CHP 2’nci sıra milletvekili adayı Av. Faik Akarkarasu, ülkemizde izlenen hayvancılık politikaları ve sektör üzerine değerlendirmelerde bulundu. Ülkemizin kırmızı et üretimi ve hayvan varlığına ilişkin bazı istatistiklere değinen Faik Akarkarasu, “Hayvansal üretimde dışa bağımlılığın ortadan kaldırılmasının tek yolu üretimdir. İthalat ile et fiyatlarının düşürülmesi mümkün değildir” dedi.
Akarkarasu, CHP iktidarında tespit edilen sorunların çözümüne ilişkin yol haritasını maddeler halinde belirttiği yazılı açıklamasında şu ifadelere başvurdu:
“Türkiye’de kırmızı et üretimi Bakanlığı’nın son verilerine göre;
2015 yılı 1.149.262 ton, 2016 yılı 1.173.042 Ton, 2017 yılı 1.126.403 tondur.
Verilere göre et üretimi gerilemiştir. Ülkemizdeki hayvan varlığı sayısı ise 2017 yılı büyükbaş hayvan sayısı 15.943.586 adet, 2017 yılı küçükbaş sayısı 44.312.308 adettir.
Son üç yılda ithal edilen kasaplık ve besilik hayvan sayısına bakıldığındaysa kasaplık sığır 119.652, besilik sığır 1.214.976, koyun 236.210, sığır eti 42.073 tondur.
İthal edilen kasaplık ve besicilik hayvan sayısındaki çok yüksek artış olmuş ayrıca ilk defa hatırı sayılır derecede koyun, kuzu ithalatı 2017 yılında da yapılmıştır. Bu ithalat kalemlerine ise 1.718 ilyon dolar ödenmiştir.
İthal edilen besilik canlı hayvanların yurt genelinde 8 ay beslendikten sonra kesildiği değerlendirilse aslında yerli üretimin azaldığı yani, beslenecek hayvan sayısının yeterli olmadığı açık bir şekilde anlaşılıyor.
2017 yılında üretilen toplam etlerin önemli bölümü ithal hayvanlardan sağlandığı ortaya çıkmaktadır. Bu yıl et açığımız 38 milyon turist geleceği hesabı ile çok daha büyüyecektir. Kendi kendimize yetecek ülke konumunda olmadığımızı görüyoruz. Hayvansal üretimde dışa bağımlılığın ortadan kaldırılmasının tek yolu üretimdir. İthalat ile et fiyatlarının düşürülmesi mümkün değildir.
Hem ülkemizde hem de ilimizde üretimin artması ve tüketicinin uygun fiyatlara et alması için yapılacak olanlar;
1) Türkiye’de kırmız etin pahalı olmasının ardında yatan başlıca yapısal faktör hayvancılıktaki yüksek yem giderleridir. Karkas dana etinin maliyetine baktığımızda %55-60 besi hayvanı, 30-35 TL yem gideri, 10-15 işçilik maliyeti, ilaç ve finansman giderlerinden oluştuğunu görürüz. Önemli maliyet kalemlerinden olan yem ise kaba yem, karma yem olarak kullanılmaktadır.
a) Kaba Yem: Mera, yem bitkileri, silaj, ot saman gibi. Kaba yem ve mera besiciliği yapan ülkelere kırmızı eti daha ucuza mal ediyorlar. Örneğin Hollanda’da yem fabrikası bulunmamaktadır. Dolayısı ile ülkemizde meraların ıslahı ve çoğaltılması en önemli konu Tarım Kanunun 21 maddesi uyarınca GSMH doğrudan tarın ve hayvancılık sektörüne aktarımı ile bu konu süratle çözülmelidir.
b) Karma Yem: Çeşitli tahıllardan oluşan, yağlı tohumlar, kepekler, vitaminler, karışımı fabrikasyon ürün. Karma yem üretiminde yerli girdiler %60 iken ithal girdiler %40’a gelmiştir. Maalesef mısır, arpa, küspeyi hatta samanı ithal etmek zorunda kaldığımızdan kur fiyatlarının etkisi hemen hissedilmektedir. Şu anda 50 kg’lık yem çuvalı 60-70 aralığında satılmakta ve üreticiyi zor durumda bırakmaktadır. Ayrıca yem bitkileri toplam ekim alanı içinde %11’dir. Bu ise en az %20 olmalıdır. Şu anda herhangi bir karma yem desteği verilmemektedir.
2) Çiğ süt üretimi desteklenecektir. Üretici bu işten para kazanırsa bu işi yapar. Çiğ süt üretimi desteği en önemli konulardan biridir. Bu hayvancılığı da beslemektedir. Anaç sığır olursa danası, düvesi olur. Süt desteği hayati bir konudur.
3)Banka Hayvancılık Kredileri ve faizlerin yüksekliği önemli bir sorundur. Üreticilerin teminat verememesinden dolayı kredi alması zorlaşmaktadır.
4)Kırsaldaki nüfusun %40 dan %20’nin altına düşülmüş olması büyük bir risktir. Tarımsal ve hayvancılık üretimin artması içim kırsal nüfus hareketinin fazlalaşması gerekmektedir. Bu nedenle tarıma ve hayvancılığı sigorta prim desteği verilerek genç nüfus tarımsal üretimin içine alınmalıdır.
5)Ülkemizde 10 baş altı hayvan işletmesi %72,5,10-49 baş arası %25, 50 baş ve üzeri %2.5 olduğuna göre küçük işletmelin önemi büyüktür.
6)Hayvan ve kültür ıslahı önem taşımaktadır.
7)Bilecik olarak ise bugüne kadar Avrupa Birliği Destekli Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi (IPPARD) kapsamında değildir. Kütahya, Bursa gibi komşu iller bu kapsamada bulunmakta ve fakat ilimiz bu kapsam içine alınmamıştır. Bilecik İl olarak derhal bu kapsam ve programa dahil edilecektir.
8)Ulusal Kırmızı Et Konseyi değerlendirmesi kapsamında karkas et sınıflandırılması yapılacaktır.
9) Okul sütü programı ile çiğ süt üreticisi desteklenecektir.