Küre Köyü Sürdürülebilir Yaşam Derneği’nden Açıklama: “Tarım alanları büyük risk altındadır”
Hatırlanacağı üzere, Bilecik’in Söğüt ilçesine bağlı Küre Köyü’nde kurulması planlanan Kalsine Kil ve Klinker Üretim Tesisi için ÇED Toplantısı gerçekleştirilmişti.
Hatırlanacağı üzere, Bilecik’in Söğüt ilçesine bağlı Küre Köyü’nde kurulması planlanan Kalsine Kil ve Klinker Üretim Tesisi için ÇED Toplantısı gerçekleştirilmişti.
Gerçekleştirilen toplantı sonrasında, açıklamalarda bulunan köy halkı bahse konu tesisin kurulması halinde Küre’nin bereketli topraklarının zarar göreceğini belirtirlerken, “Köyümüzün, çocuklarımızın ve doğamızın geleceği için bu projeye karşı çıkıyoruz” dediler.
Bahse konu toplantının ardından, kurulması planlanan Kalsine Kil ve Klinker Üretim Tesisi için Küre Köyü Sürdürülebilir Yaşam Derneği tarafından bir açıklama yapıldı.
Söğüt’ün, temel sektörlerine ait iki büyük fabrikanın kurulmasına en büyük katkıyı sağladığını belirten dernek üyeleri kurulacak fabrikanın Bilecik’in en büyük sulama göleti ve çevresindeki tarım alanlarının büyük bir riske gireceğini belirttiler.
“Tarım alanları büyük risk altındadır”
Alanda detaylı bir fizibilite, ön yapılabilirlik etüdü yapılmadığını belirten dernek üyeleri tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı;
“Küre Köyü tarihi Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşuna kadar giden tarihi bir köydür. Küre Köyü’nün kurucuları Osmanlı İmparatorluğu kurucularıdır. İmparatorluğu kuran obanın esnaf ve sanatkarları Küre Köyü’nü kurmuştur. Küre adı bile dönemin koşullarında ileri teknoloji sayılacak metal işlemesinden gelmektedir. Yaptığı farklı üretimler ile 8 asır boyunca Osmanlı ordusunun ve yöre halkının birçok ihtiyacını karşılayan Küre, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin kuruluşunda da aktif bir şekilde yer almıştır. Bununla yetinmeyen Küre Halkı pazar kurulamayacak duruma düşen Söğüt’te ülkemizin temel sektörlerine ait iki büyük fabrikanın kurulmasına en büyük katkıyı sağlamıştır.
Asırlar boyunca tüm bu özveri ve gayretine karşı Küre Köyü ve çevre köylerin yaşamlarına olumsuz derin etkiler yaratacak, hayatın gerçekleri ile uyuşmayan işlemler görülmeye başlanmıştır. Dünyanın temiz tarım ve su kaynaklarının korunması ve onların sürdürülebilir kılınması için yoğun çabaya girdiği bir dönemde bölgemizdeki büyük potansiyel alanlar hoyratça geri dönüşü olmayacak şekilde olumsuz işlemlere maruz kalmaya başlamıştır. İlimizin en büyük sulama göleti ve çevresindeki tarım alanları bu kapsamda büyük risk altındadır.
Doğru bir girişimci bir işletme kurmadan önce detaylı bir fizibilite, ön yapılabilirlik etüdü ile işe başlar. Bu yapılmadan başlanılan her işlem sonunda başarısızlık ile sonuçlanır. Köyümüz sınırları içinde kurulan Söğüt Toprak AŞ. bunun son örneklerinden birisidir. Etkin ve verimli olarak çalışamayan fabrika ilk üretimden kısa bir süre sonra faaliyetlerini sonlandırmak zorunda kalmıştır. Sonrasında fabrika çimento üretecek şekilde dönüştürülmeye çalışılmıştır. Çimento üretiminin yörede yaratacağı olumsuz etkileri çok iyi bilen yöre ve köy halkı bu dönüşüme karşı haklarını ortaya koymuştur. Şimdi ise çimento üretiminden çok daha ağır etkileri olan çimento hammaddesi (kalsine kil ve klinker) üretimi için yeni bir süreç başlatılmaya çalışılmaktadır.”
“İnsan sağlığı açısından etkili olmaktadır”
Kurulacak tesiste üretilecek maddelerin ağır metaller içerdiğini ve bu maddelerin insan sağlığı açısından olumsuz etkileri olacağını belirten açıklama şu ifadeler ile devam etti;
“Çimentonun ana maddesi klinkerdir. Klinker ise özellikle silisyum, kalsiyum, alüminyum ve demir oksit ile az miktarda diğer maddelerin karışımının pişirilmesi ile elde edilir. Çimentonun ana hammaddesi bu işlem sonucu ortaya çıkar. Çimento klinkerin bir veya daha fazla katkı maddesi ile öğütülmesi sonucu üretilir. Yani çimento üretiminin en zararlı sonuçları olan süreci klinker üretimidir. Klinker içerisinde yer alan ağır metaller hem hidratasyon hem de insan sağlığı açısından etkili olmaktadır. Çimento hammaddesinin çalışanlar ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerini araştıran birçok çalışma bulunmaktadır.
Çimento sanayi üretim süreçlerinde yüksek enerjiye ihtiyaç duyan bir sektördür. Hammaddeler dışında çimento üretiminde kullanılan yakıtların da ağır metal içerdiği belirlenmiştir. Klinker üretimi esnasında kömür, doğal gaz, yağ ve petrokok vb. enerji kaynakları kullanılmaktadır.
