Bağlarda hastalık, zararlı ve yabancı otlarla mücadele, tüm ürünlerde olduğu gibi üzüm yetiştiriciliğinin en önemli konuları içerisinde yer almaktadır. Yaklaşık 5-7 ay devam eden yetiştirme dönemi içerisinde, kaliteli ve bol miktarda ürün elde etmek amacıyla büyük uğraşlar verilmekte ve ciddi miktarda paralar harcanmaktadır. Yapılan masraflar içerisinde bitki koruma ürünlerinin payı oldukça yüksek düzeyde olup, sezon sonunda elde edilecek net kârın miktarını yakından ilgilendirmektedir. Bu nedenle yetiştirme dönemi boyunca zirai mücadele konularına azami derecede önem vermek gerekmektedir. Bu hususlara dikkat edilmediği hallerde ise büyük emeklerle yetiştirilmiş ürünler, bir anda yok olma riskiyle karşı karşıya kalmaktadır.
Zirai mücadele esasları denildiğinde ilk akla gelen konu yalnızca tarımsal ilaç kullanımı olmayıp, bir çok mücadele yönteminin birbiriyle uyumlu bir şekilde entegre edilmesi ve bu yöntemlerin doğru bir şekilde uygulamaya konulmasıdır.
Bu hafta bahsedeceğimiz konu bu yöntemlerden biri olan kültürel önlemler. Gelin kısaca kültürel önlemler denildiğinde neler anlaşılıyor bir göz atalım. Başarılı bir zirai mücadelenin ilk adımı kültürel tedbirleri uygulamaktan geçmektedir. Yeni bir bağ tesisinde, arazi ve toprak yapısı ve burada yetiştirilecek asmaların anaç-çeşit bazında seçimi daha önceki yazılarımda bahsettiğim gibi uzman tavsiyeleri doğrultusunda yapılmalıdır. Yine toprak tahlilinde nematod ve filoksera gibi zararlıların varlığı incelenmeli, bu zararlılar göz ardı edilmemeli ve yeni bağ tesisinde kullanılacak asma fidanları sertifikalı-temiz materyaller olmalıdır.
Yetişkin bağlara sahip üreticilerin ise ilk olarak yabancı ot mücadelesine eğilmeleri uygun olacaktır. Çünkü bağ içindeki yabancı otlar topraktaki besin elementi ve asmaların kullanacağı suya ortak olmalarının yanında, birçok bağ zararlısı ve çeşitli hastalıkların barınmaları için uygun ortam yaratırlar. Topraktaki yabancı ot tohum rezervini azaltmak için ise otlar tohum oluşturmadan önce sonbahar yağmurlarından sonra mümkünse toprak işlenmeli, bu sayede birçok zararlının barınmasına engel olunmalıdır. Yıllardır yabancı otların varlığına engel olunamadığı durumlarda ise herbisit yani ot ilacı kullanılması son çare olarak düşünülmelidir. Diğer taraftan bazı faydalı böceklerin varlığını desteklemek için bağların civarında bulunan yabani böğürtlen gibi çalıların bulundurulması yarar sağlayabilmektedir.
Kültürel önlemler açısından budamalar önemli bir yer tutmaktadır. Kış budamaları zamanında yapılmalı, hastalıklı dallar kesilip uzaklaştırılmalı, bu dalları, bağın etrafında tutmak yerine derhal yakmalıdır. Özellikle ölü kol, külleme, mildiyö (pronos) ve kav hastalığı etmenleri bu dallarda kışladığından, yeni sezonda tekrar edebilecek bulaşmaları önlemek açısından çok önemlidir. Kav hastalığı, bağ kanseri gibi hastalıkların belirtilerini gösteren asmalar ilkbaharda derhal sökülmeli ve yakılmalıdır.
Kış budamaları esnasında hastalıkların yayılmasına engel olmak için budama makasları bir asmadan diğer asmaya geçişte mutlaka dezenfekte edilmeli (çamaşır suyu kullanılabilir) ve derin yaralar açmaktan kaçınılmalıdır. Şayet bu tarzdaki yaraların açılması kaçınılmaz ise, yara yerleri bakırsülfat ile ilaçlanmalıdır. Budama ve terbiye işlemleri nem yönetimine uygun şekilde yapılmalıdır. Geçmiş yıllarda unlu bit veya kabuklu bit zararının yaşandığı bağlarda, şubat ayı içerisinde gövdelerdeki kabuklar soyulmalı ve ardından asmalar kışlık yağ karışımı ile ilaçlanmalıdır. Bu sayede birçok zararlının kışlamasına engel olunacaktır.
Kültürel önlemlerin diğer önemli bir bölümü ise asmalarda yapılacak yeşil budamalardır. Özellikle sürgünler uzayıp salkımlar belirginleşmeye başladığında salkım içermeyen yeşil sürgünlerin orantılı bir düzeyde koparılması, ayrıca daha sonraki dönemlerde uygun seviyede yapılacak yaprak seyreltmesiyle de bitki koruma ürünlerinin hedefe ulaşması konusunda başarı sağlanacaktır. Yani bir ilaçlama yapıldığında daha iyi sonuç alınacaktır.
Haftaya kaldığımız yerden devam etmek üzere hoşçakalın.
Ürününüz bol ve bereketli olsun.