Bilecik İl Sağlık Müdürü Mehmet Ali Fidan dünki açıklamasında kimsenin hakim ve savcılığa soyunmamasını tavsiye ediyor. Biz ne hakimiz, ne savcıyız ne de müftüyüz!.. “İlimizde sanki hiç sağlık problemi kalmamış gibi İl Sağlık Müdürü Pakistan ve Somali gibi ülkelere vazifeli gönderiliyor. Hani bir ata sözü var Kelin ilacı olsa başına sürer” yazım üzerine Dr. Fidan “Bizim inancımızda zekat farzdır.” diyerek Bilecik'e yardım eden el olma imkanı ve fırsatı geldiğinden bahsediyor.
Zekat herkese farz değil. “Kelin ilacı olsa başına sürer” den kastımızı okuyucularımız gayet iyi anladı ancak Dr. Fidan zekat düşüncesiyle Somali'ye gittiğini açıklamasında belirtiyor. Benim düşünceme göre görev alan herkes hizmetinin karşılığını alsın. İnancımıza göre müslümanlar zekatını, yardımını da mümkün mertebe kimseye duyurmadan yapsın. Dr. Fidan kendisi zekat düşüncesiyle gittiğini açıklayınca şunu sormadan edemiyorum? Peki görevli gittiğiniz Somali'den hizmetiniz karşılığı parayı aldınız mı, almadınız mı? İsteseniz de, istemeseniz de hizmetiniz karşılığı bu parayı almak zorunda kalıyorsanız, gönderdiğiniz açıklama öncesinde aldığınız para kadar Somali'ye yardım yaptınız mı yapmadınız mı? Bunları açıklayın!..
Şimdi siz diyeceksiniz ki, hem zekat ve yardımlar gizli olmalı diyorsun, hem de açıklayın diyorsun, bu tezat değil mi? Sizin kamu oyu önünde Somali'ye gidişinizi zekat kabul ettiğinizi söylemeniz beni açıklama yapmaya mecbur etti. Aldığınız harcirahı hakikaten, bu yazının tarihine kadar bağış yaptınız ise diyeceğim bir şey yok!..
Hükümetin Sağlık alanındaki hızına Bilecik'in ayak uyduramadığını, hızına yetişemediğini yazılarımda dile getirmeme rağmen, Dr. Fidan hükümetin sağlık alanındaki icraatlarını bana cevap olarak anlatmış onu da okuyucularımın takdirine bırakıyorum.
Dr. Fidan Bilecik'teki sağlık problemlerinin başında hekim eksikliğini ve iletişimsizliği ifade ediyor. Basın olarak biz bu eksiklikleri gördük ve yazıyoruz, yani görevimizi yapıyoruz, herhalde bu problemleri çözecek merci biz değiliz.
Dr. Fidan “Sağlık personelinin açtığı dava sayısı, hasta ve yakınlarının açtığı dava sayılarından daha fazla” dediğine göre Bilecik'te yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunu itiraf etmiş oluyor. Eğer bir kurumda, bu özel sektör olabilir, sivil toplum kuruluşu olabilir, devlet dairesi olabilir, arızalar peş peşe geliyorsa benim görüşüme göre bireysel kusurların öncesinde bir yönetim zafiyeti olduğu düşüncesindeyim.
Bu düşüncelerle sağlıkta yolunda gitmeyen bir şeyler olduğuna dikkat çekip “Sağlığa acil müdahale şart” dedim. Dr. Fidan yine de açıklamasında dikkat çektiğim konuları es geçmiş. Yukarıda açıklamasını beklediğim konularla birlikte Dr. Fidan'a “Sağlığa acil müdahale şart” yazımda belirtilen konuları somut olarak maddeler halinde sorarak cevabını bekliyorum?
1- Ali Bayram'ın eşi Sultan Bayram'ın iddiaları üzerine Bilecik Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Hakan Yıldız'a iddiaları yönelttik. Yıldız Sultan Bayram'ın sağlık kuruluşlarına herhangi bir şikayetinin bulunmadığını söyledi. Daha sonra şikayetinin olduğu ortaya çıktı mı çıkmadı mı? Sultan Bayram'ın diğer iddialarıyla ilgili ne yapıldı?
2- “Tıp Bayramda Hasta Mezarda” manşeti ile verdiğimiz haberde 112 Acil arandığı halde gelmediği ve hasta yakınları tarafından kendi imkanları ile hastaneye götürülürken hayatını kaybettiği iddialarıyla ilgili sonuç ne oldu?
3- “Bilecik'te Sağlık Skandalı” manşeti ile verdiğimiz nefes darlığı şikayeti ile Sağlık kurumuna giden hasta tüberkiloz teşhisi konmuş, hastaya ilaçlı tedavi başlanmış, hasta ilaçların yan tesiri ile görme bozuklukları başladığı ve neticede hastanın tüberküloz olmadığı iddia edildi. Bu iddialarla ilgili sonuç nedir?
Evvelki senelerde kalça kırığından Bilecik Devlet Hastanesine gelen hastanın Eskişehir'e sevkinde yaşanan olaylara, o tarihte meydana gelen hadiselere girmiyorum.
Bu üç madde “Sağlığa acil müdahale şart” köşe yazımın içersinde yer alıyor. Cevabı alakasız konulara değil yazının içersinde yer alan bu konulara cevap verilmesi temennisiyle...