Faik Akarkarasu’dan “Önseçim” açıklaması

Faik Akarkarasu’dan “Önseçim” açıklaması

Bilecik’te, CHP’nin önde gelen isimlerinden ve bir süre önce sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle disipline sevk edilen Av. Faik Akarkarasu, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayını belirleyeceği önseçime ilişkin açıklamalarda bulundu.

Bilecik’te, CHP’nin önde gelen isimlerinden ve bir süre önce sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle disipline sevk edilen Av. Faik Akarkarasu, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayını belirleyeceği önseçime ilişkin açıklamalarda bulundu.

CHP tarafından alınan önseçim kararını doğru bulmadığını ifade eden Av. Faik Akarkarasu, “Bu çözüm olarak gösterilen önseçimle aday belirlemenin ne taktik ne de stratejik açıdan hiçbir doğruluğu bulunmamakta” ifadesini kullandı.

Önseçim kararının zamansız ve yersiz olduğuna dikkat çeken Av. Faik Akarkarasu, açıklamasında, şunları kaydetti:

“Ortadoğuda gelişen ve Suriye’nin bölünmesiyle ortaya çıkan tablo Türk iç siyasetini de çok yakından etkileyecek. Kıbrıs konusundaki alttan alta dillendirilen olası gelişmeler de iç siyaseti çok etkileyeceği gibi, Kuzey Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki PYD yapılanmasının bir bağımsız Kürt devletine dönüşmesi ve bunun etki alanının ne olacağı, keza Devlet Bahçeli’nin sözcülüğünü yaptığı ve bugün de DEM heyetinin Kandil’de yaptığı görüşmeler iç siyaseti doğrudan etkileyip şekillendirecek niteliktedir. Bu tabloyu görmeden ve bu seçimde bence milliyetçi oyların istikametinin kestirilmesi son derece güç iken, bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçiminde ilk tura çok adaylı gidip akabinde 2 adaylı seçim seçmeni bütünleştirip toparlayıcı olacak iken, şimdi Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayını önseçimde belirtip bu seçimdeki ilk tura blok muhalefet ile gitmenin bence önünü tıkayıcı olacaktır.

Bir önemli konu da ülke gündeminin seçim değil geçime endeksli olmasıdır. Bu geçime endeksli politikalar toplumu kapsayıcı, üretici oluşumlar oluşturulmadan ve demokratik siyaseti sokağa taşımadan ülkenin seçim havasına girmesi mümkün değildir. Burada asıl tehlike; önseçimle bu aşamada belirlenecek adayın etrafının da makam mevki kuşatılması ve mevzi tayini bekleyen gruplar tarafından kraldan çok kralcı hale gelecek bir yapının ve ikili bir yapının oluşması da kaçınılmazdır.

Giriş bölümünde bahsettiğim üzere Kürt sorununun çözüm yol haritasını görmeden böyle bir önseçime girmek provokatif eylemlerle AKP’nin elini de güçlendirebilir. Örneğin bir kısım İstanbul, Ankara, Mersin, Bursa, doğu ve güneydoğu anadoludaki sandıklarda oy pusulalarına yapılacak provokatif olarak adaydan başka isim yazılması, örneğin teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın veya Selahattin Demirtaş’ın isminin yazılması partiyi kamuoyu önünde zor durumda da bırakabilir. Seçim uzun soluklu ve tüm bileşenlerin, toplum vicdanının kabulü ile anlam ifade eder. Bu yapılan önseçimde katılım az olursa veya boş oyların fazlalığı oluşursa adayın da ruhi dengesi ve moral motivasyonu ciddi etkilenebilir. Keza Ekrem İmamoğlu’nun tek aday olarak veya yanında tavşan adayların çıkacağı bir seçim sonucu, Ekrem İmamoğlu’nun siyasi yasaklı hale getirilmesi durumunda yerine belirlenecek yeni bir aday ile bir önceki aday arasında mevzi çatışmaları yaratır. Bunlar hiç küçümsenecek durumlar değildir. Bu seçim demokrasinin belki de son seçimidir. Topluma bugüne kadar somut önerilerimiz ne İş Kanunu ne Sosyal Güvenlik Kanunu ne yeni bir demokratik Anayasa metni ne kurumların yapılanması konusunda somut bir metnimiz veya toplumca bilinen ve tartışılan bir Türkiye çözüm metni oluşmamaktadır. Yani Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı Cumhurbaşkanı adayı olsun diyen anket sonucu %5’tir. Genel Başkan Partiyi temsilde eksik kalmaktadır.

Diğer aday potansiyelindeki Mansur Yavaş ise önseçime katılmayacağını söylemiştir. Siyasette 3 yıl çok uzun bir süredir. Adaylaşmayacağı anlamında bir cümlesi bulunmamaktadır. Eğer illa Ekrem İmamoğlu’yla seçime girecekseniz yapılmak gereken tek iş şudur; Genel Başkan Özgür Özel Genel Başkanlıktan istifa etmeli, Parti olağanüstü kurultayla önseçimden çıkan adayı Genel Başkan olarak seçmeli, Ekrem İmamoğlu da enerjisini ve mesaisini Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı sıfatıyla harcamalı, bu süreç içinde ülkeyi seçime götürecek hamleleri de yapmalıdır. Yani işin akışı sağlanmalıdır.

Parlamento seçimlerinin yapılması üzerinden 2 yıla yakın bir süre geçti. 6 ay sonra Anayasa hükmü gereğince parlamentoda örneğin İzmir 1. Bölge, İstanbul 2. Bölge vb. partinin güçlü olduğu il milletvekilleri istifa ettirilip parlamento seçimine yol açılırsa ve buradan alınacak risk de başarılı çıkarsa AKP gidici olur. Aksi hal AKP’nin belirlediği düzenin dümen suyuna takılmaktır. Bakınız bu seçimde yerel yönetimlerin başarı skalası da önem taşıyacaktır. Ben Bilecik özelinde bu konuda sıkıntı olduğunu çok net görmekteyim. Bu nedenle önseçimin yönteminin de uygun olmadığı, dijital veri üzerinden önseçim gerçekleşmesinin daha doğru olabileceği ama zamanlamasının tamamen yanlış olduğu kanaatindeyim. Biraz önce söylediğim gibi önseçimde Ekrem İmamoğlu çıkacaksa ve bundan sonra kötü senaryoya göre siyasi yasağı oluşursa AKP bunu topluma bir şekilde unutturur, fakat önseçimden çıkacak kişi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olursa onun üzerine siyasi yasak gelmesi mümkün değildir.

Partinin ve adayının 3 yıllık süreçte yara almaması çok önemlidir ve Partinin patronaj yapmaması da çok önemlidir. Bu nedenle zamansız, yersiz, ülkenin biçim koşulları oluşmadan yapılması düşünülen önseçim bence bir karar değil, tam aksine uzun vadeli ciddi bölünmeler dahi oluşturacaktır.”

Bu haber toplam 433 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum