Futbol maçlarında kaleciyle karşı karşıya, kaleye 5 metre mesafede kaleciyi de geçip golü atamayan futbolcuya yorumcular “bu kadar müsait pozisyonda golü atamamayı nasıl başardı bu futbolcu …” derler ya…
Ak Parti Osmaneli ve Pazaryeri’nde en güçlü olduğu iki ilçeyi Belediye Başkanlığı seçimlerinde nasıl kaybetti; bunu nasıl başardı. Başardı diyorum, başarısızlığı nasıl başardı demek istiyorum. Osmaneli’nde dönemini başarılı çalışmalarıyla halkın sevgisini kazanan başkan daha 3. Yılını doldurduğunda 2 yıl sonraya başkan adayı hazırlamaya kalkan parti içi ekip huzursuzluğun ateşini o zaman yaktı. Her geçen gün yaşanan huzursuzluk seçimlere yakın aday belirleme sürecinde ayyuka çıktı ve görevde olan başkan aday gösterilmedi, bağımsız girdiği seçimi kazandı. Ak Parti seçimlerde 3. Oldu.
Ak Parti Genel Merkezi onca parti sorumlusunu ilimize gönderdi, anketler, sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmeler yaptı. Bütün bu çalışmaları yaptıklarını kendileri basına açıklıyorlar. Ya bu dediklerini yapmadılar veya “kimin ne dediği bizi ilgilendirmiyor, biz kimi aday gösterirsek seçmen tıpış tıpış oy verecek” diyerek, seçmeni, delegeyi kaale almadan aday gösterdiler. Seçimlere “trenden inen bir daha binemez” diyerek bağımsız aday çıkan eski başkanlarına gözdağı verdiler.
Bu satırlar okuduğunuzda Çarşamba günü umulmadık bir olay olmadıkça “trenden inen” bağımsız Osmaneli Belediye Başkanı Münir Şahin Ak Parti saflarına katılıyor.
Ak Parti kendi kalesine gol atmasını seviyor, gol atanları daha çok seviyor. O yüzdende seçmeni her seçimde azar azar oyunu azaltıyor. Seçmenin verdiği mesaj şu “…. Ben partiye değil Erdoğan’a güveniyorum, bir gün Allah korusun başımızdan ayrılsa nah görürsünüz oyu…” mesajı veriyorda anlayan kim?
Osmaneli’nde halkın isteğine rağmen aday göstermeyerek kendi kalesine attığı gollerle ağır mağlubiyet yaşadı.
Münir Şahin’i partiye alırken politikasızlığıyla ikinci bir darbe yedi. Şahin partiye alınmalıydı ve alınıyor. Seçimler sırasında Ak Parti ilçe teşkilatı Şahin’e karşı mücadele etti. Şimdi Şahin partiye alındığında beraber çalışmaları düşünülemez. Şahin partiye alınması düşünüldüğünde ilçe teşkilatı yok sayılması da genel merkezin ikinci hatası diyebiliriz, teşkilatın görüşü alınarak mevcut ekibin bir başka şekilde değerlendirileceği söylenerek gönülleri alınabilir, oy kaybına sebep olacak olaylar önlenebilirdi.
Pazaryeri’nde durum sakin görünüyor. Seçimlerden evvel öngörüsüzlük partinin seçimlerde mağlup görüntüsüne sebep oldu. Neticede belediyelerde alınan başarısız sonuçlar İl Genel Meclisine de yansıyor. Bunu da unutmamak lazım.
Yıllardır yazdığım şudur. Ak Parti delegesine sahip çıkmıyor. İstediğin kadar üye kaydet, o üyeyi temsil eden delegeyi dinlemez yok sayarsan, seçimler geldiğinde delege sana oy getirmek için çalışmaz. İşte bunun en büyük delili Osmaneli, Pazaryeri, Bilecik, Bozüyük’tür. Ak Parti kurulduğundan bu tarafa daha 600’ün üzerinde olan il delegesi ile il kongresi yapamadı. Çünkü üyeler serbest iradeleriyle il başkanı adayı olamıyor. Olurda kazanırsa genel merkez görevden alıyor. Delegenin oyunu yok sayıyor.