‘Bu mübarek gecede af dilemeliyiz!’
Bilecik Müftüsü Ali Erhun, bugün idrak edeceğimiz Mirac Kandili dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Bu mübarek gecede af ve bağış dilemeliyiz” dedi.
Mübarek üç aylar, içerisinde bazı özel geceleri barındırıyor. Bunlardan ilki olan Regaib gecesi Receb ayının ilk Cuma gecesi idrak ve ihya edildi. Çarşambayı Perşembeye bağlayan bu gece ise sevgili Peygamber’imize ilahi bir lütuf ve ihsan olarak yaşatılan mukaddes bir yolculuğun ve manevi bir yükselişin ifadesi olan Mirac Kandilini idrak edeceğiz.
Bilecik Müftüsü Ali Erhun, mübarek Mirac Kandili’ne ilişkin yaptığı açıklamada, Müslümanların geceyi en güzel şekilde idrak edebilmeleri için tavsiyelerde bulundu. Bu gece, namazla Allah’a yönelip af ve bağıl dilenmesi gerektiğini ifade eden Müftü Erhun, tevbe ve istiğfar etmek gerektiğini bildirdi.
Bol bol Kur’an-ı Kerim okunmasını isteyen Müftü Erhun, açıklamasının devamında şunları kaydetti:
“Kur’an-ı Kerim’de; “Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı ne yücedir.” buyrulmaktadır.
İki aşamalı olarak gerçekleşen Miraç’ın birinci aşamasına İsra, ikinci aşamasına da Miraç denilmektedir. İsra gece yürüyüşüne denir. Miraç’da merdiven, asansör demektir. İsra ve Miraç’ın asıl manası, Peygamberimizin bir gece seyahati ve yüce makamlara yükselmesidir. Yüce yaratıcıya yakınlığın en üstün derecesi olan miraç, beşer anlayışı çizgisinin ötesinde bir olaydır.
Miraç, Sevgili Peygamberimiz (sav)'in şahsında vuku bulmuş bir mucize olmakla beraber bizler de Miraç’ta Peygamber Efendimiz (sav)'e verilenler ile kendi manevi yükselişimizi gerçekleştirebiliriz.
Malum olduğu üzere, Hatemu'l-Enbiya Efendimiz (sav) Miraç’tan bize üç büyük hediyeyle dönmüştür:
Birincisi, günde beş defa Rabbimizle buluşma imkânı veren “Müminin miracı” olan namazdır. Günde beş vakit ihsan şuuru ile kılınan namazlar, Miraç’ın hediyesi, mü’minin miracı, dinin direğidir. Allah ile kulun buluşmasıdır.
İkincisi, Bakara Suresinin son ayetleridir ki, burada Rabbimiz bizlere hem yüksek ulvi sorumluluklarımızı hatırlatmakta ve hem de insan olarak zaaflarımıza işaret etmektedir.
Üçüncüsü de, istikametini imana çeviren her kesin sonunda cennete gireceği müjdesidir.
Mirac olayının gerçekleştiği bu gece Müslümanlar tarafından Kadir gecesinden sonra en kutsal gece sayılmış ve bu gecenin ibadetle ihyası gelenekleşmiştir.
Öyleyse bu mübarek gecede bizlere düşen;
Mü’minin Mi’rac’ı sayılan namazla Yüce Yaratıcımıza yönelmeli, O’ndan af ve bağış dilemeliyiz.
Kur’ân-ı Kerimi bol okumalı; okuyanları dinlemeli, okuyup-dinlediğimizi anlamaya çalışmalı, anladığımızı hemen uygulamaya ve hayatımıza hâkim kılmaya gayret göstermeliyiz.
Peygamber Efendimiz (sas)’e salât ü selâmlar getirerek o’nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuurumuzu tazelemeliyiz.
Günahlarımıza samimi olarak tevbe ve istiğfar edip; Yüce Rabbimize kulluk vazifelerimizdeki eksik ve kusurlarımızı tamamlamaya çalışmalı; idrak edilen geceyi son fırsat bilerek, pişmanlıkla yanlış yaptıklarımıza ve doğru yapamadıklarımıza gözyaşı dökmeliyiz.
Bu duygu ve düşüncelerle bütün İslam Aleminin Mi’rac kandillerini kutlar, bu bereket dolu gecenin hepimiz için her türlü hayra, her türlü şerden emin olmaya vesile olmasını, Yüce Mevlâ’dan niyaz ederim.”
Bu haber toplam 1704 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.