Bir istifa duydum mu, önce bunun bir PROTESTO olduğunu düşünürüm. Söz konusu kişi istemediği bir şeye zorlanmış veya ona gerekli çalışma imkânı sağlanmamıştır; o da basmıştır istifayı!.. Protesto değilse, bir başarısızlık itirafıdır ve bir “operasyona” maruz kalınmıştır… En azından bir uyumsuzluk söz konusudur.
Bilecik Ak Parti Kadın Kolları Başkanı Mine Geyik’in istifasını öğrenince, bunlardan hangisi olduğunu anlamak için gazeteleri okudum. Geyik, hem partisini “çok sevdiğini” söylüyor hem de kadın kollarından istifa ediyor. Nedir onu “çok sevdiği”nden ayıran? Bunu belirtmiyor. Meğer sadece o değilmiş; onunla birlikte Başkan Yağcı’nın eşi de dâhil olmak üzere, 25 kişilik yönetim kurulunun 21’i istifa etmiş.
İstifanın arkasından, neden icabettiğini anlayamadığım bir açıklama... Ak Parti İl Başkanı Ramazan Kurtulmuş, istifa ile il merkezinin ilgisi olmadığını, bunun genel merkez tasarrufu olduğunu belirtiyor. İl Başkanı, böyle bir açıklama ihtiyacını neden duydu? Genel Merkez tasarrufuna katılmadığını mı ima ediyor? Genel Merkez’in, görevden almayı gerektirecek gerekçelerini, haydi biz bilmiyoruz, o da mı bilmiyor; biliyor da katılmıyor mu?.. Yoksa tartışmalara girmek istemediğini mi belirtmek istiyor? Taa Ankara’dan görülen sebepler Bilecik’ten görülmemiş olabilir mi? Kısa zaman sonra kamuoyu öğrendi ki Geyik ve arkadaşları, Genel Merkez’in istifa etmezse görevden alınacağını belirtmesi üzerine istifa etmişler...
İstifaların Genel Merkez kararlılığı üzerine olduğu öğrenilince her şey ayan - beyan oldu mu?.. Olmadı, hattâ istifhamlar, daha da arttı... İl Başkan Yardımcısı Arif Kurtulmuşlar da, “Yeni başkanımızın kadın kollarını istenen seviyeye getireceğine inanıyorum” deyince kafalar iyice karıştı. “İstenen seviyeye getirmek” uzun süre yapılan göreve rağmen, neden yeni seçilecek olana kalmıştır?
Eşi de istifa edenler arasında olduğuna göre Başkan Yağcı, değer verdiği ve yanından ayırmadığı, herkese karşı her plâtformda cansiperane müdafaa ettiği, partide yükseltmekle yetinmeyip meclis üyesi yaptığı, hattâ kâtip üye olmasını sağladığı Geyik’in istifası üzerine neden bir açıklama yapmıyor?
Bayan Geyik’i mecbur eden nedir? Neden kuzu kuzu istifa?.. Başta Bayan Yağcı olmak üzere müstafi üyeler, başkanlarına, “neden kuzu kuzu durumu kabulleniyorsun, hep birlikte ve hattâ Başkan Yağcı da dâhil olmak üzere ne gerekiyorsa yapalım” dememişler de, hep birlikte kuzu kuzu istifa etmişler? Neden tereyağından kıl çeker gibi, ekibi kuran ve bu zamana kadar en büyük desteği veren Başkan Yağcı işin dışındadır?
Bütün bu soruları kamuoyunun bilmeye hakkı var. Demokraside patron halktır, seçmendir, kamuoyudur... Eğer birinci ağızdan bu soruların cevabı verilmezse, havada kalan soruları, herkes kendisine göre doğru veya yanlış cevaplandırır. Çoğunlukla da bu doldurmalar, bilgi eksikliği sebebiyle şaibelere sebep olur. Tabiat boşluk kabul etmez, sizin açıklama yapmamakla bırakacağınız boşluğu, kamuoyu doğru veya yanlış doldurur. Zannedildiği gibi kamuoyu “balık hafızalı” değildir; unuttuğu zannedilir ama doğru veya yanlış edinilen bilgilerle bir kanaate varır ve kararını ona göre verir…
Selâmet sukûtta değil, gerçekleri ifade etmektedir.