Günlerdir Suriye sınırımızdaki problemler kafamızı meşgul ederken şimdi bir de bu olayların devamı Türkiye’ye özellikle de güney doğuya sıçratılmaya çalışılıyor.
Amerika ve batılı ülkeler Türkiye’yi Irak ve Suriye’ye savaşa çekememenin çaresizliğiyle her dönem farklı olaylar başımıza musallat etmekte. Esat’a ve şimdi de yeni türeyen törer örgütlerine verilen desteklerle Suriye değil, sanki Türkiye abluka altına alınmaya çalışılıyor.
Irak ve Suriye’ye karşı olabilecek her türlü insani yardımı yapan Türkiye, hala batılılar tarafından suçlu ilan edilmeye çalışılıyor. Hükümetin sıcak savaşa girmeye kararlığı, batılı ülkeleri ve Amerikayı çileden çıkartmakla kalmıyor, onlara göre Türkiye’nin bu söz dinlemez tavrı daha büyük problem olarak algılanıyor.
İsrail ve Amerikan’ın yıllardır uygulamaya çalıştığı, müslümanı müslümana kırdırma taktiği Arap ülkelerinin kukla iktidarları sayesinde tutuyor. Bu durumu nereden mi anlıyoruz? Tüm dünya IŞİD’i bir terör örgütü olarak görürken İsrail bu durumdan oldukça memnun. Resme uzaktan bakıldığında bu oyunların İsrail oyunu ve senaryonun da Amerika ve batılı ülkeler tarafından oynandığı görülüyor. İsrail haricinde ileri gelen tüm ülkeler, her gün Ortadoğu ile yatıp Ortadoğu ile kalkarken, İsrail’in ismi bile geçmiyor. Çünkü bu durumdan en çok memnun olan İsrail. Ortadoğu ne kadar karışır, Müslümana müslümanı nasıl yok ettiririz peşinde İsrail.
Tabiki o oyunların Türkiye üzerinde oynanması için kullanılacak maşalar olması gerekir. Çünkü taktikleri böyle.
Hangi siyasi parti tabanına sokağa çıkma vaktinin geldiğini söyleyip, sokaklarda alan tutun, harekete geçin çağrısında bulunur. Bu bir siyasi parti değil, olsa olsa bir törer örgütünün söylemidir.
Kobani’de yaşananlara karşı harekete geçilmesini isteyenler, Kobani’ye saldırı yapıldığında neredeydiniz. Aylardır ilerleyen IŞİD’e karşı gösterseydiniz ya cengaverliğinizi. Aylardır, hatta yıllardır Irak ve Suriye’den gelen soydaşlarınıza karşı yapmanız gereken insani yardımları Türkiye yapmakta. Siz ise vatandaşın huzurunu bozma, esnafın dükkanını yağmalama, bankaları yakma, Türkiye’de bir kaos ortamı oluşturma peşindesiniz. Kobani’ye desteğe gittiniz 3 saat sonra geri döndünüz, nerede kaldı sizin derebeyliğiniz.
Ağacı kemiren kurdun, ağacın içinden çıktığı gibi kendini Kürtler’in partisi olduğunu savunanlar en büyük zararı yine Kürt halkına yapmaktalar. Dış mihrakların oyuncağı olmaktan kurtulamadıkça, Türk milleti de gereğini yapacaktır. Bu halk, 10 Ağustos önceki şirinliklerinizin ne kadar samimiyetsiz olduğunu görüyor.
Hükümet, Suriye konusunda kendi tavrını sürdürmeye devam etmeli. Daha önceki yazılarımda belirtmiştim, Türkiye kendi politikasını yürüttükçe, korkulacak bir şey olmayacaktır.
Müslüman alemi üzerindeki bu kara bulutların son bulması temennisiyle,
Hoşçakalın.