Bilecik’te, meşakkatli bir el sanatı olan ağaç oymacılığı mesleğinin son neferi olan 75 yaşındaki Halil Kösemen, can çekişen ve köklü tarihi olan bu değerli el sanat dalını yaşatıp yeni nesillere aktarmanın çok önemli bir zorunluluk olduğunu söyledi.
1986 yılında yaptığı öğretmenlik mesleğinden emekli olarak bir arkadaşının teşvikiyle ağaç oymacılığı mesleğine giren Halil Kösemen, teknolojinin gelişmesiyle kendinin 10 dakikada yaptığı bir şeyi makinelerin aynı zaman zarfından yüzlerce yaptığı anlattı. Önceden ağaç oymacılığı yaptıklarının anında satıldığı ama şimdi elektrik parasını bile cepten yatırdığını ifade eden Kösemen, "1986 yılında öğretmenlik mesleğimden emekli oldum. 32 yıldan bu yana bu eski evimin altında odunluğu atölyeye çevirdim. Bu küçücük atölyemde atölyeye de benzemiyor ama oyma işleri yapıyorum. Çok değişik, çok büyük işler yaptım geçmişte. O zamanlar oymacılığa rağbet fazlaydı ki 3 günde bir 500 delikli bir sehpayı yapıp hemen satıyordum. 500 delikli sehpa düşünebiliyor musunuz? 3 günde yapıyordum. Şimdi o 500 delikli sehpayı yapsam bir haftada yapabilirim, çünkü yaş itibariyle de artık yaşlandık. Bir haftada yaptığım 500 delikli sehpayı 6 ayda satamam" dedi.
"Ben 5 tane el oyması yaparken, lazer makine 100 tane, 500 tane yapıyor"
Oymacılığa rağbet maalesef rağbetin olmadığı anlatan Kösemen, "Oymacılığa rağbet maalesef yok. Son zamanlarda şu gördüğün peçete kutusunun kapağını dahi lazerle oyuyorlar. Bakın bu peçete kutu kapağı el oyması bu. Şimdi bu kapakları lazerle yapılıyor. Ben 5 tane el oyması yaparken lazer de düğmeye basıyor, 100 tane, 500 tane çıkıyor. Artık makineleştik, bir takım şeylere. Neredeyse heykelimizi dahi lazerle yapacaklar. Zannediyorum onu da yapıyorlardır. Koyuyor fotoğrafı, öbür taraftan istediği şeyi kopyalıyor. Aletler fazlalaştı. Onun için pek rağbet yok. Bende onun için işi azalttım" dedi.
"Eskiden tahta anahtarlıktan 300 veya 500 tane yapıyordum ama şimdi nerede"
Halil Kösemen yaptığı işin ne kadar zorluklar içerisinde olduğunu ifade ederek, "Şuanda yaptığım en küçük işlerden bir tanesi anahtarlıklar gördüğün gibi. Akçaağaç’tandır bunlar. Değişik ağaçlardan oluyor. Bir hayli zaman alan iş bu. Bunlar da eskiden öyle ki ayda bu anahtarlıktan ben genelde öğrenciler alıyor, üniversite muhiti burası. Ayda şöyle diyeyim, 300 veya 500 tane yapıyordum bunlardan sipariş alıyordum. Şimdi ayda 25, 30 tane satılıyor. Bu ağaç isimlikler çeşit, çeşit renkli olanları var bunların. Bunlara yazı yazıyorum ve baskı yapıyorum. Ağaçtan minyatür Bilecik'e bulunan yapıtlar yapıyorum. Çok ince kıl testereleriyle kaplamaları üst, üste keserek portreler yapıyorum" dedi.
"Bu işle 2 oğlumu okuttum"
Son olarak bu işe nasıl başladığı anlatan Kösemen, "Şimdi ben esasen bu işi ben hobi olarak yapıyordum emekli olmadan önce. Beni bir arkadaş teşvik etti. Emekli olduktan sonra hobi olarak yaptığım bu işi artık devamlı yapmaya başladım ve gelir temin ettim ben buradan. İki oğlumu okuttum ben buradan. Büyük katkı sağladı benim emekli maaşına. Bir emekli maaşını da buradan kazanıyordum ben. Şimdi ne kazanıyorsun diye sorarsan, şu gördüğün elektrik parasını kazanamıyorum, cebimden ödüyorum. Yapacak bir şey yok" dedi.