AFAD Bilecik İl Müdürü Ahmet Ali Artun, AFAD gönüllüsü olmak isteyenler için çağrıda bulundu.
AFAD Müdürü Ahmet Ali Artun, basın mensuplarıyla bir araya geldi. Bilecik’te bir süre önce göreve başlayan Ahmet Ali Artun hedeflerini ve hayata geçirmek istediği çalışmaları anlattı. Paydaş kurum ve kuruluşlarla birlikte Bilecik’te bir afet kültürü oluşturmak başta olmak üzere çeşitli başlıklar altında toplumdaki farkındalığı ve afet eğitimi seviyesini artırmak istediklerini ifade etti.
AFAD gönüllüsü olmak isteyenlere ise çağrıda bulunan Ahmet Ali Artun, Bilecik’te 4 bin 296 AFAD gönüllü adayının olduğunu ve bu sayının artırılacağını belirtti. Ahmet Ali Artun, “Bireysel olarak AFAD gönüllülerini bu alana davet ediyoruz. Bizim AFAD gönüllülük sistemimiz üç evreden oluşuyor. Bir, AFAD gönüllü adayı. Gönüllü olmak için e-Devlet'ten başvurusunu yapıyoruz. İlk aşamasında hiç kimseyi görmüyoruz. Ardından veri tabanlı bir site üzerinden 6 tane eğitim alıyoruz. İlk olarak temel AFAD gönüllüsü statüsü alıyor. Daha sonra biz bunları tespit ediyoruz. Bu temel afet statüsü alanları ikinci aşama olan Destek AFAD Gönüllülüğü eğitimlerine davet ediyoruz. Buraya gelip yüz yüze eğitimlere katılma ile başlıyor. İlk yardım eğitimimiz var, yangın eğitimimiz var, hafif arama kurtarma eğitimimiz var. Bir de destek psikososyal destek temel etik değerler eğitimlerimiz var. Bunları aldıktan sonra destek AFAD gönüllüsü oluyor vatandaşımız. Ve gönüllülük kimliğine sahip oluyor. Yani. resmi bir kimliğe sahip oluyor. Bu bireysel anlamda akreditasyon da demek. Akreditasyon bizim için çok önemli bir kavram. Afetler çeşitli zaman dilimlerinde çeşitli alanlarda suiistimalin çok yapıldığı alanlardır. Suiistimalin önüne geçebilmek adına devletin akredite ettiği ekiplerin, kişilerin, şahısların alanda olmasını istiyoruz.” dedi.
Ahmet Ali Artun, afet öncesi ve sonrası olmak üzere bir kültüre ihtiyaç duyulduğunu anımsatarak bu kültürü oluşturmaya yönelik adımlar atacaklarını dile getirdi. Ahmet Ali Artun, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Güvenli yaşam alanları oluşması için güvenli yaşam alanlarında rahat yaşamak için öncelikle bir kültüre ihtiyacımız var. Bir yaklaşıma, bir şeye ihtiyacımız var. Bunu yaparken seçimlerimiz çok önemli, davranışlarımız çok önemli, bu konudaki bilgi birikimimiz, araştırmamız çok önemli.
Yani benim yaşadığım binanın etrafındaki afet riskleri nedir, ne değildir? Bunları bilmem lazım. Sağanak yağış olduğu zaman ben neyle karşılaşabilirim? Onu bilmem lazım. Bir coğrafi, jeolojik etkiyle neyle karşı karşıya kalırım? Bunu bilmem lazım. Buna göre hazırlık yapmam lazım. Bununla karşılaştığım zaman nasıl hareket etmen lazım? Nasıl davranman lazım? Bunu bilmen lazım. Sonrasındaki süreçler için yasal haklarımı o anda ortaya çıkan doğaçlama süreci içerisinde bana sunulacakları nasıl talep edebilirim? Nasıl alırım? Bunları öğrenmem lazım. Yani ısrarla kültüre vurgu yapıyorum.”