Bürokrasi her devirde engel çıkarmak için hazırdır. Ak Parti iktidarında “Bürokrasi altın devrini yaşıyor ilimizde” diyenim. Şimdiye kadar mücerred delillerle bunu ortaya koyduk. Maalesef altın devrini yaşatanlarda bir değişiklik göremedik.
Biz ne kadar büyük şehirlerin bir mahallesinin nüfusu kadar (il dahili) olsak da bir türlü bürokrasiden kurtulamıyoruz. Bir türlü ilgilileri derin uykudan uyandıramadık.
İl genel meclisinin 4 Haziran Cuma günü yaptığı toplantıda İl Milli Eğitim müdürlüğüne ait ihtiyaçların nasıl giderileceği hususu görüşülüyor. Meclis üyelerini bilgilendirmek üzere görevlendirilen Milli Eğitim de şube müdürü Mustafa Karaca bakın, bürokrasi çarkının çalışmadığını meclis üyelerine nasıl anlatıyor. “2010 yılı içinde konulan bütün ödenek harcandı. Bizim ilköğretim programında planladığımız ödeneğin tamamı kullanıldı. Bazı ilçelerimizde ödenek hala var hatta bazı ilçelerimiz yakıt alamadıklarını söylediler. Ama bu konuda ki sıkıntı ilçe özel idarelerinde biraz yapılanma eksiklikleri var sanırım. Milli Eğitim Müdürlükleri Özel İdarelere gidip ödenek durumlarını sordukları zaman ya doğru cevap alamıyorlar, yada arkadaşlar gerçekten görmedikleri yada bilmedikleri için bilgi veremiyorlar. Bu noktada bir sıkıntı var ve bunu çözmemiz lazım. Özellikle yazışmalarda bir hızlılık söz konusu değil. Biz mesela yazıyı yazıp da buraya gönderdiğimiz zaman gecikmeler olabiliyor. Ya da yaklaşık maliyetlerle ilgili yazışmalarımızı yaptığımız zaman yine sıkıntılar yaşanabiliyor. Şimdi biran önce onarımlar başlasın, okullar açılıncaya kadar bitsin istiyoruz. Ama biz geçen seneye göre 1-1,5 ay önceden çalışmamıza rağmen yaklaşık maliyetlerin tamamı daha bize Bayındırlıktan ulaşmadı. Planlanan ödenekler %100 geldi. İl Özel İdaresinden ödenek kalemlerinin aktarılması konusunda yardımcı olmalarını istiyoruz. BEYGAZ’ın fatura ödemelerinde katı bir tutum içersinde olduğunu Doğalgazı ödemediğiniz zaman 7 gün bekliyor fakat sonra hemen kesiyor. Paralar da 3 ayda bir geliyor. Bu yüzden çok sıkıntı yaşıyoruz. Aynı problemler elektriklerde de var” diyor.
Karaca, yaklaşık maliyetlerin hazırlanmasıyla ilgili konuyu dile getirirken çözüm önerisinde de bulunarak “Milli Eğitimde Teknik elemanlarımız var. Bu elemanlar şuan da boş. Aslında şöyle olsa; burada teknik büroyu güçlendirerek yaklaşık maliyet ve ihale işlemlerinin buradan yapılması bence zaman kaybı açısından daha iyi olur diye düşünüyorum. Bizim bünye de bulunan arkadaşların orada çok verimli olduklarını çok iş yaptıklarını söyleyemem. Biz Mili Eğitim olarak böyle olunca bir Bayındırlık bir İl Özel idareye koşuyoruz. Mesela ben bir yazı yazıyorum iki günde Bayındırlığa gidiyor. Bunu Bayındırlık 1 günde değerlendiriyor. Bayındırlığın bana bunu yazması birkaç gün sürüyor. Yani bir yazıyı yazıp karşılığında cevabının gelmesi bir hafta. Yaklaşık maliyet yapılsın diye Mart ayında 30 tane yazı yazdım fakat daha şuana kadar bana 12 tane yaklaşık maliyet geldi. Diğerlerinde yazışmalarda işlemler daha devam ediyor. İl Özel İdaresinde de 45 ihale süreci var. Yani böyle olunca Haziran’ın sonunda bana gelirse Temmuz Ağustos’un ortasında da ihale süreci bitecek ve onarım işleri başlayacak. Bunları incelemek gerekiyor” Sayın Karaca’nın konuşmasına cevap olarak İl Genel Sekreteri Halis Nalbant “Mesele yeniden yapılanma meselesi. İl Özel Kanunu ile kamu yatırımları bize dönmeye başladı. Eskiden maliyeye gelen ödenekler bize geliyor. Bütün yatırım ödenekleri bize geliyor, Onların yükünü İl Özel İdaresi devir aldı. Bayındırlık şimdi biraz boşta kaldı. Koskoca bir kuruluş Bayındırlık. Bayındırlık kamu binalarının yapım bakım ve onarımlarından sorumlu kuruluştur. Bütün işler İl Özel İdaresinden bitiyor. İl Özel İdare başka bir sınıf yerel yönetim. Bayındırlık genel idare. İlişkiler ancak yazışma ile çözülebiliyor.
