'OSMANLI DEVLETİ BU TOPRAKLARDA DOĞMUŞTUR'
Anadolu Kadınları Teşkilatı Bâcıyân-ı Rûm anma etkinleri kapsamında düzenlenen sempozyum açılışında konuşan Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Osmanlı Devleti'nin Bilecik'te kurulduğunu ifade ederek: 'Osmanlı Devletinin doğuşuna baktığımızda bu topraklarda geçen bir doğumdur. Öncelikle bu hakkı teslim etmek lazım. Bilecik ve Söğüt her hâlükârda bu muazzam gelişmişliğin, bu mükemmel siyasi iradenin ortaya çıkışında, kimlik kazanmasında, temiz bir coğrafya olarak tarih kitaplarına geçmişitir.' dedi.
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonunda Anadolu Kadınları Teşkilatı Bâcıyân-ı Rûm anma etkinleri kapsamında sempozyum açılış programı düzenlendi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasıyla başlayan sempozyum açılışı daha sonra konuşmalar ile devam etti. Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan yaptığı konuşmada Türklerin dünyanın en büyük devletlerine sahip milletler olduğunu ifade ederek şunları dile getirdi: 'Bir milletin doğmasında büyük devletlerin kurulmasında sürekli devamlılığı olan cemiyetlerin ortaya çıkmasında hiç şüphesiz bazı öncüler ve liderlerin inkar edilmez bir yeri vardır. Devletlerin ortaya çıkışında bu öncü liderlere baktığımızda karakterler hemen hemen erkek liderlerdir. Ancak dünyanın her döneminde her coğrafyasında insan dediğimiz varlığı erkek ve kadın oluşturur. Cemiyetin her daim yarısı kadınlardan oluşur. Türkiyede böyle bir denklik var. Bu ayrı bir konu.
'TÜRKLER DÜNYANIN EN BÜYÜK DEVLETLERİNE SAHİP MİLLETTİR'
Türk tarihine baktığımızda hemen devletler gündeme gelir. Türkler, dünyanın en büyük devletlerine sahip bir millettir.Osmanlı Devleti gelmiş geçmiş en büyük 3 büyük devlet statüsüne kavuşmuştur. Yani diğerleri Roma ve İngilizdir. Birleşik Krallık diye geçen devlettir.' dedi.
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Osmanlı Devleti'nin doğuşuna bakıldığında Bilecik ve Söğüt'ün temiz bir coğrafya olarak tarih kitaplarına geçtiğini ifade ederek şunları dile getirdi: 'Osmanlı Devletinin doğuşuna baktığımızda bu topraklarda geçen bir doğumdur. Öncelikle bu hakkı teslim etmek lazım. Bilecik ve Söğüt her hâlükârda bu muazzam gelişmişliğin, bu mükemmel siyasi iradenin ortaya çıkışında, kimlik kazanmasında, temiz bir coğrafya olarak tarih kitaplarına geçmişitir. Hiç şüphesiz bu şahsiyetin olgunlaşmasında bu coğrafyanın verdiği çok temel özellikler vardır. Bu hala daha yeterince gün yüzüne çıkarılmış değildir. O bakımdan Söğüt, Domaniç ve etraf bölgelerdeki insanlar bu coğrafyada yaşayanlar ne kadar övünse azdır. Öncelikle bu tespiti yapmakta fayda var.
Osmanlı Devleti'nin doğuşu dünya tarihinde en fevkalade olaylarından birisidir. Türk-İslam Dünyasının çok büyük bir buhranı sonucunda doğmuş bir devlettir, Osmanlı Devleti. Hatta bu buhrandan çıkışın adıdır. DÜnya tarihinin görmüş olduğu en hızlı, en mütekamil, en geniş ve bir çok bilim bakımından belki en çok ürünün gerçekleştiği medeniyeti İslam Medeniyetidir. İslam medeniyetinin doğuşuna baktığımızda Hz. Peygamberden 661 yılına kadar, ilk devleti 622 kabul edecek olursak 29 yıl içinde kıtalar arası dev bir sistemle karşı karşıya kalırız. 30 yılı bile bulmayan. 150 yıl içinde ise Türk-İslam'dan Atlas Dağlarına oradan atlayarak Pirene Dağlarına, Kafkaslar'dan Umman Denizi'ne kadar muazzam bir coğrafya ile karşı karşıya kalırsınız. Sadece coğrafya ile kalmakla değil, bilim ve teknoloji bütün dünyayı hayrete düşüren şaşırtan gelişmelere sahne olan medeniyetle karşı karşıya kalırsınız.
