MEHTER TAKIMI KÖYÜN İHTİYAÇLARINI KARŞILIYOR

MEHTER TAKIMI KÖYÜN İHTİYAÇLARINI KARŞILIYOR

1992 yılında kurulan Türkiye'nin ilk resmi sivil mehter takımı olan Küre Mehter Takımı, düğünler ve programlardan gelen gelirlerle köye 200 bin TL parayla iş makineleri aldı.

Söğüt'e bağlı Küre Köyü'nde 1992 yılında kurulan Küre Mehter Takımı, 6 senelik birikimleriyle köyün ihtiyaçları karşılamak amacıyla iş makineleri alarak, Küre Köy Muhtarlığına bağışladı. Konu hakkında İHA muhabirine açıklama yapan Küre Köyü Muhtarı aynı zamanda Küre Mehter Takımında trompet çalan İbrahim Gögercin, kendisinin 6 dönemdir de Dursun Fakıh Koruma ve Tanıtma Derneği Başkanlığını yaptığını anlatarak, "Faaliyetlerimiz mehter takımı il ve iller arası da görevlere çıkıyor. Bu görevlerde aldığımız ücretleri ekip elemanlarına yevmiye şeklinde vererek artan parayı biriktirerek köyün ihtiyaç olan yerlerinde kullanıyoruz. İlk önce köyümüzün mezarlık duvarlarını yaptırdık. Yaklaşık 45 dönüm iki mezarlığımız var. Etrafına istimlak duvarı gibi duvar ördük. Tel örgü içerisine aldık, temizliğini yaptık, ağaç diktik içine. Daha sonra traktör ihtiyacı görüldü köyümüzde. Yolları temizleme, kar bıçağı takıyoruz arkasına. Tuz atmaya makine takıyoruz. Önce büyük bir traktör aldık. Sonra arkasına römork ihtiyaç oldu, römork aldık yine muhtarlığımıza hediye ettik. Daha sonra köyümüzdeki çiftçilere yonca bağlama makinesi, balya makinesi ihtiyacı oldu. Balya makinesi de aldık. Son aldığımız makine de temizlik aracı olarak kullanacağımız bir tane tanker aldık, bunu da tazyikli su basacak şekilde üzerine donattık. O makineyi de köyümüze hediye ettik" dedi.

mehter-takimi-koyun-ihtiyaclarini-karsiliyor2.jpg

"Sadece mehterin geliri yok, hayırseverlerin bağışları da var"

İbrahim Gögercin, bu yapılan hizmetlerin 6 yıllık gelirin birikimi olduğunu belirterek, "6 yıllık gelirimiz de toplam yaklaşık 200 bin civarını da bulmuştur. Tabi bunda sadece mehterin geliri yok, hayırseverlerin bağışları da var mehtere. O bağışlarla beraber alınıyor bunlar. Mehterin geliri törenlerimizde 500 lira artarsa o 500 liraları biriktirerek 300, 500 TL neyse en son bağışlarla beraber toplam havuzda ne birikti ona göre ihtiyacımız neyse onu alıp muhtarlığımıza bağışlıyoruz" diye konuştu.

"İlk kurulduğumuzda hepimiz Küreliydik"

İbrahim Gögercin, 1992 yılında Küre Mehter Takımının kurulduğunda tüm çalışanların Küre köyünden olduğunu anlatarak, "Son zamanda müziğin kalitesini arttırmamız gerektiğini hissettik. Müziğin kalitesi bu işi yapan müzisyenlerle yapmamız gerektiğini öğrenince dışarıdan elaman var, zurnacımız var dışarıdan elaman, davulcu bir arkadaşımız var dışarıdan. Tabi gerektiğinde müzisyen dışarıdan ekip elemanı olarak alıyoruz. Mehterin kuruluş amacı 1992’de Dursun Fakıh’ı Koruma ve Tanıtma Derneği olarak kuruldu. Dursun Fakıh’ın kim olduğunu Türkiye’ye neyle tanıtırız diye düşündük. En iyi mehterle tanıtırız. 1968’lerde dağılan mehter takımını 92 yılında yeniden toparlamaya uğraştık ve biz gençtik o dönemde. Müzik eğitimi aldık. Bursa Büyükşehir bando şefinden. Değişik enstrümanları değişik arkadaşlarımız eğitimlerini aldı. Ekip oluşturduk. Önce amacımız tanıtmaktı, sonra bu işten biraz gelir olduğunu görünce çevirdik biz işimizi. Köyümüzün ihtiyaçlarını da karşılamaya uğraştık" ifadelerini kullandı.

