Gündemi takip etmek zor… Akşam bir yazı düşünüyorsunuz, sabaha başka bir konuyla ilgilenmek zorunda kalıyorsunuz. Zaman hızla akıyor, biz de üzerindeki yaprağız. Böyle bir zamanda yazı yazmak zor demeyeceğim; böyle bir zamanda devlet idare etmek zor…
Eğer gündemi siz belirleyemiyorsanız, başkalarının başınıza sardığı problemleri çözmek için çırpınıp duruyorsanız, gündemi belirleyenlerin oyuncağısınız demektir. İnisiyatif elinizden çıkmıştır. Siz bataklığı kurutmazsınız, birkaç sivrisinek öldürmekle teselli bulursunuz.
Sadece biz değil, bütün dünya!.. Olaylarla, şoklarla belirtilen gündemlere göre hareket ediyor.
Komplo teorilerine inanmayanlara, başımıza belâlar tebelleş edildiğine inanmayanlara sorun!.. Gündemi dünyada kim belirliyor? Her devlet ve millet kendi gündemini kendisi tespit ediyor diyebilir misiniz? Kasetler, gizli dinlemeler, patlamalar, şantajlar, ifşalar vesaire toplumdan tabiî olarak mı tezahür ediyor, bir merkezden mi yayılıyor? Afganistan’ı, Pakistan’ı, Irak’ı kana bulamak, Amerika kamuoyunun arzusu mu; ahmak devi uzaktan kumandayla yöneten mi var… İcat yapan mühendislerimizi, insansız gözlem uçağı yapan şirket sahibinin oğlunu öldürenler kim? Yıkmak kolay, yapmak zor. Kolay yolla dünyayı bir güden yok mu sizce?
Bugün herkes görüyor ki, gündemi, kendisi asla ortada görünmeyen, kuvvet mihraklarını kullanmayı beceren bir merkez belirliyor. Bu güç merkezi; ABD’yi jandarması gibi kullanıyor; nükleer enerji masalı ile İran’la Batı dünyasını didiştiriyor; ihanet çetesini kullanarak Türklerle Kürtleri birbirine düşürmeye ve Türk devletinin, dünya çapında güç olmasına engel olmaya çalışıyor. Araplar’ın, hâlâ tepelerinde bulabildikleri hainleri vasıtasıyla, kıyamlarını etkisizleştirmeye ve kontrol altına almaya çalışıyor.
Siz plânlamıyorsanız, plânlamayı becerenin oyununda rol sahibi olursunuz. Kurtuluşun birinci şartı bunu idrak etmek…
Zulümle abad olunmaz! Yıllardan beri biriken komplolar, zulümler artık saklanacak gibi değil. Mızrak çuvala sığmıyor. Ortadoğu’daki çıbanbaşı, her yerden görülüyor. Sinsi oyunları, eti dökülmüş iskelet gibi sırıtıyor. Artık başta biz, İslâm dünyası ve Batı dışındaki milletler, gündemi kendilerinin belirlemediğini, bir gücün bütün dünyanın başına çorap örmeye çalıştığını anlamaya başlıyor.
Ne olup bittiğini ve ne olup biteceğini, yani asıl gündemi Efendimiz’den (sav) öğrenelim:
“Müslümanlarla yahudiler çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Yahudi taşın, ağacın arkasına saklanacak, bunun üzerine o taş, o ağaç yahudiyi kovalayan kimseye, ‘Ey müslüman! Arkamda bir yahudi var, gel onu öldür!’ diyecek. Yalnız garkad ağacı bir şey söylemeyecek; çünkü o yahudilerin ağaçlarındandır.”
Gittikçe yaygınlaşan iletişim, bilgi ve haberleşme araçları, artık onun kontrolünden çıktı. Hadisteki, “arkamda gizleniyor” diye haykıracak “ağaç” (ve taş), iletişim araçlarının mecazı olmasın?.. Garkad ağacı da, onun yandaşı medyanın mecazı olamaz mı?..
(Yazılarıma bir süre ara vereceğim sevgili okuyucularım)