Harun Reşid döneminde Avrupa'ya gönderilen çalar saat bütün Avrupayı çok şaşırtmış, yıllarca dilden dile anlatılmıştır. O zaman Bağdat'ı Binbir Gece Masallarının geçtiği şehirdir. Bağdat'ın da diğer kardeşleri vardır. Ama bu muazzam gelişmişlik 10.yy'da büyük bir buhrana sürüklenmiştir. İnfirazın sebebi içeridendir. Bugün olduğu gibi. En başta dini anlaşmazlıklar, meshep savaşları, tarikat kapışmaları, İslam dünyasına dışardan gelmeyen tehlikeyi içeriden patlatıvermiştir. Bunun sonucunda 10.yy baktığımızda parça parça İslam dünyası görürüz. Bunun sonucunda alternatif dünya devleti konumunda olan Bizans'a karşı saldırısı söz konusudur. Bu büyük buhrandan çıkaran proje Selçuklulardır. Selçuklularla beraber büyük bir huzura kavuşmuştur. Selçuklular o kadar güç kuvvet bulmuşlardırki o kadar büyük bir irade bulmuşlardır ki kendilerinde Sultanları Melik Şah dünyayı tek elden idare etmeyi hedeflemiş dünya fethini o zamanki devlet adamları arasında da görüşmüştür. Ama bu yapının da sonu gelmiş. 13.yy'da İslam Dünyası yine büyük bir buhrana sürüklenmiştir. Bu yüzyılın sonundan itibaren gerçekleşen çabalar sonucunda 14 ve 15'te yeniden canlanmış. Bu seferki tasarının adı ise Osmanlı'dır.
'OSMANGAZİ BURANIN MEYVESİ'
Osmangazi buranın meyvesi. Buranın beyi. Anadolu beylerden ve beyliklerden ibarettir. Anadolu parçalanmıştır, öksüzdür. İslam dünyasıda aynı şekilde öksüzdür. Ama asla ümitsiz değildir. Beyler önderliğinde yeni bir hayata kıvılcım çakılmış yeni bir yolculuk başlamıştır. Osman Gazi'nin türlü başarıları vardır. Ona Osman Gazi ve daha sonra kocaman Osmanlı Devleti'nin adının verilmiş olması ayrı bir hikmet taşımaktadır. Beyliği Baba Ertuğrulgazi'den aldıktan sonra 10 defa büyüten şahsiyettir Osmangazi. Marmara'nın güneyinde Bilecik, Karacahisar, Söğüt, Domaniç ve Kütahya'ya kadar olan bir alandır. Ama o aldığından itibaren 10 defa büyüten Osmanlı siyasi varlığını 10 defa büyüten ikinci bey, ikinci bir hükümdar gelmemiştir. Onun için Osmanlı Devleti'nin adı Hanedanı Osman olmuştur.
Medeniyetler büyük bir ahlakla kurulur. Ahlak hukuku. Hukuk devleti. Devlette kanunlarla tanzim edilir. Osmangazi'deki bu yüce ahlakı dokuyan onu bu noktaya getiren öğreten şahsiyetleri buradan minnetle anmak isterim. Bugün filimlerde de dile getiriliyor. Nenesi Hayme Ana, Anası Halime Ana'dır. Karşımıza Bacıyân-ı Rûm dediğimiz bu toplantının konusu çıkmış oluyor. Anadolunun bacıları. Anadolunun anaları. Anadolu anatolyadan geliyor. Ama ne muhteşem bir tevafuk. Anaların dolu olduğu diyar, anaların varolduğu çok olduğu yer. Bundan daha harika bir isimlendirme olabilirmi. Bu analar geleceğin dünya devletinin ilk başlangıç atası olan şahsiyeti böyle yüce bir ahlakla donatmışlardı. Osmanlı Devleti denilen muazzam eser bu yüce ahlakın temeli üzerine oturmuştu.' dedi.
ŞEHİT AİLESİNE TÜRK BAYRAĞI TESLİM EDİLDİ
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan'ın ardından Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Taş ve Belediye Başkanı Selim Yağcı'da birer selamlama konuşması gerçekleştirdi. Konuşmaların ardından Kuzey Irak'ta şehit olan Uzman Onbaşı Ayhan Ünver'in anne ve babasına Vali Tahir Büyükakın tarafından Türk Bayrağı teslim edildi.
Program daha sonra Türk Tarih Kurumu tarafından hazırlanan Bacıyan-ı Rum sergisinin açılış kurdelesi kesildi. Vali Büyükakın ve beraberindekiler açılışının ardından sergiyi gezerek yetkililerden bilgi aldı.
Daha sonra sempozyum oturumları iki salonda eş zamanlı olarak gerçekleşti. Diğer yandan bugün de devam edecek sempozyumun kapanış oturumu bugün saat: 17:00'da İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleşecek.
Kaynak:Sinan ÖNCE
Bu haber toplam 2196 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.