BİR KEREDEN…

MUZAFFER ÇEVEN

Hata ve yanlışa ‘bir kereden’ bir şey olmaz diyerek, göz yummak; gaflet (aymazlık) değilse eğer, en mâsum ifadeyle en azından binilen dalın kesilmesi… Bu öngörüsüzlüğün bir adım ötesi, yapılan hata ya da yanlış en yakınımıza aitse şayet, ‘yakışıyor kerataya’ yaklaşımı… Hata ve yanlış yapılır… Hata ve yanlışın tekrarına ve kanıksanmasına meydan vermek, hoş görülemez etik-etiket aşınması… ‘Hata ve yanlış yapan bizdendir, bir kereden bir şey olmaz.’ deyip, hata ve yanlışın olağanlaşmasına çanak tutulması, gaflet (aymazlık) değilse eğer, ayrımcılıktan da öte, insanlığın bittiği, kalemin kırıldığı nokta…

Bir şeyin bir kere olması, ikinciye üçüncüye sonrasına ve tekrarına kapı açan gedik… ‘Bir kereden bir şey olmaz’ sözü, bir kere olunca gerisi gelir demenin farklı versiyonu… Bir kere yapılan, ilk kıvılcım… Kıvılcım, önlem alınmazsa ateş olur, yangın olur… Birinin, birilerini aklaması ya da genelde birilerinin kötülenmesinin doğru olmadığını ifade etmek maksadıyla bir işletme veya kuruluş hakkında “Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz. Biz … yapanı tanıyoruz.” denmesi bile, tüyler ürpertici… Üslup ve söz, yapılan kötü işin vukuunun affedilemez kısmına odaklı olmalı… Mesele, aslında, ‘ilk defa vuku bulan bir olay’ sözünün ‘1 kereden 1 şey olmaz’ diyerek tevil edilip her fırsatta sözü söyleyen kişinin sözünün çarpıtılması meselesi… Mesele etik davranılmaması meselesi… Yanlış anlamalara fırsat verilmemeli… Yanlış ya da doğru, biri ya da birileri tarafından yapıldığında veya doğru olduğu düşünülen her ne ise yapıldığında, öncelikle, vakanın ve söylenen sözün; doğru mu, hata mı ve yanlış mı olduğunu belirlememiz ve buna göre hareket etmemiz gerekir… Doğru, hata, yanlış; hiçbir şekilde çarpıtılmamalı… Çok söz, çok su götürür… Çok mu zordu, lafı uzatmadan ‘Yapılan çok çirkin; hiçbir şekilde affedilemez. Gereken yasal işlem yapılacak, yapıldı.’ demek? Nokta… Üç noktaya mahal vermeden, nokta demesini bilmek, doğru üslup… Bu, bir suçlama değil; konuşanın dikkatli olması gerektiğini ve her bir sözün dikkatle seçilmesi gerektiğini söylemek sadece…

Nedir, ne değildir, ‘bir kereden bir şey olmaz.’? ‘Bir kereden bir şey olmaz’, bir yanılsama ve gerçeklik… Bu, toplumumuzda sıkça duyduğumuz söz… ‘Bir kereden bir şey olmaz.’… Bu ifade, genellikle riskli ya da zararlı olabilecek bir davranışın bir kez yapılmasının bir sorun oluşturmayacağı anlamında kullanılmakta… Ancak, böylesi düşünceler, tehlikeli ve ciddi sonuçlara yol açabilmekte… ‘Bir kereden bir şey olmaz.’ düşüncesi, hiçbir ortamda ve zamanda doğru olamaz… Yanlış ve hata ile doğru sonuçlara ulaşılamaz… Bir kereden çok şey olur, çok şeyin başlamasına kapı açılır, yanlış ilk defa vuku bulsa da (olsa da)… ‘Bir kereden bir şey olmaz, ilk defa vuku bulan olay’ vb. ifadelerin dillendirilmesi, son derece riskli… Mâlum, insanlar, genellikle riskli davranışların sonuçlarını küçümseme eğilimindedirler… Bu, bilişsel yanlılıklar ve risk algısındaki hatalardan kaynaklanır… ‘Bir kereden bir şey olmaz’ ve ‘ilk defa vuku bulan olay’ düşüncesi, insanların kısa vadeli kazançlarının, uzun vadeli risklerden daha fazla önemsemesiyle ilintili durum… Bu, özellikle gençler ve risk alma davranışlarına yatkın bireyler arasında yaygın hâl… ’Bir kereden bir şey olmaz’ ve ‘ilk defa vuku bulan olay’ ifadesi; sağlık ve güvenlik konularında ciddi tehlikeler doğurabilir… Meselâ, bir kez uyuşturucu kullanımı bile bağımlılık yapma potansiyeli taşır veya sağlık üzerinde kalıcı hasarlar bırakabilir… Trafikte, sadece bir kez emniyet kemeri takmamak, kaza durumunda ölümcül sonuçlara neden olabilir… ‘Bir kereden bir şey olmaz’ veya ‘ilk defa vuku buldu’ bahanesiyle, çöp atmak, çevre kirliliğine katkıda bulunmak demek… Böylesi ihlaller, büyük çevresel sorunlara yol açmaktır; bu tür davranışlar toplumsal normları zayıflamaktır ve kuralların ciddiye alınmamasına neden olmaktır… Ekonomik açıdan da, bu tür düşünceler gereksiz harcamalara neden olmaktır… Bir defa güvenlik önlemlerine uymamanın neden olduğu iş kazaları, hem işçilerin sağlığını riske atar hem işverenler için büyük mâlî kayıplara yol açmaktır; sağlık sistemi üzerindeki yükün artmasıdır, zarardır ziyandır…

