Şu memlekette 'Bahçeli Ankara'nın ötesine geçemez' söylemlerine hiç mi hiç anlam veremiyorum. Diğer siyasi parti liderleri istediği yere gidiyor da Bahçeli niye gidemeyecek? Her türlü devlet imkanını kullanıp, en genişinden koruma çemberleri ördürerek istediği yere gider. Hatta ve hatta Kandil'e bile girer.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlık dönemlerini hatırlayacak olursak, bu konu üzerinden Bahçeli'yi çok eleştirirdi. O, 'Tunceli'ye gelemez' değil de ''Gavur Dağı'nın ötesine geçemez' derdi. Erdoğan dönemindeki Gavur Dağı sınırı Davutoğlu ile beraber Tunceli'ye kadar genişledi.
Gavur Dağı'ndan öteye geçemeyeceği söylenilen Bahçeli, 2011 seçimleri öncesi Diyarbakır'a gitmiş ve orada miting yapmıştı. Miting alanında Diyarbakırlı var mıydı? Bence yok denecek kadar azdı. Miting alanı civar illerden taşınan partililer ile doldurulmuştu belki ama mitingin yapıldığı yer Diyarbakır'ın göbeğiydi. Geniş güvenlik önlemlerinin altında hiçbir hadise yaşanmadan miting sona ermişti.
Şimdi hafızalarımızı biraz daha yoklayalım ve seçimlere az bir süre kala siyasilerin Doğu mitinglerinde yaptıkları konuşmaları hatırlayalım. Oy avcılığının hat safhaya çıktığı bu dönemde Erdoğan ve Kılıçdaroğlu'nun Doğu mitinglerinin gündemini sözde 'Kürt Sorunu' oluşturmuş ve Ankara'da konuştuklarını Diyarbakır'da konuşmamışlardı. Bahçeli ise Ankara'da dediği gibi Diyarbakır meydanında da 'Ne Mutlu Türküm Diyene' demişti. Seyit Rıza'ya 'Terörist' ifadesini kullanan Bahçeli bakalım Tunceli'de de aynı kelimeyi kullanack mı?
Ancak...
5 yılda bir kez Diyarbakır'da miting yapmak veyahut bir başka siyasi parti liderinin sözlerine cevaben tavır sergileyerek Tunceli'ye gitme kararı almak ne kadar yeterli onu da iyi analiz etmek gerekir. MHP gibi bir partinin lideriyseniz mutlak suretle iktidar mücadelesi vermeniz ve memleketin her bir köşesinde örgütlenerek oy almanız gerekir. Bahçeli, Tunceli'ye gittiğinde onu karşılayacak bir il teşkilatının olup olmayacağını sorgulamak ve neden olmadığının cevabını vermek gerekir. Zira, Ülkücü ideoloji ile yoğrulan bir parti HDP'ye giden oyların önüne geçmek için o bölgelerde mücadele vermeli.
Ayrıca...
Bahçeli'nin Gavur Dağı'nın ötesine geçmemesini, Diyarbakır'da miting yapmamasını ve Tunceli'ye gitmeyişini eleştirmek kolay olan. Bir de neden gitmediğini farklı bir perspeftikten ele almakta fayda var. Bahçeli'nin istediği takdirde Tunceli'nin nüfusu kadar ülkücü ve partiliyle birlikte Tunceli'ye gidebileceğinden eleştirenlerin bile şüphesi olduğunu zannetmiyorum. Ama orada yaşanacak olumsuzlukların sorumluluğunu 'Gavur Dağı'nın ötesine geçemez', 'Tunceli'ye gelemez' diyenler üstlenecek midir? Ola ki ülkücü gençler ile PKK sempatizanları arasında cereyan etmesi muhtemel olayların tüm ülke geneline yayılmasını Bahçeli'yi eleştiren çevreler önleyebilecek midir? Bu soruların cevaplarına da açıklık getirmek gerekir.
Bahçeli'nin siyasi parti liderliğinden çok devletçi anlayışta olduğunu kendi partilileri başta olmak üzere taraflı tarafsız herkesin bildiğini düşünüyorum. MHP liderinin bazı noktalara gitmeyişinin altında yatan sebeplerden birinin de bu devletçi anlayıştan kaynaklandığını düşünmekteyim. Devletin bekasına ve milletin refahına halel getirecek gelişmelerden çekindiğinden belirli yerlere bilerek ve isteyerek gidilmediği kanaatindeyim.
Yazımın başında dediğim gibi Bahçeli istediği yere gider. Zira, Bahçeli'nin bugünkü (28.11.2014) durağı 'Gelemez' denilen Tunceli olacak.