AHMAKLIK MI, KASIT MI?

ALİ ERDAL

Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın Birleşmiş Milletler´de yaptığı tarihî konuşma hakkıyla değerlendirilemedi. Hattâ bazı çevreler tarafından kasıtla ve gafletle yanlış ve alâkasız yönden ele alındı.

Bir mahalle düşünün… 3-5 kabadayı, menfaatlerine dokunduğu için hayırlı kararlar alınmasını engelliyor; alınmış kararları uygulatmıyor… Kimse onlara karşı çıkamıyor… Nihayet bir delikanlı, ilk mahalle toplantısında, onlar karşı bir konuşma yapmaya karar verse… Mahalleyi sindirenler bu toplantıya katılmasa ve çok kişinin katılmasına engel olsalar… Kabadayıların korkularından gelemediklerini söylemek gerekirken, itibarını kaybettiği için delikanlıyı dinlemeye pek çok kişinin gelmediğini, onun boş sandalyelere konuşmak zorunda kaldığını iddia etmek doğru mu? Böyle söylemek, zalimlerin yanında yer almak veya onlardan korkma değil de nedir? Böyle bir iddiada bulunacak kadar ahmak olunabilir mi?

Basit bir örnek gibi görünse de, aynen böyle oldu… Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayırlı kararları vetolarıyla engelleyen 5 büyük devlete ve haksızlıklara, ölümlere, cinayetlere göz yuman Batı dünyasına gerçekleri haykırdı. Bütün dünyanın gözü önünde olduğu hale görmezlikten geldiği haksızlıklar ve zulümler karşısında susmadı. Akan kanları durdurmak için bir şey yapılmadığını, mazlumlara yardım edilmediğini, insanlığın bu olmadığını bir kere daha söyledi: “Daha fazla gecikmeden, daha fazla masum insan hayatını kaybetmeden, küresel vicdan daha fazla yaralanmadan, Birleşmiş Milletler sorunlara ağırlığını koymalıdır. Altını çizerek ifade etmek isterim ki dünya, 5´ten büyüktür. BM Güvenlik Konseyi daimî üyesi 5 ülkenin, dünya gerçekleri ile bağdaşmayacak şekilde Birleşmiş Milletleri etkisiz hale getirmesi, küresel vicdanın kabul edebileceği bir durum değildir”

Önceki konuşmalarına bakarak, ne söyleyeceğini tahmin etmek zor değildi. Bunun için yüzlerine karşı hakikatin haykırılmasını hazmedemeyecek olanlar, toplantıya katılmadılar ve oylarımızla seçtiğimiz Cumhurbaşkanı, –yani bizim irademiz– “boş sıralara konuştu”…

Böyle toplantılarda konuşmalar, sadece mevcut dinleyiciye karşı yapılmış değildir. İsterse kimse olmasın… Boş sıraların şahsında insanlığa… Söylenenler, bütün dünyaya ve yarınlara... Birleşmiş Milletler; yalnız üyelerinin katıldığı ve konuşmaları sadece üyelerinin dinlediği bir kulüp değil ki... Oradaki kürsüden bütün insanlığa hitap edilir. Hakikat Everest tepesinden bütün dünyaya ve yarınlara haykırılmıştır. Kulaklarını tıkayanlar, kendilerini gülünç duruma düşürmüştür. Haksızlıklarını ve aczlerini ilân ve itiraf… Söylenenler, insanlık hafızasında kayıtlara geçer, insanlık tutanaklarında yerini alır. Yarın tarih bunları yazacak. Toplantıya gelemeyenleri ve olayı çarpıtanları da yazacak. Zulüm ve haksızlık sürüp gitmez. Bir gün mutlaka ya veto kalkar ve Birleşmiş Milletler kendisine çeki düzen verir; ya yeni bir teşkilâtlanma olur… Belki İslâm milletleri, benzer bir teşkilât altında birleşir.

Başta Zaman gazetesi ile onun yazılı ve görüntülü uyduları olmak üzere “bir kısım medya”; bu tarihî hakikati görmek ve ona göre değerlendirmek yerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan´ı boş sıralara konuştu diye küçümsemeye yeltendiler. İtibarını kaybettiğini görüyorsunuz…

Hiç şüpheniz olmasın, salona gelmeyenler kapalı kapılar ardında konuşmayı dikkatle dinlemişlerdir. Ve bu konuşmanın ilerisi için nasıl bir işaret fişeği olduğunun farkındadırlar. Uçuklamış dudaklarından kim bilir ne hinlikler dökülmüştür.

“Boş sıralara konuştu” diyerek, güneşi balçıkla sıvamak isteyenler; bu gerçeği ve Birleşmiş Milletler´deki konuşmaların hüviyetini bilmiyorlar mı? Bildikleri halde kasıtla mı çarpıtıyorlar; yoksa olayları, doğru değerlendiremeyecek kadar ahmak mıdırlar? Tarih bunu da yazacak!..

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.