BİR BAYRAM HATIRASI

MUSTAFA KINIKOĞLU

Bayramlar sıla-i rahim yapmak için güzel bir fırsat. Hoş, bayram tatilleri birçok kimse tarafından normal tatiller gibi değerlendirilse de, ailecek bayram tatillerini sıla-i rahim için kullanmaya gayret ediyoruz.

Özellikle evlatları kendilerinden uzakta olan anne babaların, bu gibi günlerdeki mutluluğunu görmemeye imkân yok. Sıla-i rahimin neden bu kadar önemli olduğu o mutlu yüzlere bakarak çok kolay anlaşılabilir.

Memleket havası almanın ev sahipleri kadar gelenlere de faydaları var elbette. Normal hayatlarındaki koşuşturmalardan birkaç günlüğüne de olsa kurtulmak, insanın üzerindeki negatif enerjiyi alıveriyor. Sanki başka bir hayat başlamış oluyor. Kelebek ömrü gibi de olsa, o anların keyfi başka…

Kurban Bayramı öncesinde sizlere yıllar önce Bilecik’te arefe akşamı yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. Bu olayın herhangi bir çekiciliği veya meraklandırıcı yönü olmasa da benim için güzel bir hatıra…

O gün yatsı namazı için eve yakın olmasa da Şerifpaşa Camisi’ne gitmiştik. Malûmunuz, Şerifpaşa Camisi şadırvanı, çınar ağaçları ve bir kahvehanesi ile tam bir Anadolu camisi. Namazı kıldıktan sonra 6-7 kişi caminin yanındaki kahvehaneye oturduk ve çayımızı söyledik. Oradaki masada konuşulan muhabbetin tadı inanın ayrı. Küçük, önemsiz bir mesele bile size tatlı geliyor.

Konuşma arasında aramızda bulunan 75-80 yaşlarındaki bir amca, eline aldığı sigarayı yakmak için yeni moda sakız kutularından olguğu belli olan bir kutuyu masaya çıkarttı. Kutunun kapağını açtığında, içinde koyu renkli süngerimsi bir madde ile beraber bir demir parçası olduğunu gördüm. Sadece bu ikisi ile ne yapılacağı anlamak çok kolay değildi ama yanında 2-3 tane çakmak taşının da olduğunu görünce “yok artık” dedim içimden.

Evet, evet, bu sevimli amca sigarasını çakmak taşı ile tutuşturuyordu.

Küçük yaşlarda hatırlıyorum köyümüzde çakmaktaşı çok bulunurdu ancak ateşi bu taşları kullanarak yakan birisini ne gördüm ne de duydum. İki çakmak taşını sürttüğümüzde kıvılcım çıkarttığını biliyordum ama bunun nasıl olup da sigarayı tutuşturacağını merakla bekliyordum. Amca bir eline çakmak taşını aldı ve taşın kenarına kutudaki süngerimsi maddeden –ki ona kav diyorlarmış ve olgun ağaçların içlerinden toplanırmış- küçük bir parça aldı. Ardından demir parçası ile çakmak taşına hızla çakmaya başladı. İkinci veya üçüncü çakışında kav maddesi yanmıştı.

Tabii, bu yanma alev alma şeklinde değil, kor olarak yanma... İlginç olan kavın hem yavaş yanması hem de kolay kolay sönmemesi. Dumanından çıkan güzel koku da cabası… Abartmak gibi olmasın ama bu olaya o kadar hayret ettim ki, şaşkınlığımı gizleyemedim. Bir de sevgili amcamız, kavaktan iyi kav çıkar, bademinki sert olur gibi uzmanlık konularına girmesin mi? Faltaşı gibi açılmış gözlerle dinledim onu.

“Kavları şimdi nereden topluyorsun” diye sorunca, “evde 20 senelik stok var” dedi gülerek...

Belki de bayramla ilgili aklımda kalacak yegâne olaylardan biriydi bu çakmaktaşı ile sigara tutuşturma meselesi. Şu satırları yazarken bile yaşadığım olayın orjinalliği ve güzelliği beni mutlu ediyor.

Sizlerin de bayramını bu güzel anı vesilesi ile kutlamak istedim. Hayırlı bayramlar.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.