Çimento üretiminde çevreye olan etkilerinin temel iki nedeni vardır. Kullanılan enerji kaynağı ve fabrikanın yarattığı emisyondur. Yoğun enerji kullanan çimento sektörünün en çok kullandığı madde kömürdür. Kömür kullanımı büyük bir atık sorununa neden olmaktadır. Her 1 kg çimento için ½ kg kömür kullanılır. Benzer kullanım çimento hazırlama sürecinde de söz konudur.
Kalsine kil ve klinker üretmeyi planlayan fabrikanın salınım ve atıklar hemen yakınında olan sulama göletine hava ve yeraltı yoluyla karışacaktır. Bu durum dışında hammaddelerin çıkarıldığı alanlar geniş alanlar olduğundan arazi topoğrafyasında değişim ve yeraltı suyu yapısında değişim riski de taşımaktadır.”
“Tarım üretiminin merkezinde Küre Köyü bulunmaktadır”
Küre köyünün içme suyunun toplu kullanılan tek kaynaktan geldiğini ve su kaynaklarının hızla azalmasından dolayı ciddi sıkıntılar yaşanacağını hatırlatan dernek üyeleri açıklamayı şu ifadelerle sonlandırdı;
“Gelecek yakın süreçte dünyada ve özellikle ülkemizde su kaynaklarının hızla azalmasından dolayı ciddi sıkıntılar yaşanacağı bilim çevreleri tarafından açıklanmaktadır. Köyümüzün içme suyu ilimizin çoğu yerleşim biriminin de kullandığı tek kaynaktan gelmektedir. Bu su kaynağının hattında meydana gelen basit arızalarda bile ilimiz ve ilçeler susuz kalmaktadır. Köyümüz de bu süreçte su sıkıntısı çekmektedir. Köyümüzün yedek ve hayati su kaynağı bu fabrika tarafından kullanılmaktadır. Bu durum köyümüz için ikinci büyük risk kaynağıdır.
İlimizin, çevre illerin ve hatta İstanbul’un birçok gıda ihtiyacı Söğüt ilçesi, Sakarya vadisi çevresinden karşılanmaktadır. Tarım üretiminin merkezinde Küre Köyü bulunmaktadır. Küre Köyü’nün en verimli topraklarında, su rezervinin dibinde yapılması planlanan bu üretimin yaratacağı geri dönülmez zararlara ilişkin köy ve çevre köy halkının ve yöneticilerinin görüş ve istekleri daha önce kamuoyuna ilan edilmiştir.
Bugün bizi bilgilendirmeye gelen değerli fabrika yetkililerine şu ana kadar yaşanan süreçleri hatırlatmak istiyoruz. Bu fabrika ilk çalıştırıldığı zaman bile maalesef gece kimsenin görmeyeceği düşünüldüğü zamanlarda filtrelerini kullanım dışı bırakarak kirliliğe neden olmuştur. Yöre halkı ilgili devlet birimlerine başvurarak yapılanların durdurulmasını isteyerek mağduriyetlerinin sonlandırılmasını talep etmiştir.
Yetkililer, fabrika açıldığında belli bir miktarda kişiyi işe alacaklarını söylemektedir. Fabrikada ilk açıldığında köyden kaç kişinin işe alındığı, sonrasında kimlerin iş aktinin sonlandırıldığı köy ve çevre halkı tarafından çok iyi bilinmektedir. Temel etik ilkelerden yoksun bu gibi uygulamaları yapan bir yönetim anlayışı ilk andan itibaren halkın güvenini kaybetmiştir. Güven bir kez kaybedildiğinde asla geri kazanılmayan bir değerdir.
“Köyümüz ve ilçemiz çok ciddi bir istihdam sorunu yaşamaktadır”
Bu kapsamda ilimiz yönetici ve seçilmişlerine bir konuyu hatırlatmak istiyoruz. Köyümüz ve ilçemiz çok ciddi bir istihdam sorunu yaşamaktadır. Köyümüzün de ana kurucusu olduğu Söğüt Seramik ve onun iştiraki Anatolia Seramik kötü yönetim sonucu adeta bir viraneye dönmüştür. İlimize, ilçemize ve köyümüze katkı sağlamak, dönemim kaymakamı cennet mekân Turan Tan bey gibi hayır duası almak isteyenler bu kanayan yarayı tedavi etsinler. Ancak o zaman tekrar Söğüt ve köyleri refaha ulaşır. Bölgenin tarımı ve suyunu öldürecek binlerce kişinin geçimini geri dönüşsüz bitirecek işlere öncülük etmek şuurlu insanın yapacağı bir iş değildir.
Unutulmasın ki dünyamız ve evren Yüce Allah tarafından çok hassas bir şekilde yaratılmıştır. Kamer suresi 49. ayetinde “Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık” diyen Yüce Allah Rahman suresi 8. ayetinde, “Sakın dengeyi bozmayın” emrini vermektedir. Bu sorumluluk insan tarafından yüklenilmiştir. Ahzâb Suresi 72. Ayette “Biz, emaneti göklere, arza ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler; ondan korktular da onu insan yüklendi” denilmektedir. Yüce Allah’ın oluşturduğu hassas dengeyi bozacak hiçbir şeyi kabul etmiyoruz. Yüce Allah’ın emanetinin dengesini bozucu her şeyi düzeltmeyi bir ibadet kabul ediyoruz. Bu şuurda olan yöre halkı olarak işletme sahipleri ve karar vericileri bir kez daha ağır veballer almadan önce düşünmeye davet ediyoruz. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”
Bu haber toplam 571 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.