İl Özel İdaresi olarak şuan da bizim bu işleri idare etmemiz mümkün değil. Bayındırlık ve Milli Eğitimin elemanları ile ortak çalışmamız gerekiyor. O zaman yeniden yapılanma olmalıdır? Bayındırlığın ilgili şubeleri komple bize geçmelidir. Mili Eğitimin ilgili şubesi komple bize geçmelidir. Yapım şubemiz güçlendirilmeli, Milli Eğitimle yazışmayı Bayındırlıkla yazışmayı bırakıp, kendi içimizde kendi sorunumuzu çözebilir hale gelmemiz gerekir. Buda ancak mevzuatla olur.
Bayındırlık ne iş yapacak? Bayındırlık, biz yazarsak mesela 30 tane okulun keşfini yazmış beni arıyor Bayındırlık “Benim arabam yok bana araba buluver!” diyor.
Ben zaten kendi işimizi zor yürütüyorum 12 tane şubem var. Her şubenin kendi işi var arazide. Hepsine araç buluyorum, Bayındırlık bana da araç bul diyor.! Bana bağlı bir kurum değil ama 30 tane okula gidip keşif yapman lazım kafadan keşif olmaz! Buda bir süreçtir. Bayındırlığında haklı olduğu yerler var. Yeniden yapılanma ile oranın ilgili şubelerinin geçici olarak İl Özel İdaresine görevlendirilmesi ile giderilebilir. Biz buna razıyız, hazırız. Bütün yükü de alırız üzerimize Bayındırlığın ilgili şubelerini de alırız. Bu genel idarenin bir sistemi ile olacak bir şey. Bayındırlığın imkanları da hakikatten kısıtlı. Altların da bir araba. 3 okula birden keşif yapamıyor. 12 tane yapabilmiş. Sağdan soldan araba istiyor. Ekip sayısı az. Bu yapılanma da bir sorun var. Herkes olumlu düşünceli kimse art niyetli değil!
Özel idare olarak şunu yapabiliriz. Biz Özel İdare olarak Bayındırlığa bakmaksızın kendimiz de mühendis alarak ekip kurabiliriz. Bu da bütçe meselesi. Cari giderlerimiz yatırıma para ayırttırmıyor. Her personel cari giderdir. Gelir kaynaklarımızın artması gerekir, Yeniden yapılanma süresinde Özel İdare Teşkilatının mühendis yönünden güçlendirip diğer kurumlarla yazışma yapmasını önlememiz gerekir” diyor.
Her iki bürokratın konuşmasından da anlaşıldığı gibi para var, aksayan bürokrasi ve çare yerine çaresizlik görülüyor olan vatandaşa oluyor.
Arabayla değil yürüyerek, milli eğitim müdürlüğünü, İl Özel İdaresi, Bayındırlık Müdürlüğünü 1 saat içersinde dolaşırız. Ama bu mesafeler arasında bir yazının cevabı aylar alıyor. Ayrıca Bayındırlık Müdürlüğü personelinin yapacağı işi Milli Eğitim Müdürlüğünde yapabilecek kapasite de eleman var ama yetki yok.
