Vali Tahir Büyükakın, ‘Doğal ve Kültürel Değerleri İle Dirilişin Beşiği Bilecik’ konulu panelde yaptığı konuşmada, birbirinden önemli açıklamalarda bulundu. Yaptığı tespit ve önerilerle Bilecik’in gelecek vizyonunu çizen Vali Büyükakın, özetle Bilecik’in sakin bir kent olarak kalması gerektiğine dikkat çekti.
Bilecik’in konumu başta olmak üzere doğal ve kültürel değerleri ile bölgesinde söz sahibi olabileceğine vurgu yapan Büyükakın, ilimizin tarımdan sanayiye, üniversiteden turizme kadar birçok alanda hamle yapma şansı olduğunu belirtti.
‘MAKSİMUM 500 BİNLERDE KALMALI’
Vali Büyükakın, Bilecik’in geleceğini tasvir ettiği konuşmasında, şu noktalara değindi:
“Tarım ve hayvancılık üzerinden stratejik bir alan düzenlenmeli ve bunun üzerinden devam edilmeli. Diğer taraftan üniversite olmalı, üniversitenin etki alanı genişletilmeli ve öğrenci sayısı artırılmalı. Özetle bu kent sakin bir kent olarak kalmalı. Hiçbir zaman 1-2 milyonluk bir kent olmamalı. Maksimum 500 binlerde kalmalı. Bu anlamda üniversite şehri olmakla beraber diğer taraftan tarımın ve hayvancılığın güçlendirilmesiyle oluşacak bir network oluşması gerekiyor. Sanayi kısmında endüstri 4.0’a doğru bir evrim gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bir de turizm var. Burası tarihi değerleri ile ön plana çıkmaya başladı” ifadelerini kullandı.
Bilecik Valiliği, Bursa Teknik Üniversitesi ve Orman Genel Müdürlüğü’nün düzenlediği ‘Doğal ve Kültürel Değerleri İle Dirilişin Beşiği Bilecik’ konulu panel gerçekleştirildi.
Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen panele, Vali Tahir Büyükakın, İl Jandamar Komutanı Uysal Ağaoğlu, BŞEÜ Rektörü Prof. Dr. İbrahim Taş, Orman Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Şahin, Bursa Orman Bölge Müdürü Yalçın Akın, Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir ile diğer davetliler katıldı.
Bilecik’in kültürel ve doğal değerlerini ön plana çıkaracak panelin açılış konuşmasını Bursa Orman Bölge Müdürü Yalçın Akın yaptı. Daha sonra Orman Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Şahin ve Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir katılımcılara seslendi.
Açılış konuşmalarının son bölümünde kürsüye gelen Vali Tahir Büyükakın, yaptığı konuşmada, ilimizle ilgili önemli mesajlar verdi. Bilecik’in gelecek vizyonunu ortaya koyan düşüncelerini katılımcılarla paylaşan Vali Büyükakın, birçok noktaya temas etti.
Düzenlenen panelin ilimizde ekoturizm ve organik tarım açısından önemli sonuçlar ortaya çıkaracağına inandığını kaydeden Büyükakın, sözlerine şöyle devam etti:
“Tarım ve hayvancılık üzerinden stratejik bir alan düzenlenmeli ve bunun üzerinden devam edilmeli. Diğer taraftan üniversite olmalı, üniversitenin etki alanı genişletilmeli ve öğrenci sayısı artırılmalı. Özetle bu kent sakin bir kent olarak kalmalı. Hiçbir zaman 1-2 milyonluk bir kent olmamalı. Maksimum 500 binlerde kalmalı. Bu anlamda üniversite şehri olmakla beraber diğer taraftan tarımın ve hayvancılığın güçlendirilmesiyle oluşacak bir network oluşması gerekiyor. Sanayi kısmında endüstri 4.0’a doğru bir evrim gerçekleştirmemiz gerekiyor.
‘BURAYI ÜNİVERSİTE ŞEHRİ YAPMALIYIZ’
Bir de turizm var. Burası tarihi değerleri ile ön plana çıkmaya başladı. Buna ilişkin değerlendirmemizde de şu tespitleri gördük bir dizi başladı ve o diziyle birlikte şehrimizin bazı bölgelerinde ilgi uyandı. Bu kadar ilgi yoktu daha önce ama bir gün dizi bitince şehrimize ilgi azalacak. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde bu kentin tarih, kültür ve doğa turizmi başlığı altında geleceği planlarken burayı destekleyecek bir takım aktiviteler yapmamız lazım kentin yöneticileri olarak. Bir taraftan tarım ve hayvancılığa da dair bir şeyler yapmamız lazım öbür yandan burayı bir üniversite şehri yapmalıyız.
Bunları alt alta koyduğumuz zaman Domaniç’ten Söğüt’e olan göç yolunun üzerindeki orman köylerini kalkındırılmasıyla ilgili bir proje yapalım oradaki doğal ve kültürel değerleri ön plana çıkartalım teklifini değerlendirdik. Bu teklif, bu kentin tarih ve turizm ayağından güçlendirilmesine ilişkin projelerle üst üste oturan bir projeydi. Zaten bizde kamu kurumlarının birbirleriyle entegre çalışmasını bütün birimlerimizin bir araya gelerek organizasyonlar yapması gerektiğini bildiğimiz için diğer projelerimize entegre ederek çalışmayı başlattık.