Bilinçli davranış ve sorumluluk, her sorunun üstesinden gelebilmenin tek çaresi… ‘Bir kereden bir şey olmaz.’ ve ‘ilk defa vuku buldu’ bahanesi; kısa vadeli bir rahatlama sağlasa da, uzun vadede ciddi sonuçların doğmasına ve toplumdaki etik/ahlak değerlerinin törpülenmesine sebep… Sağlıklı ve güvenli bir hayat için, ‘bir kereden bir şey olmaz’ ve ‘ilk defa oldu’ söylemlerinin terk edilmesi gerek… Emin olalım ki, bir kereden bir şey olabilir, hatta çok şey olabilir… Unutmayalım ki, ‘ilk defa oldu’ teranesi, bazen telafisi olmayan sonuçlar doğurabilir, yanlış anlamalara fırsatlar verebilir… Derdimiz, kötü olan şeyin yok edilmesi, ‘olan oldu, kötü oldu, ancak…’ denmesinin daha kötü olacağının bilinmesi… “İlk yapılan yanlışa kaza, ikincisine hata, üçüncüsüne ise tercih denir.” (Dostoyevski)… Yanlış, yanlıştır… Mâsum olduğu düşünülen yaklaşımın, ‘bir yanlışın bir kez yapıldığında hata, iki kez yapıldığında aptallık’ olduğu… Doğru olmayan şeyin, her ne ise yapılması, doğru değil… Diyelim ki, hata bir kere yapılır… İkinci defa yapıldığında, kırıldığımız bir şeye dönüşür… Karşımızdaki insanın bizi üzmeyi tercih etmesidir, bu. Hayatımızdaki insan, bizi üzecek şeyleri bildiği hâlde, yanlışlar yapmaya devam ediyorsa, bu bize değer vermediğindendir. Acı ama gerçek olan, ‘bir kereden bir şey olmaz.’ ve ‘ ilk defa oldu’ söylemleri; işte böyle bir şey… Sevgisizlik hissini kim sindirebilir ki… Bir kereden o kadar çok şey olur ki... Yıkım olur, mağduriyetler olur, küçük dünyalar tarumar olur… Taciz ve mobbing neticesinde, durumu kabullenip cinsel kimlik bunalımı yaşanır; asosyal, takıntılı olunur; hayata küsülür; kişilik bozukluğuna sahip çocuklar olur… Cinsel istismar, duygusal istismar, psikolojik istismar, eğitimde yaşanan büyük sıkıntılar, ailenin ve çevrenin sosyo-kültürel yapısı, akran zorbalığı olur… Nesiller hebâ olur… Olan çocuklara ve masumlara olur…

Hataya ve yanlışa devam etmek lüksümüz olmamalı… Bir kere dahi olsa yanlış yapmamak için, neler yapılmamalı? Önemsiz detaylara fazla takılmamalı… Önce özümüze karşı dürüst olunmalı… Başkalarının öncelikleri kendi önceliklerimizin önüne konulmamalı… Rakipler düşman gibi görülmemeli… Mağduriyet edebiyatı yapılmamalı… Olmadığımız gibi görünmeye çalışılmamalı… Yalan söylenmemeli… Anlık zevklere yenik düşülmemeli… Sabit fikirli olunmamalı… Herkesi memnun etmeye çalışılmamalı… Duygularımızın, düşüncelerimizin önüne geçmesine izin verilmemeli… Sürekli hataların ve yanlışların başkaları tarafından yapıldığı sanılmamalı… Tedbirli olunmalı…

Yanlışı gören ve önlemek için elini uzatmayan, yanlışa kulağını ve gözünü kapatan, yanlış yapan kadar suçlu… Yanlışın üstünü kapatan, birilerini mâsum görmeyi önceleyen, yanlış yapandan daha suçlu… Yanlışı düzeltmenin ölçüsü: “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” (Hadis-i Şerif)… İyiliği emir ve kötülükten nehiy (menetmek, yasaklamak), her birimizin müşterek sorumluluğu… Selam, sevgi ve saygılarımla.

https://bit.ly/muzafferceven Kanalımı takip etmeniz dileğiyle…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.