Ey bürokrasinin önündeki mevzuat hazretleri, senin başına öyle biri gelsin ki şu engelleri tek tek kaldırsın. Bizde bürokrasi altın devrini yaşıyor yerine, halk altın devrini yaşıyor diyelim.
Biz ne kadar büyük şehirlerin bir mahallesinin nüfusu kadar (il dahili) olsak da bir türlü bürokrasiden kurtulamıyoruz. Bir türlü ilgilileri derin uykudan uyandıramadık.
İl genel meclisinin 4 Haziran Cuma günü yaptığı toplantıda İl Milli Eğitim müdürlüğüne ait ihtiyaçların nasıl giderileceği hususu görüşülüyor. Meclis üyelerini bilgilendirmek üzere görevlendirilen Milli Eğitim de şube müdürü Mustafa Karaca bakın, bürokrasi çarkının çalışmadığını meclis üyelerine nasıl anlatıyor. “2010 yılı içinde konulan bütün ödenek harcandı. Bizim ilköğretim programında planladığımız ödeneğin tamamı kullanıldı. Bazı ilçelerimizde ödenek hala var hatta bazı ilçelerimiz yakıt alamadıklarını söylediler. Ama bu konuda ki sıkıntı ilçe özel idarelerinde biraz yapılanma eksiklikleri var sanırım. Milli Eğitim Müdürlükleri Özel İdarelere gidip ödenek durumlarını sordukları zaman ya doğru cevap alamıyorlar, yada arkadaşlar gerçekten görmedikleri yada bilmedikleri için bilgi veremiyorlar. Bu noktada bir sıkıntı var ve bunu çözmemiz lazım. Özellikle yazışmalarda bir hızlılık söz konusu değil. Biz mesela yazıyı yazıp da buraya gönderdiğimiz zaman gecikmeler olabiliyor. Ya da yaklaşık maliyetlerle ilgili yazışmalarımızı yaptığımız zaman yine sıkıntılar yaşanabiliyor. Şimdi biran önce onarımlar başlasın, okullar açılıncaya kadar bitsin istiyoruz. Ama biz geçen seneye göre 1-1,5 ay önceden çalışmamıza rağmen yaklaşık maliyetlerin tamamı daha bize Bayındırlıktan ulaşmadı. Planlanan ödenekler %100 geldi. İl Özel İdaresinden ödenek kalemlerinin aktarılması konusunda yardımcı olmalarını istiyoruz. BEYGAZ’ın fatura ödemelerinde katı bir tutum içersinde olduğunu Doğalgazı ödemediğiniz zaman 7 gün bekliyor fakat sonra hemen kesiyor. Paralar da 3 ayda bir geliyor. Bu yüzden çok sıkıntı yaşıyoruz. Aynı problemler elektriklerde de var” diyor.
Karaca, yaklaşık maliyetlerin hazırlanmasıyla ilgili konuyu dile getirirken çözüm önerisinde de bulunarak “Milli Eğitimde Teknik elemanlarımız var. Bu elemanlar şuan da boş. Aslında şöyle olsa; burada teknik büroyu güçlendirerek yaklaşık maliyet ve ihale işlemlerinin buradan yapılması bence zaman kaybı açısından daha iyi olur diye düşünüyorum. Bizim bünye de bulunan arkadaşların orada çok verimli olduklarını çok iş yaptıklarını söyleyemem. Biz Mili Eğitim olarak böyle olunca bir Bayındırlık bir İl Özel idareye koşuyoruz. Mesela ben bir yazı yazıyorum iki günde Bayındırlığa gidiyor. Bunu Bayındırlık 1 günde değerlendiriyor. Bayındırlığın bana bunu yazması birkaç gün sürüyor. Yani bir yazıyı yazıp karşılığında cevabının gelmesi bir hafta. Yaklaşık maliyet yapılsın diye Mart ayında 30 tane yazı yazdım fakat daha şuana kadar bana 12 tane yaklaşık maliyet geldi. Diğerlerinde yazışmalarda işlemler daha devam ediyor. İl Özel İdaresinde de 45 ihale süreci var. Yani böyle olunca Haziran’ın sonunda bana gelirse Temmuz Ağustos’un ortasında da ihale süreci bitecek ve onarım işleri başlayacak. Bunları incelemek gerekiyor” Sayın Karaca’nın konuşmasına cevap olarak İl Genel Sekreteri Halis Nalbant “Mesele yeniden yapılanma meselesi. İl Özel Kanunu ile kamu yatırımları bize dönmeye başladı. Eskiden maliyeye gelen ödenekler bize geliyor. Bütün yatırım ödenekleri bize geliyor, Onların yükünü İl Özel İdaresi devir aldı. Bayındırlık şimdi biraz boşta kaldı. Koskoca bir kuruluş Bayındırlık. Bayındırlık kamu binalarının yapım bakım ve onarımlarından sorumlu kuruluştur. Bütün işler İl Özel İdaresinden bitiyor. İl Özel İdare başka bir sınıf yerel yönetim. Bayındırlık genel idare. İlişkiler ancak yazışma ile çözülebiliyor.
