Bir istifanın, –özel durumlar dışında– iki sebebi olur:
1-Mevki ona fazla gelmiştir, sorumluluktan kaçıyordur;
2-Bir şeyleri ve birilerini protesto ediyordur...
Birinci halde, sağlık vesaire denilerek, özel durumlar bahane edilir. İkinci halde ya sebepler sıralanır, ya susulur...
Bilecik ADSM (Ağız Diş Sağlığı Merkezi) Başhekimi Hasan Yalçın´ın istifa ettiğini gazetelerden öğrendik… Özel sebeplerden söz edilmiyor. Sadece istifa ettiği bildiriliyor. Zamanımızda maşallah, kimse bu iş bana fazla, demiyor. Hattâ hemen hemen herkes kendisini daha yüksek mevkilere lâyık görüyor.
Çeyrek yüzyıldır ilimizde hizmet veren Yalçın, ADSM´nin kurucu başhekimi... Bugüne kadar da görevini başarıyla yürüttü. Kuruluştaki hastahane ile şimdiki arasındaki kıyas, onun başarısını açıkça ortaya koyar. Artık kimse özel diş hekimi aramıyor. Değil ilin her tarafından, Yenişehir´den, İnegöl´den tedavi için gelenler oluyor. Bu zamana kadarki başarı, –soyadına uygun olarak– mücadeleden kaçacak bir tip olmadığını gösteriyor. Öyleyse, bu mevkinin fazla gelmesi –hele bu kadar yıldan sonra ve birdenbire– söz konusu olamaz. Hal böyle olunca, söylenmeyen, söylenemeyen bir şeyler olduğundan veya söylendi de dikkate alınmayan bir şeyler olduğundan başka ne gelebilir insanın aklına? Belli ki, pek çok istifada görüldüğü gibi, bunda da bir “protesto” var... En azından açıklama yapılmadıkça kamuoyu böyle düşünecektir.
Bu tespitim, doğru veya yanlış... İstifa eden, sebebini açıklamak istemiyor, açıklayamıyor olabilir. “İstifa”ya gücü yetmiş ve “istifa”yı son çare görmüş olabilir... Bu konuda kamuoyuna hakikati söylemesi gereken makam ve kişiler de mi yok? Haberin yayınlanmasından bu yana kimseden ses çıkmadı. İlgililerin; ‘ne yapalım, istifa ettiyse etti; ölen ölür kalan sağlar bizimdir, aslan yatağı boş kalmaz, yerini biri doldurur´ diye düşünmeye (belki teselli bulmaya) hakları olabilir ama kamuoyunu bilgilendirme görevinden kaçmaya ve sessiz kalmaya hakları olamaz.
Evet, gidenin yerini biri doldurur… Mesele sadece makamın doldurulması değil ki... Kamuoyu doğru bilgilendirilmezse, boşluğu; “şayia” isimli “kontrolsüz güç”, yanlış veya doğru, doldurur. Her ağızdan bir ses çıkar. Şayialar, bilgi vermesi gereken makamları hedef alır. İstifanın ardından başlayan dedikodular, artarak devam eder. Atasözleri boşuna söylenmemiştir... Herkes bilir ki, “bir şeyin şüyuu, vukuundan beterdir”.
Bu ani istifa, kamuoyunda şok etkisi meydana getirdi. Kimse beklemiyordu... Şimdilik şayialara kulak verip, yorum yapmak yerine, kamuoyu gibi biz de yapılacak açıklamaları beklemek durumundayız.
Şimdi gözler; Bilecik Kamu Hastahaneleri Genel Sekreteri Mustafa Yılmaz´a çevrilmiş durumda…