AGD'DEN DOĞU TÜRKİSTAN ÇAĞRISI

AGD'DEN DOĞU TÜRKİSTAN ÇAĞRISI

AGD Bilecik Şubesi, Çin'in Doğu Türkistan'a uyguladığı zulmün sona ermesi için İslam ülkelerine çağrıda bulundu.

Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Bilecik Şube Başkanı Hamza Kılınç, Çin devletinin Doğu Türkistan’da gerçekleştirdiği zulme dikkat çekerek, “Çin’in Doğu Türkistanlılara yönelik tavrı kabul edilebilir değildir” ifadesini kullandı. 

Hamza Kılınç, yaptığı yazılı açıklamada, başta Türkiye olmak üzere İslam ülkelerini Çin’in bu tutumuna karşı birlik olmaya davet ederken, Türkiye’nin daha net bir tavır sergilemesini istedi. 

Çin ile Türkiye arasındaki ikili ilişkilerin Doğu Türkistan halkının özgürlüğünden daha önemli olmadığını ifade eden Kılınç, “Yetkililerimiz, bunu Çin yönetimine en açık şekilde hissettirmelidirler” ifadelerini kullandı. 

AGD Bilecik Şube Başkanı Hamza Kılınç, Çin’in Doğu Türkistan’a uyguladığı zulüm politikasına yönelik açıklamasında, şunları kaydetti:

“İnsan hakları, özgürlük ve demokrasi kavramlarını tüm dünyaya servis eden merkezler, kendi çıkarları söz konusu olduğunda, rahatlıkla, her türlü hukuksuzluğu, baskı, şiddet ve işkenceyi bir siyaset etme biçimi olarak görebilmektedirler.

Başta ABD olmak üzere, emperyalist ülkeler, işgallerle, iç savaşlarla, şiddet ve korkuyla, zayıf bırakılmış ülkeler ve halklar üzerindeki baskı ve tahakkümlerini sürdürmektedir. Baskı ve şiddet politikalarının uygulayıcılarından biri de maalesef Çin’dir.

Başta Türkiye olmak üzere İslam ülkeleriyle, Afrika Kıtasıyla yaptığı ticarete rağmen, Çin’in Doğu Türkistanlılara yönelik tavrı kabul edilebilir değildir. Yetmiş yıldır Çin kontrolü altında bulunan ve Türkiye’nin iki buçuk katı büyüklükte yüzölçümüne sahip olan Doğu Türkistan’da da Müslümanların durumu içler acısıdır.  

Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin birçok temel haktan mahrum bırakıldığına, inanç ve düşünce özgürlüklerinin kısıtlandığına, toplama kamplarında tecrit edilmiş bir yaşama zorlandığına, psikolojik ve fiziksel işkencelere maruz kaldıklarına dair haberler canımızı yakmaktadır.  

Çin’in, fevri bazı olayları bahane ederek tüm Müslüman Doğu Türkistan halkını şiddetle ilişkilendirmesi doğru olmayan, hukuku hiçe sayan, toptancı bir yaklaşımdır.

Afrika’dan Asya’ya birçok İslam ülkesiyle ticari ilişkileri olan Çin, Müslüman Doğu Türkistan halkına ve Çinli Müslümanlara karşı tutumunu gözden geçirip iyileştirmezse, bizim de Çin mallarına karşı boykot sergilememiz kaçınılmaz olacaktır.

Çin bizim yaptığımız bu açıklamaları duymazdan gelir, kendi askeri gücüne ve ekonomik büyüklüğüne insanların temel hak ve özgürlüklerinden daha fazla inanırsa, tüm İslam dünyasında kendisine karşı nefret büyütmekten başka bir şey elde edemeyecektir.    

Başta Türkiye olmak üzere İslam ülkelerinin Müslüman Doğu Türkistan haklı talepleri doğrultusunda Çin’e karşı birlikte hareket etmeleri ve her platformda bu konuyu dile getirmeleri Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin seslerine ses katacaktır.

Türkiye, Doğu Türkistan meselesinde daha net bir tutum sergilemelidir. Türkiye’nin Çin ile ticareti Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin temel hak ve özgürlüklerinden daha değerli değildir. Yetkililerimiz, bunu Çin yönetimine en açık şekilde hissettirmelidirler. İstediğimiz hakkın ve adaletin hâkim olduğu bir dünyadır.

ABD’nin Doğu Türkistan’a ilgisinin çıkarları gereği olduğunun farkındayız. ABD ile stratejik ortaklık hiçbir İslam ülkesine fayda getirmez. İsrail ile birlikte hareket etmek hiçbir İslam ülkesine fayda getirmez.

Mevcut dünya düzeninde İslam ülkeleri ve Müslüman halklar, ya ABD, İngiltere, İsrail safında yer alamaya ya da Rusya-Çin ikilisinden birine sığınmaya zorlanmaktadırlar. Neredeyse tüm İslam coğrafyasında vesayet rejimleri vardır.  

Bağımsızlığını ilan etmiş birçok İslam ülkesinde maalesef ABD üsleri ve askerleri bulunmakta, bu ülkelerin asker ya da sivil yöneticileri de maalesef tüm icraatlarını ABD vesayeti altında yürütmektedirler.

Dünyanın herhangi bir yerinde bir insanımızın haksızlığa uğramasını istemiyorsak bunun yolu İslam ülkelerinin hak ve adalet ekseninde güç birlikteliği yapmasından geçer. 

Dünyanın herhangi bir yerinde bir insanımızın haksızlığa uğramasını istemiyorsak bunun yolu D-8’in canlandırılmasından, D-60’ın ve D-160’ın kurulmasından geçer.

Dünyanın herhangi bir yerinde bir insanımızın haksızlığa uğramasını istemiyorsak bunun yolu tüm yeryüzünde adil bir düzenin kuruması için gayret etmekten geçer.

Allah, hak ve adaletin tesisi için atılan adımları boşa çıkarmayacaktır.”

Kaynak:Ahmet MEŞE

Bu haber toplam 1830 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum