HALKTAN TAM DESTEK!
Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve Paralel Devlet Yapılanması (PDY) soruşturması kapsamında yürütülen operasyonlara Türk Milleti'nden tam destek geliyor. Bilecik halkı da yürütülen mücadelede devletinin yanında yer almaya devam ediyor.
Gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Mücahid Erdal'ın hazırlayıp sunduğu Bilecik'in ilk ve tek açık oturum programı Basın Masası'nda, hafta içerisinde gerçekleştirilen FETÖ-PDY operasyonları değerlendirildi. İkinci dalga olarak nitelendirilebilecek geniş çaplı operasyonun yorumlandığı programa Sedat Bayam, Orhan Şişman ve Mehmet Erdem konuk olarak katıldı.
Sedat Bayam, FETÖ-PDY soruşturması kapsamında operasyonların devam etmesini beklediğini açıkladı. Başlatılan mücadelede devlet ve millet bütünleşmesinin sağlandığına dikkat çeken Bayam, Bilecik imamının bulunması gerektiğine vurgu yaptı. FETÖ ve diğer terör örgütlerine karşı başlatılan mücadelede halkın devlete büyük destek verdiğini anımsatan Bayam,"Yapılan anketlerde milletimiz devletimizin FETÖ ve diğer terör örgütleriyle mücadelesine yüzde 92 oranında onay veriyor" dedi.
Basın Masası'nın ayrıntılarını aşağıdan okuyabilir, videosunu izleyebilirsiniz.
Orhan Şişman ise hükümetin başlattığı bu mücadelenin sonuna kadar sürmesi gerektiğini söyledi. Şişman,"Operasyonlar bittikten sonrada bu yapıyla ilgili ciddi analizler yapılmalı ve devletin böyle bir durumla bir daha karşılaşmaması için gerekli tüm tedbirler alınmalı" yorumunda bulundu.
TETÖ-PDY soruşturmasının en çok ses getirecek kısmının siyasi ayak olacağına dikkat çeken Mehmet Erdem ise,"Yargıya, emniyete, bürokrasiye her yere girildi ama siyasi ayağa halen girilemedi. Asıl bomba burada patlayacak" şeklinde konuştu.
Mücahid ERDAL: Bilecik'in gündeminde olan konuları kıymetli misafirlerim Mehmet Erdem, Orhan Şişman ve Sedat Bayam ile beraber değerlendirmeye devam edeceğiz.
FETÖ operasyonları haftaya damgasını vurdu diyebilirim. Yine haber sitemizde en çok tıklanan haberler arasında 'Ekmeğin içinden bu da çıktı' başlıklı haberimizde yer alan ekmeğin içinden poşet çıkması hadisesi yer aldı. İl koordinasyon kurulu toplantısından 'Bu ne lakayıtlık!' başlıklı haberimiz var. Bu haberlerimiz en çok tıklanan ve yorumlananlar arasında yer alırken bu konuları değerlendireceğiz.
İlk olarak FETÖ operasyonlarından başlamak istiyorum ve ilk sözü Sedat Bayam'a veriyorum.
Sedat BAYAM: Teşekkür ediyorum. Senin söylediğin gibi ben misafirliği aslında ekranda bizleri izleyen, gazeteden okuyan arkadaşlar olarak görüyorum. Biz iki seneyi doldurduk ve misafirlikten çıktık.
'TANINMIŞ İSİMLERİN OLMASI DAHA ÇOK SES GETİRDİ'
Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) diye kısalttığımız Gülen Cemaati, takipçileri veya sevenlerinin yer aldığı bir cemaat yapılanmasının sonuçlarını bütün Türkiye'de izlerken Bilecik'te de sizlerin sayesinde takip ediyoruz. Bu anlamda devlet bu yapılanmayı çökertmeye çalışırken devlet memurlarına yönelik çalışmalarını inceledik. Sivil olarak çok fazla hareketlilik yoktu. Bir ara Bilecik'te esnaflık yapan bazı arkadaşlar alındılar, mahkemeleri oldu mu bilmiyorum ama tutuklandılar. Son operasyonda yine sivil ağırlıklı bir yapılanmaya yönelik bir hareket vardı. Bu etkili oldu ve daha çok ses getirdi çünkü içlerinde AK Parti'nin kurucu il başkanı var. Yine ilimizde tanınan ılımlı sağa yakınlığı ile bilinen bir başka avukat arkadaşımız daha gözaltına alındı. Bir derneğin başkanlığını yapan iş adamı var, devlet memurları var. Bu anlamda biraz daha ilgi çekti. Ancak hep konuşuluyor ya Bilecik'te il imamının kim olduğunu herhalde bulamadık. Bu operasyonlar daha devam edecek gibi. En başta hepimiz söylemiştik, bu lanet kalkışmaya kim ön ayak olduysa, kim gerçekten bu işin içinde bilerek ve isteyerek yer almışsa biz hepsini Allah'a havale etmiştik. Aynı yerde ve konumdayız. Türkiye genelinde yapılan anketlerde sadece FETÖ için değil tüm terör örgütlerine karşı devletin yapacağı iş ve işleme milletimiz yüzde 92 oranında onay veriyor. Yüzde 8'lik içinde kararsızların da olduğu küçük bir grup var.
Bu orana göre terör istemeyen devletle bütünleşmiş bir anlayış var. Bu anlayışın sonuna kadar arkasında durulmalı. Sapla saman karıştırılmadan, gerçekten araştırılarak ve gerçekten hukuksal alt yapısı oluşturularak bunların devam etmesi çok önemli. Umarım bu şekilde devam eder.
Mücahid ERDAL: Orhan bey ikinci dalga olarak nitelendirilebilir mi bu operasyon?
'OPERASYONLARIN SİVİL AYAĞA KAYDIĞINI DÜŞÜNÜYORUM'
Orhan ŞİŞMAN: Bilecik için denilebilir. Hatırlarsanız bu kalkışmanın olduğunun ertesi günü benim bir sözüm vardı. Demiştim ki; Geçmiş olsun Türkiye. Arkasından da gözün aydın Türkiye demiştim. Biz kendimizi çok sağlıklı bir devlet yapısı var, sağlıklı işliyor gibi biliyorduk. Ama bir benzetme yapacak olursak diyelim ki ben doktora gidene kadar kendimi sağlıklı biliyordum. Sonra bir kontrole girdim dediler ki senin ciğerinde bir kitle var onun alınması lazım. Doktor teşhisi koydu ve ben çok sağlıklı bir adam değilmişim. Yani 15 Temmuz gecesi bu toplum hastalığını öğrendi. Bu bir avantajdır. Doğru doktor, doğru teşhis ve doğru bir tedavi ile Türkiye bunu atlatır. Dolayısıyla bu bahsettiğimiz süre içerisinde 100 gün gibi bir zaman oldu, devleti yönetenler öncelikle devleti ayakta tutan kurumlar var. Mesela adli merciler, ordumuz, emniyet, istihbarat. Bence devlet bunları planlarken şu anda da sivil ayağına doğru gittiği kanaatindeyim. Bir taraftan kendi hayatiyetini belirli bir noktaya getirdikten sonra şimdi artık sivil ayağa geldi. Bunların içerisinde farklı meslek gruplarından arkadaşlarımız olacak.
'EKSİKLİK, YANLIKLIŞ VARSA GEREĞİ YAPILACAKTIR'
Bu ülkenin insanları, bu ülkenin gençleri, alın teri heba edildi. Bu taraftan bakıldığında ben üzülüyorum. Ama biz burada merhametle adalet noktasında kaldığımız zaman asla ve asla adaletten şaşmamız lazım. Bir sohbette arkadaşımızın biri 'Yan tarafta bir polis arkadaşın hanımı tutuklanmış, ona yardımcı oluyoruz…' dedi. Yanımda oturan bir arkadaş ise 'Bu insanlar tutuklandı diye acıma hissiniz merhametiniz depreşiyorsa 241 tane şehidimizi düşünün. Ondan sonra merhamet edin' dedi. Bence devlet bunların içerisinde eksiklik, yanlışlık yapıyor olabilir. Bu arkadaşlarımız mahkemeye çıkacaklar ve kendilerini anlatacaklar. İçlerinde belki yüzde 1 de olsa masum olanlar varsa gereği yapılacaktır.