İl Özel İdaresi olarak şuan da bizim bu işleri idare etmemiz mümkün değil. Bayındırlık ve Milli Eğitimin elemanları ile ortak çalışmamız gerekiyor. O zaman yeniden yapılanma olmalıdır? Bayındırlığın ilgili şubeleri komple bize geçmelidir. Mili Eğitimin ilgili şubesi komple bize geçmelidir. Yapım şubemiz güçlendirilmeli, Milli Eğitimle yazışmayı Bayındırlıkla yazışmayı bırakıp, kendi içimizde kendi sorunumuzu çözebilir hale gelmemiz gerekir. Buda ancak mevzuatla olur.
Bayındırlık ne iş yapacak? Bayındırlık, biz yazarsak mesela 30 tane okulun keşfini yazmış beni arıyor Bayındırlık “Benim arabam yok bana araba buluver!” diyor.
Ben zaten kendi işimizi zor yürütüyorum 12 tane şubem var. Her şubenin kendi işi var arazide. Hepsine araç buluyorum, Bayındırlık bana da araç bul diyor.! Bana bağlı bir kurum değil ama 30 tane okula gidip keşif yapman lazım kafadan keşif olmaz! Buda bir süreçtir. Bayındırlığında haklı olduğu yerler var. Yeniden yapılanma ile oranın ilgili şubelerinin geçici olarak İl Özel İdaresine görevlendirilmesi ile giderilebilir. Biz buna razıyız, hazırız. Bütün yükü de alırız üzerimize Bayındırlığın ilgili şubelerini de alırız. Bu genel idarenin bir sistemi ile olacak bir şey. Bayındırlığın imkanları da hakikatten kısıtlı. Altların da bir araba. 3 okula birden keşif yapamıyor. 12 tane yapabilmiş. Sağdan soldan araba istiyor. Ekip sayısı az. Bu yapılanma da bir sorun var. Herkes olumlu düşünceli kimse art niyetli değil!
Özel idare olarak şunu yapabiliriz. Biz Özel İdare olarak Bayındırlığa bakmaksızın kendimiz de mühendis alarak ekip kurabiliriz. Bu da bütçe meselesi. Cari giderlerimiz yatırıma para ayırttırmıyor. Her personel cari giderdir. Gelir kaynaklarımızın artması gerekir, Yeniden yapılanma süresinde Özel İdare Teşkilatının mühendis yönünden güçlendirip diğer kurumlarla yazışma yapmasını önlememiz gerekir” diyor.
Her iki bürokratın konuşmasından da anlaşıldığı gibi para var, aksayan bürokrasi ve çare yerine çaresizlik görülüyor olan vatandaşa oluyor.
Arabayla değil yürüyerek, milli eğitim müdürlüğünü, İl Özel İdaresi, Bayındırlık Müdürlüğünü 1 saat içersinde dolaşırız. Ama bu mesafeler arasında bir yazının cevabı aylar alıyor. Ayrıca Bayındırlık Müdürlüğü personelinin yapacağı işi Milli Eğitim Müdürlüğünde yapabilecek kapasite de eleman var ama yetki yok.
Ey bürokrasinin önündeki mevzuat hazretleri, senin başına öyle biri gelsin ki şu engelleri tek tek kaldırsın. Bizde bürokrasi altın devrini yaşıyor yerine, halk altın devrini yaşıyor diyelim.