BOZÜYÜK’LÜDEN OY AL, ESKİŞEHİR’DE OTUR, OLACAK İŞ Mİ?

ŞADİ ERDAL

Bir şehrin yöneticiliğine soyunacaksınız o şehirde oturmayacaksınız. Bu hal sizin inandırıcılığınıza halel getirmez mi?

İmamı Azam Ebu Hanife Hazretlerine gelen bir kişi hasta olduğunu söyler. İmamı Azam “40 gün sonra gel” der. 40 günü sabırla bekleyen hastaya Ebu Hanife Hazretleri “Sen bal yeme” deyince hasta “Hocam bu sözü söylemek için 40 gün bekletmeye ne gerek vardı” deyince Hoca hazretlerinden “Ben o gün bal yemiştim. Sana yeme deseydim yediğimin kokusu bende varken sözüm dinlenmezdi. 40 gün yemedim, kokusu da gitti, onun için” cevabını verir.

Yaşanmış kısa kıssadan ders almamız gerekir. Siz bir şehrin yöneticiliğine talip olacaksınız, ama bir başka ilde ikamet edeceksiniz. O şehirde oturmayı uygun görmüyorsanız yapmanız gereken terk etmek olmamalıdır. Ya o şehride yaşanabilir standartlara getirmek için çalışacaksınız veya görevinizden istifa edeceksiniz.

Bozüyük’te Belediye Meclisine seçilen Birkaç isim iş yerleri Bozüyük’te olmasına rağmen Eskişehir’de oturmayı tercih ediyorlar. Yine bir partinin ilçe Başkanlığını aynı zamanda İl Genel Meclisi üyeliğini yapan bir arkadaşta Eskişehir’de ikameti tercih ediyor.

Bozüyük, bu arkadaşların yaşamayı istedikleri standart şehir kalitesinin altında bir şehir mi ki Eskişehir’i tercih ediyorlar. Bu arkadaşlardan beklenen Bozüyük’ü de yaşanabilir standartlara getirmek için mücadele etmektir.

Yok “Biz bu mücadeleyi veriyoruz ama başarılı olamıyoruz” diyorlarsa onuda yöneticiliğine talip oldukları halka açıklama yapmalılar.

“Biz Eskişehir’de oturuyoruz, kalanlar mücadelesini versinler”diyorsanız, o zaman Bozüyük halkına karşı kusurlu davrandığınızı farketmelisiniz. O halka karşı bir hata yaptığınızı fark etmelisiniz. Madem ki halkı temsil ediyorsunuz halkın içinde yaşamalısınız. Birebir yaşanan sıkıntıları sizde yaşayarak, görev yaptığınız meclislerde dile getirmelisiniz.

Atalarımız ne demiş “Bir kadın pişirdiği yemekle pişmedikçe o yemeğin tadı eksik kalır” Bu ne demektir. Yemeği yapan anne de, eş de olsa, yemeğe doğradığı soğanı, kattığı yağı, suyu, tuzu özenerek ocağa koyar, kaynatır, aile efradını zevkle doyurayım düşüncesiyle yemeği hazırlar sofraya koyarsa işte o yemeği hazırlayan pişen yemekle pişmiş olur.

Halkla beraber yaşayın ki bulunduğunuz mecliste temsilciliğine talip olduğunuz halkı pişmiş yemek gibi temsil edin. Ben, Bozüyük’lülere karşı sorumsuz davrandıklarını düşünüyorum. Halkı temsil etmek demek, katıldıkları toplantılarda bulunmakla bitmez. Şikayetleri dinleyerek dile getirmeklede olmaz. Bizzat yaşanılırsa dile getirirkende samimiyet olur. Dinleyenlerinde samimiyeti artar.

Alem alemin kaybolan malını türkü söyleyerek ararmış durumuna düşünülmemeli.

BOZÜYÜK’LÜDEN OY AL, ESKİŞEHİR’DE OTUR, OLACAK İŞ Mİ?

TAŞI GEDİĞİNE

“Benim adım Kemal, parayı bulacağım diyorsam ben parayı bulurum” diyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu parayı buldu.

Proje şu, her ay Genel Başkan 35 TL. MYK üyeleri ve milletvekilleri 25 TL. her üyeden 1 TL. aidat toplanacak.

IMF’ye muhtaçlıktan kurtuluyoruz.

Buldunuz peşin parayı Gülersiniz değilmi?

TAŞI GEDİĞİNE

Ticaret Sanayi ODASI BAŞKANI Özünlü “Ekmek fiyatını komşu illerdeki fiyatları baz alarak belirliyoruz” demiş

Bunun manası “fiyatları yüksek bulanlar bize değil komşu illerde suç arasınlar” demekten bir farkı var mı?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.