Geçtiğimiz hafta gazetemizi ziyaret eden Osmaneli Belediye Başkanı Münür Şahin’i geçiriyorduk ki başkan beyle görüşmek için bir araç durdu. Bir arkadaş yanındaki bayanı tanıştırarak hanımefendinin milli halterci olduğunu ve şu anda antrenörlük yaptığını belirtti. Belediyenin spora ve sporcuya gösterdiği yakınlığı bildiklerinden halter branşını Osmaneli’yle buluşturmak istediklerini, bu konuda Başkan beyden yardım istediklerini söylediler.
Başkan Münür Şahin memnuniyet duyacaklarını ifade ederek, “Ne gerekiyorsa yapalım. Federasyonla görüşmemiz gerekiyorsa görüşelim. Malzemelerin teminini yapalım. Yerimiz de var, çok iyi olur. Osmaneli’nde ikamet edin, bizlerde her türlü yardıma açığız” dedi.
Antrenör ve başkan beyin bu konuşmalarını dinlerken ben şok üstüne şok yaşıyorum. Neden mi? Kısaca anlatayım.
Benim oğlumda halterci. 3 yıl önce Bilecik Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde haltere başladı. Oğlumun bu spora karşı bir yeteneğinin olduğunu söyleyen Antrenör Caner Özteke ile antreman yapan bir sporcunun babasıyım.
Gelelim şaşkınlığıma!..
Bilecik’teki halter salonunda 25 m2 yerde 30 sporcu antrenman yapıyordu. Spor salonu demeye bin şahid gerekecek yerden Caner hoca 2016 yılında 9 tane madalyalı sporcu yetiştirdi. Bir tanesi bu ayın başında Milli Takım seçmelerine katıldı. Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Arslan Yıldız’a sporcuların; salon, yarışmalardaki ulaşım, konaklama ve malzeme sorunlarını defaatle ve hatta ısrarla anlattım. Gittiğim müsabakalarda diğer illerden yarışmalara gelen sporcuları gördüğümde İl Müdürü Yıldız’a “Bilecik’in sporcuları diğer illerden gelen sporculara göre hemen fark ediliyor. En sahipsiz bizimkiler. Ulaşım ve yer konusunda dertler büyük. Diğer illerden gelen sporcuların kıyafetleri hangi ili temsil ediyorsa belli oluyor. Eşofman alıp, üzerine ‘BİLECİK’ diye yazdırsanız. Sporcularımızın ilimizi temsil ettiği belli olsa. Ulaşım ve konaklamada büyük problem yaşanıyor. AK Parti bu kadar hizmet yaparken, bürokrasi neden küçük problemleri halledemiyor?” diye serzenişte bulunmuştum. İl Müdürü Yıldız'ın, kibar ve nazik tavrını bir türlü icrata dökememesi beni üzdü. Sahalardan gelen bir idarecinin sporcu ve antrenörlerin derdine derman olması beklenirken müdür beyin tribünlere oynaması beni şaşırttı. Sporcuların çektiği sıkıntıları ve müdür beyin tavrını 12 Mart 2016 günü Bilecik Sakarya Gazetesi ve www.bilecikhaber.com.tr adresindeki “Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya” başlıklı yazım ile dile getirmiştim. Bu yazımızdan sonra gidilen ilk turnuvada sporcuların ulaşım konusunda ve eşofman konusunda bir adım atıldı. Fakat sonrasında 25m2 salona muhtaç bırakılan sporculara “Buradan çıkın, deprem güçlendirmesi yapılacak. Ya İstasyona gidin, ya da başınızın çaresine bakın” dercesine kaderleriyle baş başa bırakıldı. Bu sporculara an itibariyle Bilecik Belediyesi sahip çıktı ve Şeyh Edebali Kültür ve Kongre merkezinin garajında yer gösterdi. Havasız ve spor salonu olamayacak bu yerde sporcular antrenman yapıyor. İl Müdürlüğü ise” Sen misin 25m2’lik yeri beğenmeyen, ne haliniz varsa görün" zihniyetinde.
Yazın ısınma sorunu olmuyor, fakat kış ayları yaklaşıyor. Yer sorunu yine gündemde. Hasılı İstasyona gidildiğinde mevcut sporcuların sil baştan olacağını tahmin etmemek kolaycılıktan başka bir şey değil. Hele bir de Engelli halter sporcuları var. İstasyonun olamayacağı zaten aşikar.
Şehir içerisinde kurumların, okulların boş yerlerinde bu sporcuların antrenman yapabilmesi için yer temini yapmak Cumhurbaşkanımızın işi mi, Başbakanımızın işi mi, Valimizin işi mi? Gençliğe ve Spora önem verilsin diye kurulan bir müdürlük bu sorumluluğu neden üstlenmez? Bu sporcuların bir yere ihtiyacı var. Kurumun yeri müsait değilse diğer kurumlarla görüşerek bu sporculara yer temini yapmak çok mu zor? Kurumların boş yerlerini karşılıklı görüşerek pekala kullanım hakkı alınabilir. Sporcuların kaderleriyle baş başa bırakılması doğru mu?
Yazımın girişine dönelim. Neden şok üstüne şok yaşadığımı şimdi anladınız mı? Bilecik’te karşılaştığımız tablo, Osmaneli’nde yaşadığımız tablo.
Osmaneli’nden ne kadar milli sporcu çıktığının, sporun ne denli hızla büyüğü de anlaşılıyor.
Selam ve dua ile…