Defineciler sınır tanımıyor
Büyük bir tarihi mirasın üzerinde olduğumuz topraklarda defineciler tarihi eser çıkarma sevdasıyla her yeri delik deşik ederken akla hayale gelmeyen yerlerde define aramaları ise "Defineciler sınır tanımıyor" dedirtiyor.
Neredeyse Osmanlı'nın kuruluşuyla yaşıt Çınar ağacının ortasını defineciler kazarken ağacın içini ateşe verdiler.
Bilecik ile Bursa Kütahya ve Balıkesir illerinin ortasında kalan Osmanlı döneminde Ertuğrul Sancağı sınırlarındaki veya sınırında bulunan ve Bursa'ya bağlı olan Orhaneli'de 700 yıllık olduğu sanılan çınar ağacı içersinde zamanın derebeyi olarak bilinen Yazıcıoğlu'nun definesini arıyorlar.
Definecilerin hedefi olan çınarların bulunduğu bölgede yaşayan Ali Kabran İHA'ya yaptığı açıklamada, "Bölgemizdeki tarihi çınar definecilerin hedefi olmuş durumda, çınar çok eski tarihini bilmiyoruz. Belki 500 yıllık belki de bin yıllık. Dışarıdan köyümüze gelen defineciler tarihi çınarı talan etmiş durumda bu duruma bir önlem alınmasını istiyoruz. Köyümüzde genç nüfus yok en genci 65 yaşında, fazla insan da yok yaşayan bu durumu da fırsat biliyorlar. Bu bölgede Yazıcıoğlu diye derebeyi yaşamış onun definesi olduğu söyleniyor. Bu söylenti üzerine defineciler bu bölgeyi kazıyor. Defineciler tarihi çınarın ortasını kazıp talan ettikleri yetmemiş, bir de içini ateşe vermişler" dedi.
Yazıcıoğlu'nun definesi resmi kazıyla da aranmış
Osmanlı döneminde Ertuğrul Sancağı bölgesi veya yakınında bulunan ve şu an Bursa sınırları içersinde kalan Domaniç'e yakın Orhaneli'de Yazıcıoğlu lakabıyla ün salmış beyin halktan topladığı vergileri Osmanlı'ya göndermeyerek sakladığı düşünülerek Yazıcıoğlu'nun definesi soyundan gelen kişilerce de resmi kazıyla aranmış.
Sosyal medyada ve form sitelerinde oldukça ilgi gören konuyla ilgili paylaşımlarda izinli kazı yapılan evin mirasçılarından Yazıcıoğlu'nun torunu olarak bilinen Ak Mehmet'in oğlu Şükrü İsmail Yılmaz ve torunu emekli polis memuru Muammer Yılmaz, babalarından rivayet edilen Yazıcıoğlu'unun hikayesini ve define macerasını şöyle anlatıyorlar:
'Yazıcıoğlu'nun Kusumlar köyü kabristanında bulunan mezar taşında, 'Müderrisin-i kiramdan Yazıcızade Ali Efendi mahdumu merhum Ammi Tahir Molla' yazıyor. Vefat tarihi 1919 olan Yazıcıoğlu, Domaniç yaylasında, Balıkesir'de ve Orhaneli bölgelerinden topladıkları vergileri devlete gönderiyormuş. O zamanın Bursa valisi, Yazıcıoğlu'na, 'Topladığın vergi ve altınlar son zamanlarda az geliyor. Daha önce padişaha gönderdiğin altınlar daha fazlaydı, bunun sebebi nedir?' diye sormuş. Yazıcıoğlu da, 'Valim, ben İstanbul'a padişahın yanına saraya gittim, oradaki bazı hareketleri ve eğlenceleri gördüm, artık padişaha vergi ve altın göndermeyeceğim' demiş.Tabii bunun üzerine valiliğe bir ferman gönderilerek Yazıcıoğlu'nun öldürülmesi ve kellesinin getirilmesini istemiş. İdam fermanını duyan Yazıcıoğlu kendine yakın olan arkadaşları ve yandaşlarıyla beraber dağlara çıkarken, oradaki çatışmalarda öldürülüp kellesi padişaha gönderilmiş. Devlete göndermemiş olduğu altınları ise öldürülmeden önce meçhul bir yere saklıyor veya gömdürüyor. Bugün definecilerin bu evin altında gömülü sandıkları 1 ton 300 kilo altını bulmak için resmi izinle kazı yapılıyor' dedi.
Yazıcıoğlu'nun isminin 'Ali Hüsamettin' olduğu, bölgede 29 değirmen çalıştırdığı, halktan da para toplayarak Osmanlı Devleti'ne maddi olarak çok büyük destek olduğu rivayet ediliyor. Bursa'da hastanenin ve Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu'nun onun parasıyla yapıldığı, Kusunlar köyündeki mezarının dahi kimliği belirsiz defineciler tarfından kazıldığı öğrenildi. Meşhur yazar Hamilton'un Yazıcıoğlu'nun Çöreler köyü karşısındaki konaklarında misafir edildiği söyleniyor.
Kaynak:Bilecik Haber
Bu haber toplam 5854 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.