Kemalist rejimin doğurduğu, daha doğrusu batı adamından aldığı bir evlatlıktı laiklik. Fakat yanlış ellerde büyütülüp, nankör, gaddar, değerlerine düşman bir çocuk olarak yetiştirildi. Aslında bu normaldi çünkü bu toprakların değerleri onun değildi. Her tarafa yayıldı, cemiyete devletin her kademesine, kitaplara, anayasaya kısaca, özel hayata kısmen olsa da içtimai hayatın iliklerine kadar işledi. Biz laikliği devşiremedik o yüzden laiklik bizim Sokullu’muz olmadı, maalesef Reşit Paşamız olabildi.
Laikliğin görevi din ile devlet işini birbirinden ayırmaktı fakat kandırdılar laikliği, artık Türkiye’deki dini yani İslam dinini dolayısıyla da Müslümanları tahakküm altında tutacak, onlarla alay edip hakaret edecek, Müslüman’ın dinine, uydurduğu kuralları koyacak aslında aklınca Müslüman’ın dinini tahrif edecek aynı Hıristiyan’a ve yahudiye yaptığı gibi… ancak atladığı bir şey vardı. İslam dinini Allah(cc) koruyacaktı. Ve öylede oldu dinimiz Allah’a çok şükür tahrif edilemedi.
Sonra laiklik diyaneti kurdu. Hem laiklik hem diyanet bu ne perhiz bu ne lahana çorbası derler adama. Madem laik bir ülkedeyiz o zaman neden diyanetin başında Müslüman birisi var neden Hıristiyan yahudi veya farklı dinlerden insanların diyanetin içinde yeri yok. Peki, laiklik bizim kara kaşımıza karagözümüze mi diyanet diye bir kurumu meydana getirdi? Hayır, tabii ki, diyanet Müslüman’ın dinini tahakküm altında tutma, ona sus payıdır ama Müslüman hala bunu anlamamaktadır. Arkadaş madem laikliksin o zaman kapatın diyaneti, bütün dinlerin misyonerlik çalışmalarına izin verin. -ama Müslüman’a da verin- okullar da din dersi vermeyin – zaten bir işe de yaramıyor- ama cemaatlerimizin de çalışmasını engellemeyin bu zamana kadar hala dindar bir kesim varsa bu iki saatlik din derslerinin vesilesiyle olmamıştır, bu ülkedeki cemaatlerin çalışmalarıyla olmuştur, Allah hepsinden razı olsun. Yok, ben diyaneti kaldırmam diyorsan o zaman anayasandan laikliği kaldıracaksın.
Müslüman olarak devletin yardımını beklemiyorum ve istemiyorum sadece kardeşlerime karışmasınlar yeter. Bizi bize bıraksınlar biz dindar bir nesilde yetiştiririz, devlet sadece üstüne düşeni yapsın, asıl görevlerini yerine getirsin dindar bir nesil yetiştirmek devletin değil cemiyetin işidir – devletin işi kötüye giden yolları zorlaştırmak veya direkt kapatmak- nasıl bozduysa bu cemiyet nesilleri öyle de düzeltmesini bilecektir.
Müslüman kardeşime de buradan sesleniyorum: kardeşim korkma bizim dinimiz hak din, bizim ayetlerimizin her biri mutlak hakikati anlatıyor, bizim ayetlerimiz Hakk’ın zikri, o yüzden misyonerlik çalışmaları serbest olsa ne olur ki insanlar elbet Hakk’a gelecektir. Korkmayalım kardeşim sadece Allah rızası için çalışalım.
Selametle...