İl Müftüsü Necati Akkuş, Ramazan Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, bayramların ve bayramlaşmanın önemine dikkat çekti. Bayramların insanların birbirine kenetlenmesine, birlik ve beraberlik duygularının güçlendirmesine vesile olduğunu aktaran Müftü Akkuş, bayramların tatil havasına sokulmasının doğru olmadığını ifade etti.
Müftü Akkuş,"Bayramlarımızın kimilerinin yanına giderek bir tatil havasına sokulduğu ve insanların ziyaretleşme yerine adeta insanlardan kaçarak tatil ve eğlence merkezlerine gittikleri görülüyor. Bu tutumun, bayramlardan gözetilen ilahi amaçla bağdaşmayacağı açıktır" ifadelerini kullandı.
Müftü Necati Akkuş mesajında şu ifadelere yer verdi:
"Yıl boyu kendimizi bitmez tükenmez dünyevi meşgalelere kaptırıyor ve günlük telaşemiz içerisinde yakınlarımızı, eş, dost, ahbap ve akrabalarımızı hatta kendimizi bile ihmal ediyoruz. Yüce Allah bayramlar vasıtasıyla bizim kendimize ve çevremize zaman ayırmamızı sağlıyor. Nice zamandır görmeyi arzu ettiğimiz eş dost ve akraba, bayramlar vesilesiyle ziyaret ediliyor.
Şu kadar var ki, bayramlarımızın kimilerinin yanında giderek bir tatil havasına sokulduğu ve insanların ziyaretleşme yerine adeta insanlardan kaçarak tatil ve eğlence merkezlerine gittikleri görülüyor. Bu tutumun, bayramlardan gözetilen ilahi amaçla bağdaşmayacağı açıktır. Çünkü bayramlar bizi birbirimize kenetlemek, birlik ve beraberliğimizi kuvvetlendirmek için vardır.
Öyle ise Bayram, bütün güzellikleriyle gönlün derinliklerinde yaşanan, yoksullarla, kimsesizlerle ve yüreği yaralı insanlarla güzelliklerin paylaşıldığı günler olsun. Bayram, dini şuur ve duygumuzun gelişmesine, dargınlık, kırgınlık ve küskünlüklerin giderilmesine, akan kan ve gözyaşlarının dinmesine, akraba, komşu ve büyüklerin, hastaların ziyaret edilmesine, fakir, yetim ve kimsesizlerin gözetilmesine, çocukların sevindirilip manevi havayı teneffüs etmelerine, kısaca her türlü insani ve ahlaki değerlerin kazanılmasına vesile olsun.
Bayram günleri, tatil günleri olmaktan öte, bize bir takım sorumluluklar yükleyen gündür. Bu yükümlülükleri yerine getirdiğimiz zaman, bayramın anlamını ruhumuzda daha çok hissetmiş olacağız. Bayram günlerinde önce, varlığımızın sebebi olan ve bizi her türlü fedakârlığa katlanarak büyüten, yemeyip yediren, giymeyip giydiren, uyumayıp uyutan ve hayata hazırlayan şefkat ve merhametle üzerimizde titreyen anne ve babamızın ellerini öpüp hayır dualarını almalı, kırılan gönüllerini onarmalıyız. Kuran, Allah’a ibadetten sonra ikinci derecede anne-babaya saygı gösterilmesini, iyilik yapılmasını emretmiş, onlara karşı öf demeyi dahi yasaklamıştır.
Peygamber efendimiz (sav)’e “Anne babanın çocuğu üzerindeki hakkı nedir?” diye sorulunca Allah’ın elçisi (as): “ O ikisi senin cennetin veya cehennemindir.” buyurdular.
Yani onları razı ve memnun edersen cennete girmeyi hak edersin, onların rızalarını ve dualarını almazsan cehenneme gidersin.
