Bilecik’in adı ERTUĞRUL olsun mu?

Mücahid ERDAL - Köşe Yazısı

Bu soruyu dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu Bilecik’e geldiği zaman sormuştu. Bilecik Belediyesi’nin Uluslararası marka değerleriyle Bilecik sempozyumunda konu tekrar gündeme geldi.

Vali Tahir Büyükakın “Bilecik’in adı değiştirilebilir. Ertuğrul ismi verilerek, Bilecik’i Ertuğrul adıyla yeniden diriltmek, ayağa kaldırmak, hatta mimari tartışmaların merkezi yapmak ve Bilecik’in pilot il seçilmesi, adının değiştirilmesi, Söğüt ruhuna uygun yeniden konumlandırılması yıllara yayılacak bir proje söz konusu olabilir” dedi.

Vali Tahir Büyükakın’ın teklifi bununla sınırlı değil Türk Cumhuriyetleri, Ortadoğu ve Balkanları, kısacası gönül coğrafyamızı kapsayan Toy’u, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde, Cihan İmparatorluğu’nun kurulduğu topraklarda toplamayı teklif etti.

Bu teklif açıkçası beni çok heyecanlandırdı. Müthiş bir fikir.

Yıllar önce TRT Bilecik’te Polis okulunda Bilecik’le ilgili bir televizyon programı yapmıştı. Gazeteci olarak davetli olduğum programda “Osmanlı’nın kurulduğu topraklarda, Ertuğrul’un Ocağında ata sporları organizasyonu düzenlense. Güreş, ok atma, ata binme ve cirit gibi dallarda tüm Türk dünyası veya Osmanlı’nın hükmettiği topraklarda kurulan ülkeler davet edilse ve büyük bir spor organizasyonu düzenlense ülkenin hatta büyük bir coğrafyanın gündeminden düşmez” demiştim.

Bilecik Belediyesi’nin önceki yıllarda organize ettiği “Marka Değerleri ile Bilecik” sempozyumuna konuşmacı olarak davet edildiğimde ve ardından konuyla ilgili köşe yazılarımda “Amasya, Trabzon, Tokat, Manisa şehzadeler şehri, şehzadeler şehri diye diye kendisini tanıttı, biz Padişahların memleketini tanıtamadık” demiştim.

Vali Tahir Büyükakanın’ın “Toyu burada toplayalım” teklifinin benzer teklifi 7 Şubat 2013 yılındaki köşe yazımda Ertuğrul Gazi ihtifalinin olduğu günlerde Bakanlar Kurulu’nun Söğüt’te toplanmasını teklif etmiştim.

Bir teklifim daha var!..

29 Ekim 2013 yılında yayınladığım “Bir teklifim var!..” başlıklı yazımı gündemdeki mevzular üzerine yarın tekrar yayınlayacağım.

O dönemde 3. Köprünün ismi tartışılıyor, dönemin Valisi Halil İbrahim Akpınar “3. Köprüye Kahramanmaraş’lı bir padişahın adı verildi. Ne de olsa Yavuz’un annesi Gülbahar Sultan Maraşlı. Hayırlı olsun” tivitini atmıştı.

Ben de gazetede “Sn. Valimiz Maraşlı ve kendi memleketiyle övünmesi normal. Ama bu konuda asıl övünecek olan biziz. 3. Köprüye Padişah Yavuz Sultan Selim’in adının verilmesi bizi bir kez daha gururlandırdı. Ne de olsa babası Bilecikli” demiştim.

Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, Bilecik'in markalaşması yönünde uzun yıllardan beri bu tür sempozyumları organize ediyor. Bu sempozyumlar sayesinde bu fikirler ortaya çıkıyor, tartışılıyor. Takdire şayan çalışmalarından dolayı kendilerine teşekkürlerimi sunuyorum. 

Diğer sempozyumlardan sonra yazdığım köşe yazıları gibi Uluslararası Marka Değerleriyle Bilecik sempozyumu ile ilgili değerlendirmelerim olacak. 

Hoşçakalın.

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (6)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Sakarya Gazetesi Haberleri