DİN GÖREVLİLERİNİN SORUNLARI GÜNDEME GETİRİLDİ
Camiler ve Din Görevlileri Haftası kutlama programı kapsamında din görevlilerinin yaşadıkları sorunları anlatan tiyatro gösterisi sahnelendi. Din görevlilerinin sosyal hayatın içerisinde karşılaştıkları sorunların mizansel şekilde anlatıldığı oyun büyük beğeni topladı.
2017 Dünya Kur’an-ı Kerim Okuma Birincisi Habip Deveci ile 2009 yılı Türkiye Ezanı Güzel Okuma Yarışması Birincisi Dursun Şahin, Kur’an-ı Kerim ziyafeti ile kulakların pasını sildi. Ayrıca ikili okudukları ezan ve selalarla dinleyenleri mest etti.
Osmanlı Camii İmam Hatibi olan ve şair kimliği ile tanınan Hakkı Şener ise seslendirdiği şiirlerle geceye rank kattı.
2017 yılı Camiler ve Din Görevlileri Haftası kutlama programı gerçekleştirildi. Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşen programa Vali Vekili Mehmet Taşdöğen, Belediye Başkanı Selim Yağcı, İl Müftüsü Necati Akkuş, bazı daire müdürleri ve STK temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.
2017 Dünya Kur’an-ı Kerim Okuma Birincisi Habip Deveci’nin Kur’an-ı Kerim ziyafeti ile başlayan program, Bilecik Din Görevlileri Derneği Başkanı Mehmet Ali Kaya’nın açılış konuşması ile devam etti. Mehmet Ali Kaya, din görevlilerinin fedakarca çalışmalarına atıfta bulunduğu konuşmasında şunları kaydetti:
‘CAMİLER, MÜSTESNA MEKANLARDIR’
“Cami, müminleri bir arada toplayarak aralarında çıkacak ve çıkması muhtemel birçok olumsuzlukları ortadan kaldırır. Camiler öncelikli ibadet yeri olmakla beraber beşeri alem ile ilahi alem arasında ruhani birlikteliğin yaşandığı, duyguların ve iradelerin Allah’a teslim edildiği mekanlardır. Öte yandan camiler sanatta güzellik ve zarafetin, yönetimde ihtişamın, insan ilişkilerinde nezaketin, özverinin, birlik ve beraberliğin, dostluk ve kardeşliğin tecelli ettiği müstesna mekanlardır.
‘MEMURLAR İZİN YAPARKEN DİN GÖREVLİLERİ VAZİFEYE DEVAM ETMİŞTİR’
Başkanlığımız idari kadronun dışında halkımızla direk iç içe görev yapmak üzere vaizlik, Kur’an kursu öğreticiliği, imam hatiplik ve müezzin kayyumluk görevleri ihda etmiştir. Tüm bu dört görevi yerine getiren cefakar, fedakar cami görevlileridir. Şöyle ki; Ramazan ayında 30 gün hiç izin kullanmadan gündüzleri mukabele okuyarak, beş vakit namaz ve akşamları teravih namazı kıldırarak yine gündüzleri ve akşamları duruma göre vaaz ederek, yaz kurslarında öğretmenlik yaparak en yoğun mesailerini harcamaktadırlar. Bütün memurlar 9-10 gün idari bayram izni yaparken cami görevlileri vazifeye devam etmiş, bayramı cami kubbelerinin altında melekler ve birkaç cemaati ile kutlamışlardır. Ailesi ile eş ve dostlarıyla bayram yapmak isteyenler ise ancak yıllık izinlerinden alarak memleketlerine gidip bayramı yaşayabilmişlerdir. Bütün sıkıntılarına rağmen din görevlisi de bir insandır. Hataları, yanlışları olacaktır. Önemli olan hatasını tez zamanda düzeltip doğruya yönelmektir. Mihrabta cemaatin en önünde durduğu gibi cami dışında da bilgisiyle, ahlakıyla, cömertliğiyle ve özgüveni ile toplumun her zaman önünde olmalıdır cami görevlisi.
İnsanlarımız arasında uzlaştırıcı, birleştirici bir tutum sergileyen, dini konularda onları aydınlatan sosyal problemlere çözüm arayan, sorumluluk duygusu içerisinde bu ulvi görevi yerine getiren fedakar din görevlilerinin hatırlanması onlara böyle bir haftanın tahsis edilmesi takdire şayandır” ifadelerini kullandı.