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli'nin açıklamaları beni çok rahatlattı. KHK ile alakalı OHAL bittikten sonra bir madde koyarak kendileri ile alakalı bir itirazları varsa bunların davalarının görülmesi, itirazlarının gündeme alınmasıyla ilgilide bir yasal düzenleme yapılacağını söyledi.
Mücahid ERDAL: Mehmet Erdem sen ne söylemek istersin?
Mehmet ERDEM: 15 Temmuz'un üzerinden 96 gün geçmiş. O günden bu zamana ülke gündemini meşgul eden bir konu. Ben Türkiye genelinde de Bilecik'te de esas ses getirecek olan dalganın üçüncü dalga olmasını bekliyorum. Bu işin en önemli ayağı siyasi ayak. Yargıya, emniyete, bürokrasiye her yere girildi ama siyasi ayağa halen girilemedi. En önemlisi de bu.
'SİYASİ AYAĞA GİRİLMEZSE BU İŞ BİTMEZ'
Son operasyondan önce alınan birçok polis, öğretmenler vardı ama birçoğunu tanımıyorduk. Son operasyonda alınan isimler tanınmış olunca daha çok ses getirdi. Kimileri şaşırdı, kimileri ise bekleniyordu şeklinde yaklaştı olaya. Ses getirmesi de normal ama siyasi ayağa sıra gelmezse ben bu işin biteceğine inanmıyorum.
'TEDBİR ALINMAZSA, GELECEKTE YİNE KARŞILAŞABİLİRİZ'
Orhan ŞİŞMAN: Ben bir ilave yapmak istiyorum. Bu yapı 40 senedir Türkiye'de bir şekilde bu noktaya gelmiş. Bence bu konuyla alakalı kim ne yaptıysa hesabını vermeli. Ben çok net olarak söylüyorum, piyasada gezdiğimde bu cemaate mensup arkadaşlarla konuştuğumda 'Biz bu cemaati bir hizmet zannettik. Bu adamı hoca zannettik, hoca değilmiş. Bu ülkenin kaynaklarını heba etmiş, perişan etmiş' diyen bir tane pişman insan görmedim. Devlet gereğini yaptıktan sonra sadece cezayı verip bu işin peşini bırakırsa sosyolojik, psikolojik alt tabanını incelemezse, irdelemezse, tedbir almazsa gelecekte çok daha fazla bu tür belalarla karşılaşabiliriz.
Sedat BAYAM: Siyasi partiler oy kaygısıyla bir takım tavizleri vermeye devam ederlerse bugün A grubu olur yarın B grubu olur. Bu arada 241 şehidimizden bahsettik, gazilerimizde var. Kulağımıza gelen doğruysa gezilerimiz arasında bir ayrılık oluşmuş. 15 Temmuz gazilerine, şehitlerine çok şey borçluyuz ama onlara verilen bu ülkeyi korumak adına şehit olan, gazi düşen diğerleriyle bir farklılık varsa gerçekten doğru değil. Devletin buna bir düzenleme yapması gerekir.
Mücahid ERDAL: Bende son olarak şunu eklemek istiyorum. Bizim köyümüzde bir Eşref dede vardı çocukluğumuzda, gaziydi. Onlara gazilik maaşı bağlanması teklif edilmiş, Eşref dede bunu kabul etmemiş. Vatan için savaşa gittiğini söyleyerek kabul etmemiş. Şimdi ise bu konular üzerine öyleydi böyleydi şeklinde polemiklerin yaşanması gelinen durumun bir göstergesi, nasıl yorumlamak lazım bilmiyorum.
Orhan ŞİŞMAN: Eşref dede kendisine yakışanı yapmış ama devlette kendisine yakışanı yapması lazım.
Kaynak:Ahmet MEŞE
Bu haber toplam 17520 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.