Akparti Bilecik İl Başkanı Fikret Karabıyık geçtiğimiz hafta ilimizde neșredilen bir gazeteye, ülkemizde yaşanan 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında yaşananlarla ilgili bir röportaj verdi.

Özellikle 15 Temmuz gecesi yașananlar ve bu menfur olaydan sonra sürdürülen operasyonlarla ilgili bilgi veren Karabıyık’ın, ‘Parti içerisinde herkesi araştırdık. Hiç Bylock kullanıcısına rastlamadık’ demeci, gazetenin internet sitesindeki haberin altında bulunan yorumlardan da anlaşılacağı üzere en azından bu gazetenin okuyucularına inandırıcı gelmemiş olacak ki, epey itiraz ve eleştiri almış.

Gerçekten de darbe girişiminden bu yana gerek bürokrasideki görevden alma ve tutuklamalar, gerekse sosyal hayattaki vatandaşlar hakkında yürütülen soruşturmalar devam ederken, fetö operasyonlarının siyasi partilere özellikle de Akparti’ye yansımaması kamuoyundaki soru işaretlerinin artmasına sebep oluyor. Üstelik bu durum Bilecik’le sınırlı da değil. Akparti’nin ülke genelinde fetö operasyonları sebebiyle görevden alınan üyeleri gerçekten çok az. Ben bunu özellikle 17-25 Aralık’tan sonra yaşanan yerel ve genel seçimlerde adayların tespitinde bu yönden yapılan ince eleme ve araştırmalara bağlıyorum. 2014 yılının sonbaharında başlayıp 2015’in baharına kadar devam eden kongre sürecinde de Akparti teşkilatı fetö üyelerinden temizlemişti. Buna rağmen teşkilat içerisinde kripto fetö üyelerinin bulunma ihtimali halen var.

Haberlere de yansıyan, hükümet içerisinde dahi bylock isimli gizli haberleşme programını kullanan bakanların bulunduğu ve hatırı sayılır miktarda milletvekilinin de aynı gerekçelerle zan altında olduğu genel merkezce yalanlansa da, parti grubunun fetö ile mücadelede zayıf kaldığı alenen konuşulmakta. Bununla ilgili olarak ülke genelinde bir süredir 2017 yılında yapılacak bir erken seçim senaryosundan bahsediliyor. Buna göre 2015 yılının Haziran ve Kasım aylarında peş peşe yapılan iki seçimden de birinci parti çıkan Akparti, anlaşılan o ki, 15 Temmuz darbe girişimini püskürtmeden kaynaklı halk desteğini sandıkta sınamak ve bünyesindeki kripto paralellerden de kurtulmak istiyor.

Nitekim Karabıyık röportajında bu konuya da değinerek “Erken seçim olmalı mı?” sorusuna, “Erken seçim bence olmalıdır. Seçimlerin hepsi aynı yıl olmamalıdır. Cumhurbaşkanlığı, genel ve yerel seçimler yıllara yayılmalı kanaatindeyim. Aynı yıl içerisinde yapılmasını desteklemiyorum” diye cevap vermiş.

Karabıyık’ın bu açıklamalarını teşkilatına “hazırolun” talimatı olarak mı değerlendirmeliyiz... Eğer öyle olsaydı bu açıklamayı kapalı kapılar ardında yapardı. Şüphesiz ki açıklama kamuoyuna yönelik…

Karabıyık bu soruya cevap verirken kongre sürecinin de 2017 yılında olacağını belirtmekte. Kongrelerin biraz erkene alınacağı ve Ekim-Kasım ayları yerine Mart-Nisan aylarında bitirileceği de kulislerde konuşulmakta.

Bilindiği üzere Anayasa Uzlaşma Komisyonu toplantısında Akparti tarafından 2019 yılında üç ayrı seçim yapmaktansa, seçimlerin 2018, 2019 ve 2020 yıllarının Ekim aylarında birer yıl ara ile yapılması teklif edilmişti. Gazetelere de yansıyan bu teklife göre genel seçimler 2020 yılında yapılacaktı.

Başkanın beyanı eğer kendi görüşü değil de partinin genel politikasının açıklanması ise Akparti’nin önceki teklifinden vaz geçtiğini ve önceliği genel seçimlere verdiğini söyleyebiliriz. Açıklama başkanın kendi fikriyse seçimlerle ilgili Akparti’deki kafa karışıklığının devam ettiği sonucuna varabiliriz.

Açıklamadan benim anladığım erken veya geç, yapılacak seçimlerden önce kongrelerin tamamlanacağı... O halde kongrelerin 2017’nin bahar aylarında yapılacağını var sayarsak aynı yılın son baharında da yeniden sandığa gidebiliriz.

Önce kongrelerin yapılması ile teşkilatlardaki kripto fetöcülerin temizlenmesi muhtemel. Burada genel merkezce yapılacak kriter tespiti, teşkilatlardaki ilçe başkanları düzeyinde dahi değişikliklere gidilmesine sebep olabilir. Oluşacak yeni yönetimin hele bir de erken seçime gidilmesi halinde milletvekili adaylarını da belirleyecek olması, mevcut durumdan çok farklı tercihlerin ortaya çıkma ihtimalinin bulunduğunu söyleyebiliriz. Hele bir de genel seçimlerin erkene alınması ile belediye başkanlarının milletvekili adayı olmasının önü kapanırsa, Akparti’deki siyasi dengeler baştan sona değişebilir.

Anlaşılan o ki, önümüzdeki günlerde bu konuyu daha çok konuşacağız.

Bekleyip görelim...