Din Görevlileri Başkanı Mehmet Ali Kaya’nın konuşmasının ardından kürsüye gelen Müftü Necati Akkuş’ta oldukça önemli mesajlar verdi. Müftü Akkuş, haftanın temasını oluşturan cami, şehir ve medeniyet konulu bir konuşma gerçekleştirdi. Müftü Akkuş, konuşmasında şunları kaydetti:
‘İSLAM MEDENİYETİNİN MABETLERİ, MEDENİYETİN KÖŞE TAŞLARI’
“Bu sene Camiler ve Din Görevlileri Haftası münasebetiyle Diyanet İşleri Başkanlığımızın seçtiği ‘Cami, Şehir ve Medeniyet’ teması üzerinde kısaca durmak istiyorum. Aslında bugüne kadar geç kalınmış daha önceden işlenmesi gereken bir konuydu ama herhalde yeni sıra geldi. Yeryüzünde yapılan ilk bina mescid olarak yapılıyor ve dikkat etmemiz gereken bir şey daha var. İslam medeniyetinin mabetleri, medeniyetin köşe taşları. Bu taş ifadesini tırnak içinde kullanıyorum çünkü medeniyetlere beşiklik yapan ibadethaneler taştan yapılmıştır. Ecdadımız özellikle camileri merkeze alan ve taş binalar olarak şatafattan uzak, şahsiyet örneği camiler inşa etmişler ve şehirleri onların etrafında tesis etmişler. Bunun ilk örneği Kabe-i Muazzam’dır. Kabe, şehrin ve dolayısıyla medeniyetin mihenk taşı olmuş.
‘BİR GARİP HALE GELDİK’
İslam medeniyeti ne zamanki sekteye uğramış bir takım kırılma noktaları yaşamışsa gene kendi medeniyetinin küllerinden yeniden ihya olmuş. Gerek ahlakıyla gerek inancıyla, gerekse sosyal hayatı, adaleti, merhametiyle yani İslam medeniyetinin kucaklayıcı özelliklerini ortaya koymuş ve yeniden dirilmiş. Selçuklu ve Osmanlı bu medeniyeti iyice kökleştirmiş. Ordu fethettiği yerlerde mutlaka cami inşa ediyordu. Fakat cami inşa ederken sadece ibadet edilen namazdan namaza açılıp kapanan bir cami değil etrafında külliyesi ile birlikte bir mekan inşa etmişler. Selçuklu eserlerine bakın mutlaka taş ve şahsiyetli binalar görülür. Osmanlı eserlerine bakın yine aynı. Selçuklu ve Osmanlı camilerinin etrafında oluşan şehirler dünyaya ışık saçan şehirler olmuşlardır. Mesela İstanbul, Semerkand, Buhara, Şam, hangisine bakarsanız bakın merkezlerinde bir cami, etrafında gelişen şehir ve o şehrin ortaya koymuş olduğu muazzam bir medeniyet vardır. Medeniyetimizi temsil eden bu camiler maalesef Osmanlı’nın yıkımından sonra yeniden medeniyeti inşa etme yerine yanlış bir istikamete Batılılaşma yönüne eğildiği için 100 yıldan beri bir türlü yeniden medeniyetimizi inşa edemedik. Yıkılışlardan sonraki dirilişe vesile olan medeniyetin mayasını bir türlü bulamadık. Bir garip hale geldik.
‘DİN GÖREVLİLERİMİZ KANAAT ÖNDERİ OLMALI’
Bugün yapmamız gereken şey; caminin asıl misyonunu din görevlileri olarak yeniden ihya etmemiz lazım. Bütün sıkıntılarına rağmen cami görevlimiz bulunduğu köyde, mahallede herhangi bir sorun oluştuğunda kanaat önderi olarak akla gelen ilk isim olmalı. Bugün kanaat önderi diye tabir edilen birçok insanın insanlarımızı yanlış yerlere yönlendirdiklerini gördük. Bizim kanaat önderi olacak şekilde bir misyon üstlenmemiz lazım” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından ilimizdeki camileri konu alan slayt gösterisi izlendi. Ardından din görevlilerinin yaşadıkları sorunları anlatan tiyatro gösterisi sahnelendi. Din görevlilerinin sosyal hayatın içerisinde karşılaştıkları sorunların mizansel şekilde anlatıldığı oyun büyük beğeni topladı.
2017 Dünya Kur’an-ı Kerim Okuma Birincisi Habip Deveci ile 2009 yılı Türkiye Ezanı Güzel Okuma Yarışması Birincisi Dursun Şahin, Kur’an-ı Kerim ziyafeti ile kulakların pasını sildi. Ayrıca ikili okudukları ezan ve selalarla dinleyenleri mest etti.
Osmanlı Camii İmam Hatibi olan ve şair kimliği ile tanınan Hakkı Şener ise seslendirdiği şiirlerle geceye rank kattı.
Camiler ve Din Görevlileri Haftası kutlama programı, 2017 Dünya Kur’an-ı Kerim Okuma Birincisi Habip Deveci ile 2009 yılı Türkiye Ezanı Güzel Okuma Yarışması Birincisi Dursun Şahin’e hediye takdiminde bulunuldu. Ayrıca 2017 yılı içerisinde emekliye yarılan iki din görevlisine plaket verildi.
Program sonrasında davetlilere aşure ikram edildi.
Kaynak:Ahmet MEŞE
Bu haber toplam 2702 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.