Yakıt almak için gittiği akaryakıt istasyonunda pompa görevlisinin araca dizel yerine benzin koymasıyla hayatının şokunu yaşayan sürücü, soluğu mahkemede aldı. Yıllar süren davada son sözü söyleyen Yargıtay, yanlışlıkla araca dizel yerine benzin konulması yüzünden doğacak zarardan bayi ile sağlayıcı şirketin müteselsilen sorumlu olduğuna hükmetti.
Aracının yakıtının azaldığını gören sürücü, bir akaryakıt istasyonuna gitti. Pompa görevlisi, iddiaya göre araca dizel yakıt yerine benzin koydu. Bir müddet sonra araç arızalanınca hata ortaya çıktı. Serviste yakıt filtresi değiştirilip depodaki benzinin temizlendiği araçta toplam 23 bin 567 liralık hasar oluştu. Akaryakıt istasyonu ve hizmet sağlayıcısı şirketle yaptığı görüşmelere rağmen masrafları karşılanmayan sürücü soluğu mahkemede aldı. Tüketici Mahkemesi, davayı kısmen kabul ederek, masrafların akaryakıt istasyonu tarafından karşılanması gerektiğine hükmetti. Davacı sürücü kararı temyiz edince devreye giren Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, emsâl bir karara imza attı.
Kararda, dizel yakıt yerine benzin konulan araçta oluşan hasardan hem akaryakıt istasyonunun hem de hizmet sağlayan şirketin sorumlu olduğu belirtildi. Kararda şöyle denildi:
“Mahkemece davanın kısmen kabulüne, hasarlı parça ve işçilik bedeli olarak 27 bin 256 TL alacağın 15 bin 600 TL'sine dava tarihinden, 11 bin 656 TL'sine ıslah tarihi olan 30.03.2016 tarihinden başlamak üzere yasal faizi ile birlikte adı geçen davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Çekici gideri, araç kiralama, aracın dağıtılıp toplanma bedeli olan toplam 6 bin 490 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı bayiden alınmasına karar verilmiştir. Davacı, davalı akaryakıt istasyonu çalışanları tarafından aracına yanlış yakıt konulması suretiyle uğradığı zararların tazminini istemiştir. Mahkemece asıl davada davalı akaryakıt istasyonu yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, diğer davalı şirket yönünden zararın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, somut olayda davalılardan akaryakıt istasyonunun işlettiği akaryakıt istasyonunun diğer davalı şirketinin bayisi olduğu, bayinin çalışanı tarafından davacıya ait araca yanlış yakıt konulması suretiyle aracın arızalandığı hususlarında taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, bayi tarafından verilen hizmet nedeniyle sağlayıcının müteselsil sorumluluğu bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Buna göre sağlayıcı tarafından bildirilen reklam ve ilanlarda tespit edilen yararlanma amacı bakımından tüketicinin beklediği faydaları ortadan kaldıran maddi eksiklikler içeren hizmet söz konusu olduğundan, anılan Kanun'un 4/A maddesinin ilk fıkrası uyarınca ayıplı hizmet bulunmaktadır. Sağlayıcı ve bayi 4/A maddesinin üçüncü fıkrası gereğince ayıplı hizmetten ve ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü zarardan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Kaldı ki, sunulan hizmetin ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Mahkemece açıklanan bu husus gözardı edilerek, davalı ... ofisinin zararın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”