Bilecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşanan randevu sıkıntılarını gündeme getirdik. Akabinde gözüne dal çarpan bir vatandaşın hastanede yaşadığı olumsuzlukları anlatan bir haber kaleme aldık. Bahse konu haberlerimizin ardından yüzlerce yorum ve mesaj geldi. Hastanede bu ve buna benzer sorunların ilk kez yaşanmadığı gözler önüne serildi. Onlarca kişi gerek şahsımı gerekse gazetemizi arayarak dertlerine tercüman olduğumuz için teşekkür etti. Deyim yerindeyse bir dokunduk bin ah işittik.
Bilecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin kuruluşundan bugüne birçok haber kaleme aldık. Hastanede gerçekleşen ilkleri, başarılı operasyonları ve ameliyatları kamuoyu ile buluşturduk. Güzele güzel, doğruya doğru. Ancak bir yanlış veya eksilik varsa bunları dile getirmekte asli görevimiz.
İktidar sahipleri ve hastane yönetimi Bilecik’teki sağlık sisteminin dört dörtlük olduğunu düşünebilir. İktidara ve hastane yönetimine yakın kimseler sağlık hizmetlerinden faydalanırken herhangi bir sorun yaşamıyor olabilir. Maalesef diğer vatandaşlar için durum böyle değil. Bilecik ölçeğindeki bir ilde randevu alınamaması, acilden giriş yapan bir hastanın poliklinik kapısında saatlerce bekletilip “Bugün git yarın gel” sözlerine maruz kalması kabul edilebilir bir durum değil. İktidar sahipleri başta olmak üzere hastane yöneticileri vatandaşlardan yükselen seslere kulak vermeli. Vatandaşın derdini dinlemek zor geliyorsa eğer haberlerimize gelen yorumları okuyarak durum analizi yapabilirler. Zira hastane vatandaşlar için bir derman yeri değil, dert yuvası olmuş.
Merak ediyorum, hastane yönetiminin eşi hamile olan ve bebeğini kaybeden bir adamın sekreterlerden ve doktordan yediği bir ton laftan ve hastane yöneticisince “Lan” diye hitap edilerek nasıl itilip kakıldığından haberi var mıdır? Kapısını hastaların yüzüne kapatıp “Bu kadar çok hastaya bakamam” diyen doktoru biliyor mudur?
Sayın Valimiz Dr. Kemal Kızılkaya’nın ‘Vatandaş’ merkezli hizmet anlayışını göreve geldiği günden bu yana görüyor ve yaşıyoruz. Umarım emniyet müdürlüğü önündeki dubalar ve trafik sorununda olduğu gibi hastaneden gelen şikayetler hususunda da vatandaştan yana olur.
Bu millet “Beni Türk hekimlerine emanet edin” diyen Ata’sının izinde her daim hekimlerine ve sağlıkçılarına sahip çıkmıştır. Bugün geldiğimiz nokta maalesef içler acısıdır.
2002 ve sonrasında sağlık sisteminde yaşanan büyük gelişmelere çağın sağladığı teknolojik imkanlarda eklenince Türkiye sağlık alanında önemli noktalara ulaştı. Bu durum toplumun her kesimi tarafından kabul edilirken, Bilecik’e komşu olan Eskişehir ve Bursa gibi illerde sağlık hizmetleri adeta bir konfora dönüştü. Hal böyle olunca, civar illerde gördüğü sağlık hizmetlerinin kalitesini Bilecik’te bulamayan vatandaş elbette sorumlu arayacak. İktidar sahiplerine ve hastane yöneticilerinden hesap sormak istemeleri de gayet doğal.
Kimse niyetimizin bağcıyı dövmek olduğunu düşünmesin niyetimiz üzüm yemek. Niyeti gerçekten üzüm yemek olan herkesi hastanedeki şikayetlerin giderilmesi için elini taşın altına koymaya davet ediyorum.
Kalın sağlıcakla.