BAKAN DÖNMEZ'DEN YERLİ ÜRETİM VURGUSU
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi 2018-2019 Akademik Yılı Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, yerli üretim vurgusu yaptı. Yerli teknolojilerin geliştirileceğini ve ağırlıklı ithal ürünlerin ülkemizde üretileceğine dikkat çeken Bakan Dönmez, AR-GE ve inovasyon odaklı bir dönüşüm sürecinin başlayacağını bildirdi.
Gelişen ve değişen dünyada ezberlerin bozulduğuna dikkat çeken Bakan Dönmez, “Şunu özellikle üstüne basarak vurgulamak istiyorum. Yapay zeka teknolojisine hakim olan ülke gelecekte dünyanın geleceğinde söz sahibi olacaktır. Artık teknolojiyi sadece kullanan değil, onu üreten ve ihraç eden bir sistemi kurgulamak zorundayız. İleri teknoloji geliştiren yazılım, iletişim, haberleşme, sağlık, enerji gibi pek çok alanda Ar-Ge ve inovasyon odaklı bir dönüşümü gerçekleştirmiş olacağız" şeklinde konuştu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, bir ülkenin en önemli varlığının yetişmiş insan gücü olduğunu söylerken içinde bulunduğumuz dönemin anahtar kelimesinin ‘Değişim’ olduğunu ifade etti. Artık zamana ayak uydurmanın yeterli olmadığını ve zamanın gidişatına yön vermek gerektiğini bildiren Dönmez, şu ifadelere başvurdu:
“Yeni dönemde yerli üretim ve teknolojinin geliştirilmesi başlıca hedeflerimizden birisi olacak. Ağırlıklı olarak ithal edilen ürünler Türkiye’de üretilmeye başlanacak. İleri teknoloji geliştiren yazılım, iletişim, haberleşme, sağlık, enerji gibi pek çok alanda Ar-Ge ve inovasyon odaklı bir dönüşümü gerçekleştirmiş olacağız.
‘YENİ DÜNYA DÜZENİNDE GÜCÜN SEMBOLÜ İNSAN FAKTÖRÜ’
Bir ülkenin en önemli varlığı yetişmiş insan gücü kaynağıdır. Günümüzde bilgi ve tecrübeyi değere dönüştürebilen entelektüel sermayenin yükselişine hep birlikte şahit oluruz. 2053- 2071 hedeflerini konuştuğumuz bugünlerde bu süreci besleyecek insan kaynağı planlamamızı da aynı ölçekte yapmak durumundayız. Artık daha güçlünün, daha çok üretenin değil, yaptığı işe akıl katanın zeka katının hayatta kalacağı bir dünya düzenine doğru hızla ilerliyoruz ve bu yeni dünya düzeninde gücün sembolü insan faktörü.
‘ANAHTAR KELİME DEĞİŞİM’
Mevcut sistem artık her anlamda dönüşüme zorlanıyor. Eski kalıpların ezberlerin yıkıldığı bir dönemdeyiz. Dünyanın gittiği yönü gören, gideceği yönü ise öngören olmak zorundayız. Yeni yüzyılın kodlarını, sistematiğini sosyolojik sahada etkilerini bireysel ve toplumsal okumalarını bunların ekonomi, siyasi ve kültürel yansımalarını çok yakından takip etmemiz gereken bir dönemin içindeyiz. Yaptığı işe farkını koyan merak tutkusuyla daha önce denenmemiş, yapılmamış, söylenmemiş şeylerin peşinde koşan insanların çağındayız. Farklı düşünen, farklı gören farklı hissedenlerin öncü olduğu çığır açtığı bir zaman dilimindeyiz. Kuşkusuz yaşadığımız dönemin anahtar kelimesi değişim. Daha önce dünyayı şekillendiren yüzyıllık dinamiklerden bahsederken bugün değişim artık çok kısa bir zamanda gerçekleşiyor ve aynı anda dünyanın dört bir tarafına yayılıyor. Teknoloji ve iletişimin gelişmesiyle birlikte artık dünyanın bir ucunda meydana gelen herhangi bir olayın diğer ülkeleri etkilememesi imkansız hale geldi. Bu anlamda üniversitelerimizin özellikle reel politik çerçevesinde bu değişimi iyi okumaları ve Türkiye’nin geleceğine yön vermeleri büyük önem arz ediyor.
