Bu haftanın başında, Sakarya, büyük bir gazetecilik başarısı göstererek ve aslında biraz da risk alarak haber içinden haber, manşet içinden manşet çıkarmayı başardı…
Sakarya’nın Yazı İşleri Müdürü Mücahit Erdal’ın editörlüğünde “Basın Masası” adı altında görüntülü bir şekilde adeta bir televizyon programı tadında gerçekleştirilen programda Erdal, Bilecik’in önemli siyaset figürlerinden 30 Mart seçimlerinde de Akparti’den belediye başkan aday adayı olan Orhan Şişman ile MHP’nin eski il başkanlarından Mehmet Erdem’i misafir etti.
Bu yıl 733.sü düzenlenen Ertuğrulgazi’yi Anma ve Söğüt Şenlikleri’nin masaya yatırıldığı programda, şenliklerde meydana gelen siyasi olaylar ve Başbakan Davutoğlu’nun Söğüt ve Bilecik ziyaretleri değerlendirildi. Yazımızın başında bahsetmiş olduğumuz manşet içinden manşet çıkarma hadisesi ise programın sonlarına doğru Orhan Şişman’ın “Ben bir siyasi partinin üyesiyim ama Bilecik kamuoyuna buradan gönül rahatlığıyla şunu ifade etmek istiyorum. Bilecik siyasetinde bundan sonrası için aktif bir görev düşünen insan değilim. Bir göreve talibim, şuradan aday adayı olacağım gibi bir isteğim asla yok…” sözleri ile oldu…
Program yayına girmeden Sakarya’nın internet sitesinde Şişman’ın bu açıklaması ayrıca haber yapılmıştı. Bu bakımdan -açıkçası iğneyi kendimize batırmamız gerekirse- ben habercilik anlamında böyle büyük bir sürprizi önceden duyuran Sakarya’nın büyük bir fırsatı teptiğini düşünüyorum. Haber ima yoluyla girse ve yayınlanacak olan video programa işaret yapılsa insanların programa olan ilgisi ve merağı daha da artardı diye düşünüyorum…
Şişman’ın Akparti ile olan ilişkisi Akparti’nin kurulduğu tarihten beri sancılı idi… Akparti’nin kurulduğu ve örgütlendiği tarihlerde bir siyasi tercih yaparak halkanın dışında ve Milli Görüş çizgisinde kalmayı tercih eden Şişman, Numan Kurtulmuş’un ekibi ile birlikte Has Parti’yi kurduğu dönemde de Bilecik’te çeşitli görevler üstlenmişti… Has Parti’de yöneticilik yaptığı dönemlerde gerek yerel siyasette gerekse genel siyasetteki söylemleri, eleştirileri Akparti’ye karşı geliştirdiği muhalefet halen gazete arşivlerinde duruyor. Söylediklerinin haklı veya haksız olduğuna dahi bakmadan, Numan Kurtulmuş’un ve Has Parti’nin yetkili organlarının almış olduğu karar ile Akparti’ye katılmaları sebebiyle Akparti bünyesinde siyaset yapmaya başlamış olması hadisesinin bile, Akparti içerisindeki yerel siyaseti yürütenlerce, Şişman’ın birden kabul edilmesinin zor olacağı tespitini yapmakta fayda var…
Nitekim böyle oldu… O dönem kulislerde çok tartışıldığı ve özellikle Akparti tabanında pek çok itirazların geldiği Belediye Başkanlığı aday adaylığı süreci ise kendisi için zamanlama bakımından biraz yanlış oldu…
Buna rağmen başkan adayının belirlenmesi sürecinde Bilecik’teki aday adaylarının bolluğu ve teamül yoklamasında il yönetimince yapılan hatalar sebebiyle aradan sıyrılma imkanı doğdu… Milli Görüş zamanında aynı yolda beraber yürüdüğü ve şu anda Akparti içerisinde siyaset yapan delegelerce sonuna kadar desteklendi… Başkan adaylarının belirlenmesine kısa bir süre kala, adaylığını müjdeleyen telefonlar almaya başladığı kulislere yansıdı, buna rağmen son anda ne olduysa oldu ve süreç sonunda Şişman aday olamadı… Buna rağmen geri durmadı, 30 Mart seçimleri süresince teşkilatta kendisine verilen tüm görevleri yerine getirmeye ve mümkün olduğu kadar da ilçeleri dolaşarak partisine oy kazandırmaya gayret etti…
30 Mart seçimlerinden önce genel merkezden gelen talimata istinaden il başkanlığı bünyesinde sandık başkanları ve müşahitlerin eğitimi amacıyla bir heyet kuruldu. O dönem çeşitli gazete ve haber sitelerine de yansıdığı kadarıyla, Bilecik Milletvekili Poyraz’ın da bulunduğu toplantıların birinde Orhan Şişman bu heyetin başına seçildi ve sandık üyeleri ile müşahidlerin eğitilmeleri görevi Şişman’ın başındaki bu heyete verildi… Ancak parti içerisinde bu durumu bile çekemeyenler, adeta Şişman’ı baypas ederek onun haberi olmadan bu eğitimleri organize etmek isteyenler ve bu anlamda kurulan hiyerarşiyi delenler çıktı... Aynı şekilde seçim çalışmalarında Şişman’ın ilçelerde yaptığı faaliyetlerin çoğu il başkanlığı programının dışında ve kendi inisiyatifinde gerçekleştirildi… Çoğu yerde çakışan programlarda sahada Şişman’ı gören yönetici ve adayların burun kıvırdıkları, yüzlerinin ekşidiği ve bu durumdan rahatsızlık duydukları özellikle tabandan ve normal halktan Şişman’a gösterilen teveccühün kulislerde sürekli konuşulduğu biliniyordu…
Nitekim Sakarya’nın internet sitesinde yer alan gerek Orhan Şişman’ın önümüzdeki dönemde siyaset düşünmediğine dair haberin, gerekse Basın Masası programının altında yer alan yorumlar Şişman’ın hem yerel siyasette hem de Akparti içerisinde nereye konulduğu noktasında fikir veriyor…
Nitekim gerek 30 Martta nispeten gelen başarı, gerekse Cumhurbaşkanlığı seçiminde %50’nin üzerine çıkılması sonucunda her ne kadar Akparti’nin çeşitli kademelerinde Şişman’a yakın siyasetçiler olsa da süreç içerisinde Şişman’ın Akparti’nin Bilecik siyasetini yöneten ekibin uzağında kaldığını ve bu çekirdek kadro ile arasındaki mesafenin sürekli arttığını gözlemledik…
Şişman’ın aldığı kararın altında bunları tespit etmesinin etkileri var mıdır?..
Olduğu muhakkak…
Fahrettin Poyraz’ın üçüncü dönem kuralına takılması sebebiyle milletvekili aday adaylarının çoğalacağının tahmin edildiği 2015 genel seçimlerinin bir nefes mesafede olduğu Akparti’de, bir yandan da partiyi bu seçimlere götürecek olan yöneticilerin seçileceği genel kurul süreci başladı…
Kartların yeniden karıldığı ve dağıtıldığı, pek çok kişinin isimlerinin havalarda uçuştuğu ve yavaştan kulislerin de hareketlendiği bu dönemde Şişman’ın almış olduğu bu kararın tıpkı belediye başkanlığı aday adaylığı gibi biraz aceleye getirilmiş olduğunu düşünüyorum.
Orhan Şişman’ın vicdani sesinin bulunmadığı bir siyasetin Bilecik’te her zaman eksik kalacağı muhakkak…