Köyüm olan Kurtköy’de 16 yıl evvel ceviz diktim, büyüdüler, onlar bakım, budama istiyor. Cevizcilik yapan bir arkadaşım İnegöl’den emekli Yarbay Ali Bey’in telefonunu verdi. Aradım anlaştık geldi, sağolsun cevizlerimi budadı, yardımcı oldu. Sordum “Ali Bey asker emeklisisiniz, nereden öğrendiniz budama ve cevize gübreleneme ve bakımını?”
Ali Bey “Cevizcilik İnegöl’de son yıllarda çok gelişti. Ben emekli olmadan arazilerime ceviz diktim, emekli olduğumda diktiğim cevizler 3-4 yaşına geldi. İnegöl’de Bilecik’in Gölpazarı ilçesi Büyükbelen köyünden emekli polis Fahri Abiyle tanıştım, ondan budamasını, aşı yapmasını, gübrelemesini, bakımını öğrendim.” dedi.
Aradan birkaç yıl geçti Büyükbelen Köyü’nden biriyle tanıştım. Fahri Bey’i sordum. Arkadaş “Fahri Abi çok iyi bir insan ve bildikleriyle insanlara yardımcı olmak için çırpınır. Bilecik’te de evi var ama, emekli olmasına rağmen henüz evini taşımış değil. Büyükbelen Köyü’nü cevize alıştıran, para kazandıran o’dur. Bizim köyde ceviz hasadında günde 100 ton yeşil kabuklu ceviz tüccara satılır. Senede 1500 tonun üzerinde üretim oluyor.” diye anlattı.
Gün geldi Fahri Bey ile tanışmak nasip oldu. Bende anlatılanlardan daha fazla intiba bıraktı. Bir insan doğduğu, büyüdüğü memleketine, hısımına, komşularına, arkadaşlarına faydalı olmaya gayret ediyorsa, böyle birini gördüğümde bende not en üst seviyededir. Zaten inananlara göre sadakayı önce yakından vermeye başlamanız istenmiyor mu?
Ceviz üzerine Büyükbelenlilerle konuştukça dostluk, arkadaşlık kavileşti. Üç yıl evvel 18 Mart tarihinde köylerinde köyce okutulacak mevlide davet edildim. İki yıl gidemedim, bu sene davet tekrarlandı. Arkadaşlara neden hep 18 Mart’ta köy mevlidi okunuyor diye sorusunu “Sebebi şu; Çanakkale savaşına köyümüzden 84 kişi asker olarak gitmiş, 80’i şehit olmuş, 4 ‘ü ağır yaralı gazi olarak dönmüş, biz onların harp hatıralarını dinleyerek büyüdük. İşte o şehitlerimizi anmak için uzun yıllardır köyümüz el birliği ile Çanakkale zaferinin kazanıldığı 18 Mart’ta mevlüt okutuyoruz, sadece bu seneye mahsus 19 Mart’ta okutacağız.” cevabını verdiler.
Bu cevap karşısında bu sene de katılmamak o seksen şehidimize vefasızlık olmaz mı? Katıldım, dışarıda ikamet eden Büyükbelenliler ve civar köylerinde katıldıklarını gördüm. Gölpazarı Kaymakamı, Belediye Başkanı ve müftünün katıldığı söylendi ne yazık ki kalabalıktan tanışmak nasip olmadı.
Mevlüt ve öğle namazına müteakip pilav, ayran, tatlı ikram edildi. Çay faslına geçince Büyükbelenlilere “Günde 100 ton toplanan toplam 1500 ton ceviz ürettiğinizi söylüyorsunuz. Hatta hasat sezonunda biz haberinizi yapmıştık,bu kadar cevizi nerede tartıyorsunuz” dedim.
“Köy olarak aramızda para topladık kantar yaptırdık. Siz unuttunuz herhalde sizin gazeteniz bunu haber olarak verdi. Sadece bizim köy 1500 ton ceviz üretiyor, yakın komşu köylerimizde 500-600 ton cevizi buraya getiriyor tüccara satıyor, bu kantardan istifade ediyor. Hasat eylül sonundan Ekim 15’e kadar devam ediyor, yağmurlu günlerde çok sıkıntı çekiyoruz, kantarın etrafına kuruluk ihtiyacımız var.” cevabıyla karşılaştım.
Büyükbelenlilere “İlimizde vatandaşın sesine kulak veren valimiz var. Kaymakamınız ayağınıza kadar gelmiş, sevgiden olsada Çanakkale’de 80 şehidimize saygı ve hürmetten mutlaka gelmiştir, niye bu eksiğinizi niye söylemediniz?” sorusuna “Sayın Kaymakamımız misafirimiz ayıp olur diye düşündük.” diye cevapladılar.
Elçiye zeval olmaz bizden iletmesi. Üretene teşvik, şehitlerimizin ruhunu çalışıp üretenleri sevindirmiş olursunuz değil mi?