kamu-Sen'e bağlı Türk Sağlık-Sen'in adaletsizlikten rahatsız olduğunu biliyorum, siyasetçiler ilgisiz peki bunlar kimden cesaret alıyorlar? Köşe başını tutanlar birbirlerini mi koruyor?

Memur-Sen'e bağlı Sağlık-Sen basın açıklamasında Bilecik Devlet Hastanesi yöneticilerinin " Bu dönemde ne basın, ne sendika, ne siyaset nede bürokrasi bana bir şey diyemez istediğimi yaparım" dediğini yazıyor. Kamuoyunun böyle sözlere karşı sorduğu bir cümle var:

Devlet hastanesine yapılan alımlar ve yapı işleri ile ilgili ciddi iddialar var.

Devletin otokontrol sistemi çalışmazsa, adaletin olmadığı yerde kavga olur.

Bilecik Devlet Hastanesindeki nöbet ve adam kayırmacılık soruşturmasını yine İl Sağlık Müdürlüğü içindeki personel tarafından soruşturuluyor. Öncelikle Sn. Valimiz İl Sağlık Müdürlüğü dışından bir görevlendirme yapması gerektiğini düşünüyorum. 

Adaletin olmadığı yerde kavga olur.

Hoşçakalın.