Geçtiğimiz haftalarda gazetemiz Sakarya ve internet sitemiz Bilecik Haber’de “Okul saatleri içerisinde dans dersleri yapılmasına tepki” başlığıyla yayınlanan haberde bazı veliler şikayetini şu ifadelerle dile getiriyor:
“Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı okullarda ders saatleri içinde ücretli eğitim verilmek istenmesi biz velileri mağdur etmektedir. Almak istemeyen öğrencilerin ayrıştırıldığı ve haksızlığa uğradığı tespit edilmiştir. Velileri rencide edecek şekilde gruplarda paylaşılarak ücret ödenmesi istenmektedir. Bu durumun tespitini yapılması ve gerekli önlemlerin alınmasını, okullardaki yasal olmayan ücretlerin toplanmasına mani olunması konusunda gereğini yapılmasını istiyoruz.”
Bir zamanlar ilk defa Fransa’da başlayan dansın Osmanlı diyarına yayılır endişesiyle Fransa kralına dansın yasak edilmesini isteyen ve 100 sene dansın yasak edilmesini sağlayan Kanuni Sultan Süleyman devrini düşündüm. Bir de Osmanlının beşiği ilimizde Milli Eğitim Bakanlığının müfredata ders olarak koyduğu bir saatte o ders terk ettirilip hem de ayrıca ailelerden para toplanarak çocukların dans dersine tabi tutulması…
Arıza bir tane de değil, 1- Esas okutulması mecburi ders terk ediliyor, 2- Ailelerden dans dersi hocası için para toplanıyor, 3- Para ödeyip dans dersine gidenler ile para ödemediği için gidemeyen talebeler arasında ayrımcılık meydana getiriliyor.
İnternetten araştırdığınızda bazı gazete haberlerinde, “İlkokul talebelerine bile okulda mescid açılıyor”, “Liselerde Cuma namazı mecburiyeti”, “Eğitimde gerici uygulamalara bir yenisi eklendi: Okul salonunda Cuma namazı” gibi daha nice haberleri görürsünüz.
Diyelim bir imam efendi aynı okulda; “Herhangi bir ders saatinde, dini bilgiler, namaz, hac, zekat konularında ders vermek istiyorum. Ayrıca para da istemiyorum” teklifinde bulunsaydı, dans için gösterilen imkan imam efendiye gösterilir miydi? Gösterilmezdi, çünkü yukarıda bazı basın kuruluşlarında çıkan haberlerden korkarlardı. O basının şöyle de yazmasından çekinirlerdi. “Ak parti, iktidarının Milli Eğitim Müdürlüğünün okullarında diğer ders saatlerinde fazladan din dersi veriliyor.”, “Bilecik’te Devlet Okullarında irtica-i faaliyet.”
Nasıl olsa dans deyince korktukları basın organları aleyhte neşriyat yapmaz: Para da toplasan, birilerinin para kazanmasına sebep de olsan, kimse sesini çıkarmaz diye düşünen idareciler, maalesef Ak Parti iktidarının bürokratları.
Vilayet makamına 200 metre mesafede yaşanan okulda kanunu hiçe sayarak para toplayarak bir başka ders saatinde dans dersi verdiren okul idaresine ne diyelim. Talebe velilerinin bu yaşanan ve kanuna uymayan ücretli dans çalışmasını önce okul yönetimine, netice alınamayınca Milli Eğitim Müdürlüğüne bildirmelerine rağmen ilgisizliğine ne denir. Adamlardaki cüretkârlığa bakar mısınız, ilin valisinin çocuğu da bu okulda okumasına rağmen çekinmiyorlar. Ayrıca iktidara yakın bir sendikacının çocuğunun da bu okulda olduğu söyleniyor.
Sakarya Gazetesinde ve İnternet sitemizde çıkan haberden sonra Valilik olayla ilgili soruşturma yaptığını açıkladı.
Velilerin şikayetlerine rağmen, önlem almayan Milli Eğitim idarecilerine şunu hatırlatmak istiyorum. Sizin paralı dans gösterilerine suskun kaldığınız günlerde, bağlı olduğunuz Milli Eğitim Bakanı, TBMM’de bütçe görüşmeleri için çıktığı meclis kürsüsünde “Okullarda tarikatçılara göz yumuyorsunuz…” diye suçlanıyordu.
Bakanınız kadar cesur değilsiniz, bari mahcup etmeyin.