BİLECİK ÇİMENTO FABRİKASI

FERRUH ERDOĞAN

Merkez ilçe Taşçılar köyünde inşaatı devam etmekte olan Çimento fabrikası, üretime geçmek üzere, kış şartlarına karşı koyarak açık arazide inşaat ve montaj yapmak oldukça zor. İnşaatı ve tesisin tümünü gördüğümde inanasım gelmedi. Dev bir tesis ve kompleks bitmek, üretim aşamasında. Yıl sonuna kalmadan üretim başlayacak, sanırım. Geçelim Cafer Bey’in benim hakkımdaki yazdıklarına;

Art niyetin olmadığını ifade ediyor, gazetenin çizgisini öne sürüyorsun. Evet, sen gazetede söz sahibi olmadan önceydi o çizgi. Şimdi yazdıkların hiçte inandırıcı değil. Zira hedef atışı yaptığın bizlerin sayısı onları geçti. Adliye koridorlarında basından, senden başka sık görülen yok neden? Yirmi adet davanın olduğunu sen söylüyorsun, rakam biraz düşük geldi bana. Aman içeriye düşme değmez. Amcanı (beni) dinle, bizi dinlemekten zarar gelmez! Bir içeriye düştün mü, düşenin dostu olmaz. Paranada yazık, kolay mı kazanılıyor?

Çimento fabrikasıyla olan her türlü sorun idari yargıda. Nasıl vukuatlarına rağmen hala yargıya güveniyorsan bizde yargıya güveniyoruz. ÜLKEMİZ’de maden kanunu maalesef her yerde, ormanda, tarlada v.b. ocak işletmeye izin veriyor, gerçek bundan ibaret. Bu yasayı hiç birimizin yok sayma gücümüz yok. Ben, çapımca mücadele verdim bu duruşum ve kararlılığım çimento fabrikası ortaklarının, yönetiminin ilgisini çekmiş, onlarda çalışmamı istediler. Epeyce uzun düşündüm kararımı birlikte çalışmak üzere verdim.

Yazılarında devamlı aynı şeylerle “atış yapıyorsun” çoğunluğu yanlış, karavana! Tek doğru olan ise Çimento fabrikasında “Çevre adına danışmanlık yapacağım. Ön anlaşmayı 28.10.2009 tarihinde fabrikada kesinleştirdik. Yani senin haberinden sonra, senin hedefin tutmadı. Altının kıymetini zarraf bilir hesabı tuttu. Ancak diğer yazdıklarının aslı, astarı yok. Dev bir şirket, 150 milyon dolar yatırım yapıyor. Uluslar arası Ticaret yapacak, yılda 2 milyon ton üretim yapacak v.b. Bu şirketin “açıktan ücret” verdiğini iddia ediyorsun. Hayır kardeşim Böyle bir şirket “açıktan ödeme” yapmaz. Ben diğer işyerlerinde de çalıştım yapan var, bankalarla, müteahhitlerle v.b. iş yapan, ihracat yapan “uluslar arası” kuruluşlar her an mali denetime hazırdırlar. Bu vesile ile bunu da sana öğretmiş olayım.

Ücretlerden bahsediyorsun, almadım ki bileyim. Fabrikada çalışanlara adil ve eşit davranmak adına “sistem” içinde ücret politikası hazırlanmış. Sana, yakın davranıp, şirketin ücret-personel politikasını açıklayan yetkili kardeşimle ben de temas halindeyim. Bende bazı konuları yazabilirdim, hatta senden önce fabrikaya yaklaşır, yanaşır “haber-yorum-yazı” yazarak seninde önünü keserdim! (gazetecilik adına) öğrendiklerinden hareketle bana bir ücret biçiyorsun.

Sana en büyük iyiliği Sayın Selim Yağcı yaptı. Eğer seni Belediyeden, işten çıkarmasaydı şimdi aramızda, olup bize kalem sallamıyacaktın. Senin ŞÖHRET!olmanı sağladı, yazar oldun, editör oldun, (uzun ömür versin patrona) patron olmak üzeresin. YARIN gazetesinin kıymetini bil. Art niyetli olma! Değilim diyorsun, aynı yazıda benim işe girme haberimi resmileştikten sonra verseydin diyen, telefonla konuştuğun şirket ortağına bak ne diyorsun;

Demek ki bilgiyle, dürüstçe samimi mücadele, zamanı gelince birileri tarafından takdir ediliyor.

“Bende kendisine önemli olan haberin şu aşamada yazılabilmesi, masasına oturduktan sonra herkes yazar belki AMAÇ İŞ BOZMAKTI” dedim … Yukarıda söylediğim gibi hedefi tutturamadın. Şimdi soruyorum? Bu işi bozmak sana ne kazandıracaktı benim işe girmemden neden bu kadar etkileniyorsun? Bir soru daha, gazete sahibin hariç (böyle şeylere tenezzül etmez, Özgür) kimlerle birliktesin, hocan veya hocaların kim? Neden yıllardır birbiriyle boğuşan, ayağına çelme takan sözüm onlara “fesatlar” grubuna genç yaşta sende katılıyorsun!

Diğer yazdıklarına şu anda yerim yok, dilersen tekrarlarsın cevabını alırsın. Sen yazmana ara verme iyi bir konu buldun sayende REKLAM vermemize gerek kalmadı. Yazı yazmanı geliştirmene yardımım olsun ama ara sırada oku! Gazetecilik, iletişim, halkla ilişkiler ve saldırıya ne zaman geçilir v.b. Bu konuda şansın da yaver gidiyor, yazdığım konuları bilenlerle çalışıyorsun. Birde, başrollerdeki ESAS aktör, Trakya’da olmasa…

Benim Çimento fabrikasına “Danışman” olarak girmemden senin hiçbir kaybın olmaz. Bilecik’in olabilir! İşte burada EGO’mu aşmak zorundaydım. Doğa zaten zarar görecek, göreceği kadar! Ve de 800 adet orman içi ocakla görüyor. Karayolları, DDY, yeni yolları açarken görmedin mi perişanlığı, doğanın halini, Nehirler, dereler B.K akıyor, topraklar kirleniyor v.b. Ben dokuz yıl mahkeme kapılarında, toplantılarda Bine yakın yazdığım yazılarla görevimi yaptım. Kapılar da bekledim, bu yaşta horlandım. Hadi bakalım Cafer beyefendi, bir gönüllü bakın, cepten harcayan, yazıhanesine veren, tüm masrafları cebinden yapan bir gönüllü. İlanen duyurulur diye bastır bir ilan gelenleri liste halinde TEMA merkezine gönderelim. Yanında ve arkasında kaç kişi durabilecek. YARIN gazetesi altı yıl yardım etti. Sakarya’da üç yıldır, ne yazıyorsam basıyor, en büyük dayanağım BASIN oldu, kalanların çoğunun ilgisiz kaldığı bir ildeyiz. 2000-2006 yılları arası arşivindeki gazeteleri oku. İşte çizgimizi gör.

Özel sektör, hele bu dev şirketler memnun etmek! İçin kadrosuna eleman almaz. Hatır-gönül için hiç almaz Ekonomik ve sosyal veya ekolojik yarar sağlayacak “adam” alır. Sizlerin düşüncelerin arkasında yatan “memnuniyet”! bunların “Ana sözleşmesinde” kitabında olmaz!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.