Bayramı fırsat bilip anne ve babamızın rızalarını almalı, onlar hayatta değillerse onlar vasıtasıyla yakınlığı olan kimseleri ziyaret etmeli, yoksul olanlarına yardımda bulunulmalıyız.
Akraba ve komşularla tebrikleşerek karşılıklı sevgi ve saygı duygularımızı aktarmalı, muhtaç olanlara yardım elimizi uzatmalıyız.
Karşılaştığımız herkese selam vermeli, tanıdığımız, tanımadığımız herkesin bayramını kutlamalıyız. Hastanelerde ve evlerde yatan hastaları görmeli, şifa dileklerimizi sunarak, iyileşmeleri hususunda gerekli olan yardımı yapmaya hazır olduğumuzu bildirmeliyiz.
Yetimler ve kimsesiz çocuklara şefkat dolu duygularımızı aktarmalı, onlara ana-babalarının yokluğunu hissettirmemeye çalışmalıyız.
Dargın olduğumuz kimselerle bayramı fırsat bilip barışmalı, tanıdıklarımızdan küs olanları barıştırmaya çalışmalı ve aralarını bulmalıyız.
Bu bayram çocukların da bayramıdır: Ramazan bayramının çocuklar için ayrı bir yeri vardır. Çocuklara hediyeler dağıtmalı ve onları sevindirmeliyiz.
Kabirleri ziyaret ederek ölülerimiz için dua etmemiz ve onlar için Allah’tan af ve mağfiret dilememiz, hem ölüler için hem de hayattakilerin ölümü hatırlayarak kendilerine çeki düzen vermeleri için yararlıdır. Bayramlarda kabristanları ziyaret ederek orada medfun bulunan eş, akraba, evlat ve yakınlarımıza dua etmemiz güzel bir İslami gelenektir, bunu da yapmalıyız.
Bayramlar birlik ve beraberliğin en sağlam zemine oturduğu günlerdir. Bu sebeple birlik ve beraberliğimizi daim hale getirmeli, bozmak isteyenlere fırsat vermemeliyiz.
Bugün özellikle şehirleşmenin ve maddeye, menfaate önem vermenin getirmiş olduğu aileler arasındaki soğukluğu, hatta parçalanmaları ve akrabalar arasındaki bağların kopmasını düzeltmek için bu günleri fırsat bilerek yeniden canlılaştırmamız gerekmektedir.
Bayram günlerinde toplum şuuru bütünleşir. Toplum fertleri birbirleriyle sevişip kaynaşır. Hayatın bitmek tükenmek bilmeyen sıkıntıları içinde bunalan, bitkin ve yorgun hale gelen insanları bayramlar dinçleştirir. Ve çalışma azimlerini artırır.
Bayramlar, sosyal dayanışma ve barış şuurunun fertlere kuvvetle hâkim olduğu günlerdir. Dargınların kucaklaşması, aralarında kin, nefret bulunan kabile, aile ve şahısların, düşmanlık ve husûmet duygularının sevgiye dönüşmesi, küçüklerin büyüklere saygı, büyüklerin küçüklere sevgi göstermesi, hısım ve akrabanın bir kere daha yeniden kaynaşması, genellikle bayram günlerinde mümkün olmaktadır. Bütün bunlar, toplumu oluşturan fertleri birbirleriyle kaynaştırarak millî birliğin sağlanmasında ve toplumu rahatsız eden ayrılık ve düşmanlıkların yok olmasında etkili olan hususlardır.
Bu vesile ile sevinç, mutluluk ve huzur günü olan bu bayram gününün hem kendimize, hem memleketimize ve hem de bütün İslam âlemine hayırlar getirmesini Rabbimizden niyaz eder, Ramazan Bayramınızı tebrik ederim. Yüce Rabbim sevdiklerimizle beraber mutlu ve huzurlu nice bayramlar geçirmemizi nasip etsin. Gününüz aydınlık olsun. Bayramınız mübarek olsun. Allah’a emanet olun."