Bilecik’te 10 kişiden 3’ü bağış yaptı
Bilecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kevser Dilek Andıç, organ bağışı ve organ bağışının önemi ile ilgili açıklama yaptı.
Bilecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kevser Dilek Andıç, organ bağışı ve organ bağışının önemi ile ilgili açıklama yaptı.
Bilecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Kevser Dilek Andıç, organ bağışının önemi ve organ nakli süreci hakkında açıklamalarda bulundu. Dr. Andıç, organ bağışının hayat kurtaran bir iyilik hareketi olduğunu vurgulayarak, organ naklinin hastalar için bir umut kaynağı olduğunu söyledi.
Organ Bağışı Nedir?
Dr. Andıç, organ bağışının tanımını yaparak şu bilgileri paylaştı:
"Organ bağışı, bireylerin kendi hür iradeleriyle tıbben yaşamı sona ermiş olan (beyin ölümü gerçekleşmiş) hastaların organ ve dokularının, başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin vermesidir. Organ nakli ise, bir organın işlevini yitirmesi veya kaybolması durumunda, bağışçılardan alınan sağlam organların nakledilmesidir."
Dr. Kevser Dilek Andıç, organ nakli için iki ana kaynağın bulunduğunu belirterek, “Bunlardan biri canlı vericiler, diğeri ise kadavradan yapılan bağışlardır” dedi.
Açıklamasına devam eden Andıç;
"Canlı vericilerden yalnızca böbrek ve karaciğer nakli yapılabilmektedir. Ancak kadavradan organ bağışı ile kalp, karaciğer, böbrek, pankreas, akciğer gibi hayati organlar ve yüz, kol, bacak gibi dokular da bağışlanabilir," dedi.
Organ Bağışının Hayat Kurtarmadaki Rolü
Bilecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 2021 yılından bu yana beyin ölümü gerçekleşen 10 hastadan 3'ünün organ bağışını kabul ettiğini belirten Dr. Andıç, organ bağışının ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu şu şekilde ifade etti:
"Bir organ bağışçısı, ortalama 8 hastaya hayat verme potansiyeline sahiptir. Her bağışlanan organ, yeni bir yaşamın kapılarını aralamaktadır."
Yaş ve Dinî Engel Yok
Dr. Andıç, organ bağışında herhangi bir yaş sınırlaması olmadığını, 18 yaşını geçmiş ve akli dengesi yerinde olan herkesin organ bağışında bulunabileceğini belirtti. Kadavradan organ bağışı için yaş sınırlamasının olmadığını da vurguladı. Ayrıca, dinî engeller konusunda da bilgi veren Andıç, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın organ bağışının dinen caiz olduğunu açıkladığını belirtti.
Organ Bağışı Konusundaki Yanlış Anlamalar ve Önyargılar
Organ bağışının önündeki en büyük engelin, bağış yapmak isteyen kişi sayısının yetersizliği, konuya dair bilgi eksiklikleri ve önyargılar olduğunu belirten Dr. Andıç, bu konuda toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğine dikkat çekerek;
"Bağış yapmanın vücut bütünlüğünü bozacağı veya dinen yanlış olduğu gibi yanlış kanaatler, organ bağışına engel olabilmektedir. Ancak bu yanlış anlamalar, organ bağışının önemini küçültmez. Toplumda organ bağışının yaygınlaşması için doğru bilgilendirmeler yapılmalıdır” dedi.
Organ Nakli Bekleyen Hastaların Durumu
Dr. Andıç, Türkiye'deki organ nakli istatistiklerine de değindi. Ülkemizde organ naklinin %70'inin canlı vericilerden, %30'unun ise kadavradan alındığını belirtti. Ancak, yetersiz kadavra organ temini nedeniyle organ bekleyen hastaların hayatlarını kaybettiğine dikkat çekerek;
"Ülkemiz, canlı verici konusunda dünyada ilk üçte yer almakta, ancak kadavradan organ temininde son sıralarda yer almaktadır. Yetersiz kadavra organ temini, organ nakli bekleyen hastalar için büyük bir sorun teşkil etmektedir” dedi.
Bu haber toplam 371 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.