Ülkemizin olası AB üyeliğinde en sorunlu alanlardan birinin tarım olacağı,iç ve dış
hemen her çevrede paylaşılan bir görüş niteliği taşımaktadır.Gerek 6 Ekim ilerleme
raporu gerek 17 Aralık zirve kararı ve gerekse Birlik ilgililerinin açıklamaları, bu
görüşü kanıtlayıcı çok sayıda unsuru içermektedir.Ne zaman başlayacağı ve ne kadar
devam edeceği belli olmayan,ama yaşamak durumunda kalacağımız bu süreçte, nasıl bir
tavır takınılması ve nelerin yapılması konusunda,tartışılabilir bir değerlendirme aşağıda
açıklanmaya çalışılmıştır.
TARIM İÇİN AB DEĞERLENDİRME VE DAYATMALARI:
AB önümüzdeki dönem için Türkiye tarımıyla ilgili bir kısmı olumlu çoğu olumsuz
değerlendirmeler yapmakta ve bunlara dayalı dayatmalarda bulunmaktadır.Olumlu diye nitelenebilecek AB görüşleri şunlardır.
-Organik tarım görece gelişmiş ve bu konuda yasal düzenleme yapılmıştır.
-Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu çıkarılmıştır.
-Hayvan Sağlık Zabıtası Kanununda değişiklik yapılmış,veterinerlik alanında sınırlı da olsa
ilerleme sağlanmıştır.
-Büyükbaş hayvanlarda kayıt sistemi başlatılmış,9,5 milyon baş hayvana kulak küpesi
takılarak,kayıtlılık için ilk adım atılmıştır.
-Tarım işletmelerinin kayda alınmasına başlanılmıştır.
-Hayvanları koruma amacıyla yasal düzenleme yapılmıştır.
-Tarımda hormon kullanımını yasaklayıcı tebliğ yayınlanmıştır.
-Bitki sağlığı konusunda yönetmelik çıkarılmıştır.
- Araştırmacıları yönlendirecek nitelikte Islahçı Hakları Kanunu çıkarılmıştır.
-Tarımsal ve işlenmiş ürün kalite ve sağlık standartları için teknolojik laboratuvarlar
kurulmaya başlamıştır.AB çevreleri eksiklik ve yetersizlik anlamında aşağıdaki görüşleri dile getirmektedir.
- IMF niyet mektupları ve Dünya Bankası tarım programlarının önermeleri amaçlanarak ve bu
önermeler reform sayılarak,reformların tamamlanmadığı ileri sürülmüştür.Oysa bu
değerlendirmenin 3 ncü maddesinde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere,IMF ve Dünya
Bankasının dayattığı tüm senaryolar eksiksiz olarak uygulanmıştır.Dolayısı ile bu eleştirinin
hiçbir maddi dayanağı bulunmamaktadır.
- Tarımda rekabetçi yapı oluşması için liberalizasyon yetersizdir.
- Çiftçi düzeyinde kayıtlı muhasebe ağı oluşturulmamıştır.
- Tarım ve destek politikaları finansmanı için bir ödeme kurumu bulunmamaktadır.
- Tarımsal işletme sayısı fazladır.
- Tarımsal nüfus yoğunluğu fazladır.
- Tarımsal işletmelerin çoğunluğu ölçek altı küçük işletmelerdir.
-Çoğunluğu geçimlik işletme olan bu yapılarda gelir ve ücretler düşüktür.
-Tarımsal yapı bütün bu nedenlerle bozuktur.
-Tarımsal üretimde verimlilik düşüktür.Bu eleştiri bitkisel ürünlerin çoğu bakımından yerinde
değildir.
-Ürünler bazında ortak piyasa düzenlemeleri için ilerleme sağlanmamıştır.
-Meyve ve sebzede iç Pazar standardizasyonu oluşturulmamıştır.
-Kırsal kalkınma alanında ilerleme sağlanamamıştır.
KAYNAK : TEMA VAKFI DERLEYEN : A.E.