BM KARARININ YORUMU

ALİ ERDAL

Dünya mahallesinin kabadayısı, ABD Başkanı sıfatıyla (arkasındaki güçlerin ‘hı’ diyen bakışlarından aldığı cüretle) dünyaya talimat verdi:

“Kudüs'ü resmen İsrail'in başkenti olarak tanıma zamanı gelmiştir. Tel Aviv'deki büyükelçiliğimizin Kudüs'e taşınması talimatını verdim. (Bu açıklamam; basına haber, bütün devletlere emir niteliğindedir!)”

Bütün dünyanın “Başüstüne!” demesi beklenirken Türkiye şiddetle karşı çıktı ve dönem başkanı sıfatı ile İslâm İşbirliği Teşkilâtı’nı topladı ve kabadayının (dolayısıyle ABD’nin, dolayısıyla sermaye çevrelerinin, dolayısıyle Yahudi lobilerinin, dolayısıyle İsrail’in ve Siyonistler’in) “talimatına” karşı bir karar çıkarttı… İttifakla hem de:

"ABD'nin Kudüs kararını tanımıyoruz, geri adım atmazsa olacakların sorumlusu, ABD’dir".

Arkasından Türkiye, benzer bir karar için, (veto edileceği muhakkak olsa da) Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne müracaat etti. 15 üyeli Konsey’in 14’ü, ABD kararına (dolayısıyle suflörlerin iradesine) karşı çıktı. ABD’nin veto yetkisi, piyonun (ve onu öne sürenlerin) imdadına yetişti. Tek başına kalan kabadayı, “vetosu” ile Güvenlik Konseyi kararını geçersiz kıldı.

Türkiye yılmadı… Yemen’le beraber meseleyi Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na götürdü. Kabadayı (ve hempaları) bu “isyan” karşısında çok öfkelendi ve bütün dünyayı tehdit etti: ‘Eğer bana karşı oy kullanırsanız, yardımımdan (beni başkan yapan sermayenin, Siyonist örgütlerin ve İsrail’in lütfedeceği imkânlardan) mahrum kalırsınız. Uğrayacağınız kazalar da cabası…’

Bütün bunlara rağmen kuklanın (dolayısıyle kuklacının) tehditlerini ciddiye alan olmadı. Birleşmiş Milletler’den; onu (ve seçilmesini sağlayanları ve yol haritasını çizenleri) şaşırtacak ve çılgına çevirecek karar çıktı… 165 devletin 125’i tehdide aldırmadı. 31 devlet çekimser kalırken, sadece 9 devlet, azametli imzadan (dolayısıyla cuntadan) yana oy kullandı. ABD ve İsrail’i saymazsak, kalan 7 devletin ABD ve İsrail’de bile kimse yerini bilmiyordur. Küçücük, minnacık devletçikler… 9 hayırın 7’sinin ve 31 çekimser oyun gönüllü verilmediği muhakkak… ABD ile İsrail yalnız kaldı… Zalimler, dünyaca, hem de hayır diyen ve çekimser kalanlar da dahil, tasvip görmedi. Kabadayının (ve tabiî ki arkasındakilerin de) karizması fena çizildi.

Şimdi bu feci yenilgileri üzerine bu yazıyı, “Demek dünya 5’ten büyükmüş” diyerek sonuca bağlayabiliriz. Hattâ “1’den büyükmüş” de diyebiliriz. Yanlış da olmaz. Ama asıl sonucu söylememiş oluruz. Bence dünyanın gözleri önüne serilen asıl sonuç şu: Peygamber Efendimiz’in, İnsanlığın Ufku’nun, Gaye İnsan ve Ufuk Peygamber’in (sav) bir mucizesinin tecelli ettiğini hep birlikte gördük… “Ümmetim, kötüde ittifak etmez!” buyurmuşlardı… Öyle oldu!..

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.