Mahalli seçimlerin üzerinden bir yıl geçti. Bir önceki dönemden devam eden Belediye Başkanları zaten kaldığı yerden işine başladı. Yeni seçilenler de, bu bir yıl içinde, işi gördü, personelini tanıdı, imkanlarını belirledi, projelerini hazırladı. Ancak bundan sonra gelecek zaman içinde, projelerini hayata geçireceklerdir.
Belediye Başkanları, şehreminidir. Yani, şehir kendisine emanet edilen kimsedir. Sorumluluğu çok büyüktür. Toplumun geleceğine yön vermek, doğumundan ölümüne vatandaşların temel ihtiyaçlarını belirleyerek, imkanlar ölçüsünde ve öncelik sırasına göre planlamasını yapmak zorundadır. Beldenin hayati konuları dururken, basit işlerle oyalanmak ve zamanı boşa geçirmek vebaldir. Başkan, kendini her şeyden sorumlu görmelidir. Her ne kadar, kamu kurumları bir kısım hizmetleri yüklenmekte iseler de, seçilmiş Belediye Başkanının sorumluluğu, atanmışların çok üzerindedir. Bu idrak içinde olan Başkanın, toplumun her kesiminden görüş alması, ben yaptım oldu zihniyetinden sıyrılarak “biz” demeyi ilke edinmesi ve çalışmalarını ona göre yönlendirmesi esas olmalıdır.
Halkımızda yerleşmiş bir kanaat var. Eğer Başkan iktidardan olursa Hükümetten yardım gelir, daha iyi hizmet alırız. Vatandaşın bu kanaate varmasında, iktidarı elinde bulunduran parti yetkililerinin de büyük payı var. Propagandalarını böyle yapıyorlar. Bizim vatandaşımız da buna inanıyor. Burada iki husus var. Eğer gerçekten iktidar partisi, kendi partisinden seçilenlere farklı hizmet veriyorsa, ayırımcılık yapıyor, suç işliyor demektir. Herkese eşit davranıyoruz diyorlarsa o zaman da vatandaşa yalan söylüyorlardır.
1989-1994 ve 2004-2009 Başkanlık dönemlerimde, ilk dönemin yarısında (1991 yılına kadar) iktidar partisinin, kalan yıllarda ise muhalefet partisinin Belediye Başkanı olarak görev yaptım. Yaptığım hizmetler ve bıraktığım kalıcı eserler göz önündedir. Muhalefette olduğum 8 yıl içinde de, hizmetlerimi aksatmadan yürüttüm. Şunu ifade etmek istiyorum. Eğer Başkan, inisiyatifi elinde bulundurabiliyorsa, her dönemde hizmet verebilir. Aradaki tek fark, iktidarda iseniz, resmi kurumlarla olan işlerinizi daha rahat yürütebilirsiniz.
Bu açıklamalardan sonra İlimizi ve İlimizde iktidar partisinden seçilen veya bu partiye geçen Başkanlarımızı ele alalım. Hizmet açısından hiçbir mazeretleri yok. Meclis çoğunluğu kendilerinde, Milletvekilleri var ve partileri tek başına iktidarda. At’ta, meydan da onların. Bu arada şunu hiç unutmamaları gerekir. Sayılı gün çabuk geçer. Şimdi 1 yıl nasıl geçmişse, 4 yıl sonra maçın bittiğini görürler. Önemli olan, kalıcı hizmetler bırakmaktır. Hastalıklarda tedavi kadar teşhis ne kadar önemli ise, hizmette de tespit o kadar önemlidir. Beldenin önceliklerini belirlemeden, bodoslama işin içine girmek, kendisine destek verenleri de hayal kırıklığına uğratır.
Özet olarak, seçilmiş arkadaşlarımıza tavsiyemiz; Beldelerinizin önceliklerini tespit ediniz, imkanlar ölçüsünde, ilk sıradan başlamak üzere, her kuruşunda kul hakkı olduğunu unutmadan, harcamalarınızı yerinde ve toplumun menfaatine uygun olarak yapınız. Vatandaşlar arasında ve hizmet noktasında ayırım yapmayınız. Makamların geçici , hizmetlerin kalıcı olduğunu ve bir gün sade vatandaş gibi tekrar o toplumun içine gireceğinizi unutmayınız.
Başarılı olmaya mecbursunuz, hatta mahkûmsunuz. Hiçbir mazeret başarının yerini tutamaz.