BİLECİK DEMİR MADENİNİN YERİNİ BULUYORUZ
Av. Mustafa Büyükgüner
Bilecik Demir Madeni’nin izini sürdüğümüz yazımız, sadece Bilecik’te değil bu konuyla ilgilenen başka yerlerde de dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Yazının henüz neşredildiği sabah gerek şahsi telefonumdan arayarak, gerekse gazeteye gelerek maden ile ilgili bilgisi olduğunu söyleyenler çıktı. Yazı sosyal medya hesaplarından paylaşıldıktan sonra da konu ile ilgili bilgilerini paylaşanlar oldu. Bilecikli bir vatandaşımız elinde maden cevheri parçacıklarının da bulunduğunu belirterek, maden ocağının yerini bildiğini ve elindeki parçaları bu ocaktan aldığını söyledi. Konuyla ilgili vermiş olduğu diğer bilgiler özel nitelikte olduğundan bu bilgilerden şimdilik bahsetmiyorum.
Tarafımıza ulaşan Bilecikliler’in verdikleri bilgilerden yazımızda bahsi geçen demir madeni ocağının çok farklı yerlerde olabileceği anlaşıldı. Aynı zamanda bir maden mühendisi olan bir okuyucumuz görevi gereği arazide yaptığı araştırmalarda maden kalıntılarına Söğüt’ün Tuzaklı Köyü sınırında kalan dağlarda, Vezirhan’da ve Yenipazar bölgesinde rastladığını söyledi. Yine başka bir okuyucumuz Söğüt Savcıbey Köyü arazisinde benzer maden curuflarının bulunduğunu söylerken, bir başka okuyucumuz da demir curuflarına Söğüt Dereboyu Köyü arazisinde rastladığından bahsetti. Bir okuyucumuz ise gazetemizin internet sitesinde yayınlanan yazımızın altına “Küre Köyü’nün eski yerleşim yerini bulursanız demir madenini de bulursunuz fazla uzakta sayılmaz” şeklinde yorum yazdı.
Küre Köyü’nün eski yerleşim yeri konusunda bir araştırma yapmak gerekebilir. Ben Küre Köyü ile ilgili yaptığım araştırmada, önceden bölgemizde iki tane Küre isimli köy bulunduğunu bunlardan birine Büyük Küre, diğerine ise Küçük Küre dendiğini öğrendim. Küre Köyü Muhtarı İbrahim Ağabey ile yaptığımız sohbette, kendisi bu köyün yerini de tahmini olarak bildiğini söyledi. Yine tarihi kaynaklarda Küre’de yaşayan çeşitli ailelerin sülale isimlerine de rastladım. Küre Köyü, bir başka yazımızın konusu olsun. Biz devam edelim.
İbrahim Ağabey ile yaptığımız ve önceki yazımızda bahsi geçen görüşmede, İbrahim Ağabey mevcut maden ocağında demir rezervinin damar damar bulunduğu ve bu sebeple de günümüz şartlarında çok verimli olmayabileceğini söylemişti. Nitekim yazıya gelen yorumlardan belki de maden ocağını tek bir bölgede aramak yerine Küre’deki ocakta bulunan bu demir damarını takip ederek arazi taraması yapmanın daha doğru olacağı düşünülebilir. Gelen yorumlar tek bir bölgeyi işaret etmediğine göre, belki de demir madeni küçük küçük rezervler halinde Bilecik’in büyük bir bölgesine matuftu.
Bununla ilgili arazide saha araştırması yapılmadan ve eski kayıtlar gün yüzüne çıkarılmadan net olarak bir şey söylemek mevcut bilgilerle sınırlı gözüküyor. Eğer bu işe gönül verenlerle bir saha araştırması yapabilirsek, bununla ilgili bulguları da mutlaka bu sütunlarda paylaşmak isterim.
Bu süre zarfında yazı ile paylaştığımız top gülleleri de okuyucunun ilgisini çekti. Bu güllelerin gerçekten bulunup bulunmadığını ve nerede olduğunu soranlar oldu. Gülleler şu anda Küre Köyü Muhtarlığında bulunmakta. İbrahim Ağabey önceleri bu tür güllelerin Küre’de neredeyse her evde bulunduğunu ancak zaman içerisinde bir kısmının elden çıkartıldığını ve şu anda çok az sayıda kaldığını söyledi. Mevcut güllelerden birini arazide bulduklarını söyleyen İbrahim Ağabey, diğer gülleyi ise Küre’de bir vatandaşın evinden aldıklarını ayrıca bu güllelerden bir de çapı daha küçük olan başka bir gülle daha olduğunu ancak bunu temin edemediklerini söyledi.
Eskiden fabrikasyon usulü tuz henüz kullanılmadığı dönemlerde, bu güllelere bir oyuk açmak suretiyle odundan sap yapıldığı ve kaya tuzlarının yapılan bu yeni aletle ufalandığı da Küre’de hala bilinen bir vakıa… Nitekim muhtarlıkta bulunan güllelerden birinde böyle bir oyuk da bulunuyor.
Ülkemizde “Demir” soy ismi veya demirden türetilen soy isimleri çok revaçta ve her bölgede kullanılıyor. Küred’de de hemen akla gelen “Demir”, “Aydemir”, “Özdemir”, “Özçelik” soy isimleri mevcut. Ayrıca köyde hala nüfusa oranla başka bölgelere kıyasla çok daha fazla demircilikle uğraşan aile bulunmakta. Bu tespitler bile Küre Köyü ile demir madeni arasında bir irtibat kurulmasında ipucu olabilir…
Biz demir madeninin izini bu sefer de Osmanlı arşivlerinde sürelim. Arşiv kayıtlarında yaptığım inceleme neticesinde özellikle 16. yüzyıla ait kayıtlarda Bilecik Demir Madeni ile ilgili pek çok emirnamenin bulunduğunu gördüm. Bu emirnamelerde demir madenindeki toplam ocak sayısı ve madende çalışan işçi sayısı da tespit edilebilmekte. Yine emirnamelerden madende üretilen top güllelerinin miktarı ile çaplarını da öğrenebiliyoruz. Çalışacak işçilerin ülkenin hangi bölgelerinden temin edildiği ve yine bu işçilerin ihtiyaçlarının nerelerden karşılandığı bu kayıtlar ile gerçeğe yakın bir şekilde anlaşılmaktadır. Bu kadar büyük çapta bir işletme olur da bu işletmede yolsuzluk olmaz mı?.. Demir madeninin ortadan kaldırılması yani işlevsiz hale getirilmesi için faaliyet gösteren kişiler olduğu, bu kişilerin tespit edildiği, kısa sürede yakalanarak cezalandırılmaları amacıyla İstanbul’a gönderildikleri bu emirnameler ile anlaşılmakta.
Anlaşılan o ki, demir madeni konusu daha bir müddet daha gündemimizde olacak. Arşiv kayıtlarından tespit ettiğim ve madenin nitelik ve nicelik olarak özelliklerini ortaya koyan bu emirnamelerden de önümüzdeki yazıda bahsedelim.
Bu haber toplam 3003 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.