‘YAPAY ZEKA TEKNOLOJİSİNE SAHİP OLAN ÜLKE SÖZ SAHİBİ OLACAKTIR’
Şunu özellikle üstüne basarak vurgulamak istiyorum. Yapay zeka teknolojisine hakim olan ülke gelecekte dünyanın geleceğinde de söz sahibi olacaktır. Artık teknolojiyi sadece kullanan değil, onu üreten ve ihraç eden bir sistemi kurgulamak zorundayız. Geçtiğimiz hafta bildiğiniz gibi yeni ekonomi programı ilan edildi. Programda öne çıkan hususlardan biri de hiç kuşkusuz yüksek katma değerli mal ve hizmetlerin üretimi konusuydu. Türkiye’nin bu hedefine ulaşması için Ar-Ge ve inovasyon odaklı büyümesi yani hızla bilgi toplumuna dönüşmesi bir zorunluluk arz ediyor.
‘İTHAL ÜRÜNLER TÜRKİYE’DE ÜRETİLMEYE BAŞLANACAK’
Ağırlıklı olarak ithal edilen ürünler Türkiye’de üretilmeye başlanacak. İleri teknoloji geliştiren yazılım, iletişim, haberleşme, sağlık, enerji gibi pek çok alanda Ar-Ge ve inovasyon odaklı bir dönüşümü gerçekleştirmiş olacağız. Bugün artık dünyaya teknolojiler yön veriyor. Yeni teknolojilerin üretiminde kabiliyetimizi ne kadar geliştirirsek dünyanın geleceğinde de o kadar fazla söz sahibi oluruz. Aksi takdirde bu işin kaymağını başkaları yer, bize hamallığı kalır. Küresel trendleri ve gelişmeleri takip ederek dünyada yeni gelişen teknolojilerin Türkiye’ye uyarlanması ve en nihayetinde burada üretilmesi bir adım sonrasında ise yeni teknolojilerin üretim merkezi olarak önemli bir başarı hikayesi ortaya koymak mecburiyetimiz söz konusudur.
‘ZAMANIN GİDİŞATINA YÖN VERMEK ZORUNDAYIZ’
Artık zamana ayak uydurmak değil, zamanın gidişatına yön vermek durumundayız. Her şeyden önce bu işler masa başında olmuyor. Araştırmacı bir ruh hali ve özgüven ile yol almamız mümkün. Sadece okul sıralarında alınan eğitimle yetinmeyen, arayan sorgulayan yeniliğe açık, dünyayı takip eden gençlerle yol alabiliriz. Hepinizde bu yetenek ve istibdat var. İçinizdeki bu cevheri ortaya çıkarmak için tek ihtiyaç duyduğumuz şey; özveri, kendinize inanmak, yapacaklarınıza inanmak ve kendinizi tanımak. Çünkü gençliğin ufku bu ülkenin gelecek vizyonudur. Birileri yapıyorsa biz daha iyisini yapmak zorundayız. Sizler kendinizi aşma, kendinizi yenileme yolunda ne kadar ileri giderseniz Türkiye’de o kadar ilerlemiş olacak."
‘ÖNEMLİ ADIMLAR ATTIK’
Enerji teknolojilerinin yerleştirilmesi için çok önemli adımlar attık. Yaptığımız her ihaleye muhakkak yerli istihdam ve yerli üretim şartı koyduk. Mesela yenilenebilir enerjide firmalar en az yüzde 80 yerli mühendis ve iç istihdam etmek zorunda. Bunun yanı sıra yenilenebilir enerji ekipmanlarının yerli üretim şartını da yerine getirdik. Türkiye'nin ilk entegre yani güneş paneli üretim fabrikasının temellerini geçtiğimiz yıl Ankara’da atmıştık. Yakında rüzgar enerjisinde de inşallah yerli üretim yapan bir fabrikamız devreye girecek. Amacımız sadece Türkiye'nin ihtiyacını karşılamak değil, bölgemizdeki yüksek potansiyeli de göz önüne alarak, geniş bir coğrafyanın enerji teknoloji üreticisi haline gelmek.
‘HAYALLERİMİZ TÜRKİYE İLE SINIRLI DEĞİL’
Bölgemiz ve en nihayetinde dünyanın her yeri bizim için önemli bir pazar durumunda. Diğer yandan Türkiye'nin ilk nükleer güç santralleri temelidir geçtiğimiz yıl attık. Nükleer teknoloji sadece enerji üretimi değildir. Nükleer teknoloji sağlık, endüstri, ulaştırma, haberleşme uzay teknolojileri gibi pek çok alanda yüksek teknoloji kullanmak demektir. Nükleer Türkiye'den çıkartılan kıymetli minareler nadir elementler ya da stratejik elementler işlenmesi için geçmişte yurt dışına gönderiliyordu. Daha sonra bunları biz fahiş fiyatlarla geri alıyorduk, artık böyle olmayacak. Madenlerin işlenmesi için gerekli bütün teknolojik alt yapı ve yatırımlar artık Türkiye'mizde de yapılacak" diye konuştu.
Kaynak:Ahmet MEŞE
Bu haber toplam 1904 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.