Geçen hafta bağlarda kültürel uygulamalar ile başladığımız hastalık ve zararlılarla ilgili mücadele konumuza bu hafta kimyasal mücadele ile devam ediyoruz. Çünkü kültürel uygulamaların yetersiz kaldığı durumlarda mutlaka kimyasal mücadeleye geçiş yapmamız gerekiyor. Bunun için de bazı konulara dikkat ederek ve gelişigüzel ilaçlamalardan kaçınarak ilaçlama yapmamız gerekiyor.
Mesela iklim ve asmanın fenolojik dönemleri dikkatlice takip edilerek kimyasal mücadeleye geçildiğinde, başarı şansının arttığı görülmektedir. Bağlarda kimyasal mücadelenin ilk aşaması bağların budanmasından itibaren başlar. Budama yaralarının kapatılması ve bazı mantari hastalıkların kışlık formlarının yok edilmesinde bordo bulamacı (bakırsülfat + kireç) uygulanır. Gözler uyanmadan 15-20 gün önce %4’lük dozda püskürtülecek bordo bulamacı bir çok hastalığın şiddetlenmesini yatıştıracaktır.
Eğer sizler bağlarınıza hala bordo bulamacını uygulamadıysanız bu günlerde uygulayabilirsiniz.
Ayrıca bağlarda en çok bağ küllemesi, bağ mildiyösü, daha sonra kurşuni küf hastalığına (sofralık üzümlerde) ve salkım güvesine karşı tarım ilacı kullanımı yaygın durumdadır. Bu hastalıklara karşı kullanılacak doğru ilaçların doğru zamanda uygulanması başarı şansını arttıracaktır. İlaç seçiminde öncelikle meteorolojik verilerin (sıcaklık, nispi nem, yağış tahminleri vs…) ve kullanılacak ilacın etki süresi ve fenolojik dönemlerin dikkate alınması gerekmektedir. Örneğin bağ mildiyösüne karşı yapılacak ilaçlamadan sonra, yağış ve yüksek nispi nem tahmini yok ise sistemik ilaçlar yerine kontak etkili ilaçların tercih edilmesi maliyeti düşürmek açısından yararlı olabilir. Ancak bunun tersi durumlarda sistemik ilaçların devreye sokulması kaçınılmazdır.
Külleme hastalığı etmeninin 21-30 ºC arasındaki sıcaklıklar ve %60-80 oranındaki nisbi nemde hızlı bir şekilde üreyerek tüm yeşil aksamı istila ettiği bilinmektedir. Özellikle art arda 6 gün süreyle bu koşulların meydana gelmesi durumunda etmenin bir döngüsünü tamamladığı ve şiddetli salgınlar yaptığı bildirilmektedir. İşte bu nedenle meteorolojik veriler dikkatle takip edilmeli, şayet içinde bulunulan fenolojik dönem çiçek öncesi veya çiçek sonrası (ince koruk dönemi) dönem ise mutlaka sistemik ilaçlar tercih edilmelidir. İlaç seçimlerinde bir diğer önemli konu, hastalık etmenlerini farklı yönlerden vuran ilaç çeşitliliğine gidilmesi gerekliliğidir. Yani başka bir deyişle, ilaçlamalarda farklı etkili madde içeren ilaçların kullanılmasına dikkat edilmelidir. Bu hususa dikkat edildiğinde hem başarılı bir hastalık kontrolü sağlanmış hem de ilaçlara karşı hastalık ve zararlıların direnç gelişiminin önüne geçilmiş olacaktır. Örneğin, külleme mücadelesinde kükürt’e mutlaka yer verilmeli veya mümkünse kükürt ile kombine edilmiş ilaçlar tercih edilmelidir.
Kurşuni küf hastalığına karşı salkım güvesi mücadelesinin tam olarak yapılmış olması gereklidir. Bu hastalık özellikle tane yaralanmaları sonucu bir taneye girerek tüm salkımın bozulmasına neden olabilir. Sofralık üzümlerde taneler ben düşme dönemi ve tanelerin şekerlenmesini müteakiben ilaçlama yapılması gereklidir. Ayrıca geç dönemde hasat edilen bazı üzüm çeşitlerinde, eylül yağmurlarından önce asmaların üzeri çeşitli örtü materyalleri ile örtüldüğünde kurşuni küften kaynaklanan çürümelerin önüne geçilebilmektedir.
Son olarak kimyasal mücadele yapan üreticilerimizin dikkat edeceği en önemli husus, ilaçların yol açtığı kalıntı problemlerinin göz önünde bulundurulmasıdır. Bu nedenle ilaçlama yapmadan önce uzmanların yardımına başvurulmalı ve o üründe ruhsatı bulunmayan ilaçlar kullanılmamalıdır. Ayrıca gereksiz ilaç kullanımından kaçınılmalıdır. Unutmayalım ki gereksiz yere yapılan ilaçlamalar belki asmaların sağlığını kurtarır ama bizim ve çocuklarımızın sağlığını tehlikeye sokar, yaşadığımız çevreyi kirletir.
Haftaya görüşmek üzere; ürününüz bol ve bereketli olsun.