’30 MİLYON İNSAN YAŞIYOR’
Başka bir taraftan söyleyecek olursak Bilecik öyle bir lokasyondaki karayoluyla gittiğinizde Bursa, Sakarya, Kütahya, Eskişehir bir saat mesafede. İstanbul ve Ankara hızlı trenle iki saat, Konya üç saat mesafede. Bu halkayı oluşturduğunuzda 30 milyon insan yaşıyor. Burası artık öyle bir lokasyon avantajı elde etti ki burada tarım yapsanız olur, hayvancılık yapsanız olur, üniversite yatırımı yapsanız buranın üniversitesi elli binlik üniversite olur. Elli binlik üniversiteye öğrenci gelir. Bursa, Eskişehir, Sakarya’da hoca var, hoca bulma sorunu da olmaz.
‘SAKİN BİR ŞEHİR İSTİYORUZ’
Diğer taraftan sanayisi zaten var. Ama yan tarafta Bursa’da, Kocaeli’nde, Sakarya’da otomotiv var, yan sanayisi olur. 3. Organize Sanayi bölgemiz tamamlanmak üzere hepsi birbirine destekler. Biz aynı zamanda tarihi, kültürü ile tarımsal zenginlikleriyle hayvansal kaynaklarıyla tüm bunların hepsinin oluşturduğu ama sakinde kalan bir şehir olmasını istiyoruz.
Eskişehir, Bursa metropol oldu artık. Hafta sonu insanlar metropollerden kaçmak istiyorlar. Hemen bir saatlik mesafede cuma akşamı gelip cumartesi kalınıp pazar dönülen bir eko turizm imkanımız var. Bunu yapan birkaç ilçe adı söyleyeceğim Pazaryeri’nde, Gölpazarı’nda benzer örnekleri var. Harmankaya Kanyonu başka bir yerde olsaydı herhalde inanılmaz reklamlar alabilirdi. Kaymakam ve vali yardımcılarımız bu konuya özel bir ilgi gösteriyorlar.
‘İNANILMAZ İMKANLAR BULACAĞIMIZA İNANIYORUM’
Bu toplantı vesilesiyle özellikle eko turizm ve doğa turizmi açısından baktığımızda çok inanılmaz imkanlar bulacağımıza inanıyorum. Bölgede ki köylerin güçlendirilmesi açısından büyük fırsat olacak. Bu şehirden köye dönme meselesi ile ilgili bir akademisyen olarak bir hususu belirtmek istiyorum. Köy dediğimiz yer aslında sosyoekonomik bir tanım, oradaki ekonomik aktivitenin niteliğine dair bir tanımlama yapıyoruz. Orada yaşayan insanların hayatlarını nasıl kazandıklarını dair bir tanımlama yapıyoruz. Tarım ve hayvancılıkta ekonomik değer yaratan ve oradaki kendi geçimlik tesislerinde çalışan insanları algılıyoruz. Ama köy dediğimiz yer yani şehrin dışında ki alan ekonomik faaliyet olarak böyle olmak zorunda değil. Yani kentten kırsal alana dönüşte aslında başka tasarım mümkün. Endüstri 4.0 diyor herkes dünya bambaşka bir yere gidiyor, robotlar var, üç boyutlu yazıcılar var bundan belki yıllar sonra üç boyutlu yazıcılarla organ yapar hale geleceğiz. Genellikle şu atlanıyor bu endüstri 4.0 gibi alanlarda çalışan insanlar tek başına çalışan insanlar ve metropolde yaşaması gerekmiyor. Sağlıklı güçlü bir internet altyapısı olduğu zaman Harmankaya’da oturabilir insan bir mahsuru yok. Eko turizmle birlikte köylü tanımı da değişiyor.
Bu kent hala organik tarımın yapılabileceği birçok fırsatın olduğu eko turizmin yapılabileceği bir kent konumunda bulunuyor. Bölge Müdürlüğümüz ve Genel Müdürlüğümüze böyle bir çalışma yaptıkları için bakanlığımıza teşekkür ediyorum” dedi.
Vali Tahir Büyükakın’ın konuşmasının ardından panelin oturumları gerçekleştirildi.
Bursa Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Gül Atanur’un moderatörlüğünü yaptığı panele, Bursa Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Yılmaz, Şeyh Edebali Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Fiziki Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurfeddin Kahraman, Eskişehir Teknik Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Türe, Şeyh Edebali Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Yakın Çağ Tarihi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Refik Arıkan, Şeyh Edebali Üniversitesi Bozüyük MYO Grafik Tasarımı Programı Öğretim Görevlisi Yeliz Okşak, Şeyh Edebali Üniversitesi MYO Peyzaj ve Süs Bitkileri Programı Öğretim Görevlisi Sultan Ece Altınok Çalışkan ile Ekoturizm Uzmanı Ersin Demirel panelist olarak katıldılar.