"Getirdikleri, götürdükleri" olarak cümle içinde daha çok kullanılır. Ben başlıkta bilhassa götürdükleri, getirdikleri şeklinde kullandım.
1996 yılında yapılan seçimlerde Refah Partisi birinci parti olarak çıktı. Parlementoda partilerin sahip olduuğ sayı Refah Partisi + Anavatan Partisi, RefahPartisi + Doğru Yol Partisi, Anavatan Partisi + Doğruyol Partisi koalisyon hükümeti kurulmasına müsaitti.
Anavatan + Doğruyol Partisi koalisyonu kısa zamanda sona erdi. Zinde güçler diye adlandırılanlar Erbakan liderliğindeki Refah Partisinin iktidara gelmesini istemiyorlardı.
Cumhurbaşkanı Demirel, Erbakan'a Başbakanlığı vermeye mecbur kaldı. Erbakan Anavatan Partisiyle koalisyon kurmaya ramak kalmıştı ki bazı eller Anavatan Partisi'ni caydırdı. Erbakan Doğruyol Partisi lideri Tansu Çiller'le anlaşarak hükümeti kurdu. Doksanlı yıllar koalisyonlarla kurulan hükümetler dönemiydi. Hükümetler kurulur bir müddet sonra yıkılma sürecine girerdi. İşte o zaman hemen "zinde güçler devrede" denirdi.
11 aylık Refah Yol hükümetine de "zinde güçler" devreye girdi, hükümet değişti. Anavatan Partisi liseri Mesut Yılmaz, Ecevit'in desteğiyle hükümet kurdu. Kısa zamanda istifa etti ve Ecevit Başbakan oldu. Bu dönemde Amerika 40 bin kişinin katili Apo'yu Türkiye'ye teslim etti. Yıllar sonra Ecevit "Amerika bize Apo'yu niye teslim etti hala anlamış değilim" dedi.
O yıllarda meclis dışında olan MHP "Biz iktidar olalım PKK eşkiyasını yakalayıp idam ederiz. Başörtüsü problemini mecliste çözeriz" diyordu.
Ecevit Başbakan, Apo Türkiye'ye getirildi hapse atıldı. MHP'de hazır Apo'yu asacağını, başörtüsü problemini çözeceğini söylüyor. O halde seçmen hazırlandı sıra oy devşirmeye geldi.
Seçime gidildi oylar hazırlanan zemine yerleşti. Ecevti'in partisi 1. Bahçeli'nin MHP'si çok az farkla 2. çıktı. MHP + Doğruyol + Fazilet Partisi koalisyon hükümeti kurmaya sayıları yetiyordu ama Bahçeli "Onlar dinlensin" diyerek sağ koalisyona hayır dedi.
Ecevit'in kıymetli eşi Rahşan hanım her ne kadar MHP'lilere "katiller" diyerek MHP ile koalisyona karşı gelse de, bu sözü duymamazlığa gelen Bahçeli, Ecevit'in başbakanlığında koalisyon hükümetine dört elle sarıldı. Nasıl sarılmasın, sen sardırana bak!
Bakmayın siz bugün, Süleyman Şah'ın mezarını Işid'in elinden kazasız belasız alıp gelen Genel Kurmay Başkanına kafa tutan Devlet Bahçeli'ye. Ecevit Başbakan olunca koalisyona girmesi için Genel Kurmaya çağrılır çıkışta, Devlet Bey'in yüzü kireç gibi bembeyaz hal alır, tık yok, bu günkü efelenmelerden eser yok. Ziyaretin ardından kısa bir açıklama "Ecevit'in başkanlığında koalisyon hükümetini kurmaya hazırız"
"Başörtüsü sorunu mecliste çözeceğiz" dediler ve gerçekten çözdüler. Antalya milletvekili adayı olarak milletten başörtüsüyle oy isteyen hanımefendi başörtüsünü çözerek meclise girdi. Hemde "Ben başörtümü çıkarırsam kendimi çıplak hissederim" demesine rağmen. Başörtüsünü dedikleri gibi mecliste çözdüler.
Apo asıldı mı? Mahkeme o dönemde bitti idamına karar verdi. 1,5 sene Başbakanın kasasında bekledi, hala asılacak.
Refahyol döneminde tatbiki istenen 28 Şubat kararları Ecevit'in başbakanlığında kurulan hükümetlerde bütün hızıyla devam etti.
Başörtüsüyle okula giden imam hatip okullu talebeler, okullarından alındı. Otobüslere bindirilerek 20-25 km uzaklara götürüldüler.
Devlete ait tatil yerlerinin girişlerine "İçeriye başörtülüler ve köpekler giremez" levhaları asıldı.
Üniversitelerin son sınfına gelen öğrencilerin okullarını bitirmesine izin verilmedi, okuldan atıldılar.
Başörtülü olarak milletvekili olan vekil, örtüsüyle meclise geldiğinde hem meclisten hem vatandaşlıktan çıkartıldı. Bugün mecliste belki 6-7 tane başörtülü milletvekili var. Bir tehlikemi var? Rejim mi değişti?
28 Şubatla ilgili yazacak o kadar olay var ki değil bir yazı onlarca kitap yazılır. Yazanlar da var.
28 Şubat milletimize çok pahalıya maloldu çok şey götürdü. Peki ne getirdi?
Halk aradığı dala tutundu. Ak Parti'yi iktidar yaptı. Tutunduğu dalı bırakmıyor. Niye bırakmıyor? Tutunacak sağlam dal görmüyor. Millet gelene bakıyor: "Giden gitti bari elimdekini sıkı tutayım" diyor.