"Diriliş dizisi Söğüt’ün gelen misafirlerinin sayısını 3’e, 5’e katladığı gibi mehterin talebini de 3’e, 5’e katladı"

Küre Köyü Muhtarı aynı zamanda Küre Mehter Takımında trompet çalan İbrahim Gögercin, 'Diriliş Ertuğrul' dizisi sonrası mehterana ilginin arttığı söyledi. Son zamanlarda sünnet törenlerinde mehterin tercih edildiğini anlatan Gögercin, sözlerine şöyle devam etti:

mehter-takimi-koyun-ihtiyaclarini-karsiliyor3.jpg

"Yöremizde bilhassa Bilecik’te sünnet törenlerinde artık vatandaşlarımız mehteri görmek istiyor. Hele hele bu Diriliş dizisinden sonra bu olay biraz daha canlandı. Tabi yakın illerde üniversitelerimizde konser verdik. Belediyelerin açılışlarında konserler verdik. Çeşitli festivallere katıldığımız gibi ama son dönemlerde sünnetlerde biraz daha hızlandı. Tabi bu da bizim ekibimize de gelir sağlıyor. Biraz daha canlı tutuyor ekibi. Sürekli antrenmanlı oluyor. Bizim için uygun oluyor. Kış döneminde haftada her hafta haftada 1 gün 4 saat bir çalışmamız oluyor. Yeni repertuvarlar orada ilave ediyoruz, yeni parçaları. Şu anda Ceddin Dede çok ilgi görüyor, Türkiye’m ilgi görüyor. Çırpınırdın Karadeniz var ilgi gören parçalar. En çok Ertuğrul’un Ocağında Uyandık parçası çok ilgi görüyor. Şu anda en revaçta o parça Sancak Marşı olarak da geçer. 'Diriliş Ertuğrul' dizisinden sonra tabi Diriliş parçası mutlaka soruluyor. Muhteşem Yüzyılın müziği var. Onu vatandaş istiyor bilhassa sahneye girerken muhteşemliğini gösteriyor mehterin. Çeşitli müzikler ayrı ayrı isteniyor. Her müziğin kendine has bir güzelliği var çünkü. Ama Diriliş dizisi Söğüt’ün gelen misafirlerinin sayısını 3’e, 5’e katladığı gibi mehterin talebini de 3’e, 5’e katladı yani. Mehtere talep de çoğaldı diziyle beraber."

"Mehtere eleman yetiştirmek bizde alt yapıdan başlıyor"

Mehter takımına eleman yetiştirmenin kendilerinde alt yapıdan başladığı anlatan İbrahim Gögercin, "Biz bir alt yapı daha yetiştiriyoruz. Şu anda mehterimize eleman yetiştirmek bizde alt yapıdan başlıyor. Ortaokul ve lise düzeyindeki çocukları yetiştiriyoruz. Şu anda onlarla bir ekibimiz var. "Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Yörük Şenlikleri"nde bu ekiple katılacağız. Kültür Bakanlığının mehteri gelecek. Biz küçükleri çıkartacağız. Büyük mehter takımımızın elemanları Dursun Fakıh’ta pilav pişirip pilav ikramı yapacak aynı gün. O yüzden biz Ertuğrulgazi şenliklerine mehter dışarıdan gelmediği zaman biz burada takviye ediyoruz. Ama alt yapımız tabi çocuklar biraz daha şirin görünüyor onlar da kaliteli bir mehter oldu. Kendileri çalıp, kendileri söylüyorlar. Repertuvarları ise bizde ne çalınıyorsa, onlar da aynı notadan çalıyorlar" dedi.

mehter-takimi-koyun-ihtiyaclarini-karsiliyor4.jpg

"1992 yılında kurulan sivil mehteriz resmi olan Türkiye’de" 

Son olarak mehtere olan ilgiden bahseden İbrahim Gögercin, "Mehtere olan ilgi 1992 yılında biz başladığımızda Türkiye’de sivil mehterler yoktu, yasaktı. Süleyman Demirel rahmetli cumhurbaşkanımız bize mehterleri serbest bıraktığında ilk sivil mehteriz resmi olan Türkiye’de. O zamanki ilgi nasılsa, şuan ki ilgi aynı. Hiç değişmedi. Vatandaşın mehtere karşı ilgisi çok yoğun. Hiç ben mehter artık yeter, sahneden çekilsin diye duymadım. Hep bir parça daha, bir parça daha. Bazen yarım saat sahnede kalıyoruz, yoruluyoruz. Çekileceğiz vatandaş rica ediyor iki parça daha, iki parça daha. İlgi çok yoğun. Ekip 3 katlı. Yani kat üzerine. Mehter katlarla sayısı belirlenir. 3 kat dediğimizde 3 zurnacı, 3 trompet, 3 nakkare, 3 davul, 3 zil 6 çevgen. Tuğ sancak takımı. Bu şekilde katlarla belirlenir. Biz sünnet düğünlerine 3 katlı çıkıyoruz. Ama belediyelerin açılışlarına 5 kat, 6 kat çıktığımız zamanlarda oluyor. Biz 6 kata kadar çıkıyoruz. Ordu mehteri 9 kata kadar çıkıyor. Kat sayısı ne kadar elemanın varsa ona göre değişir. İstanbul’un fethinde çok büyük bir mehter. 12 kat, 15 kat, 20 kat. Eşit vaziyette eşit denge vardır. Davul neyse zil nakkare o şekilde gider. Çevgen sayısını iyi çıkartır" diye konuştu.

Kaynak:Haber Kaynağı

Bu haber toplam 2749 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum