ÇANAKKALE’Yİ ANLAMAK

MURAT YORULMAZ

Bu sene Çanakkale Zaferi’nin 100. yılı kutlanıyor.

Çanakkale savaşları, sahip olduğu ruh ve yüklediğimiz mana bakımından tarihinde eşine ender rastladığımız yegane savaşlardandır. Düşman ordusu her ne kadar Çanakkale önlerinde durdurulmuş ve geri püskürtülmüş ise de, savaş sonunda yapılan mütareke ile Anadolu coğrafyasının düşman işgaline uğradığı herkesin malumudur.

İngiltere’den aldığı destek ile bu durumu fırsata çeviren Yunanlılar neredeyse Batı Anadolu’nun tamamını işgal etmişler ve yaklaşık olarak 3 yıl kadar bu topraklar üzerinde her türlü gaddarlığı göstermişlerdir.

Yunan işgalinin Bilecik hudutları içerisinde durdurulmuş olması kaderin bir cilvesi mi?..

Kuruluşun ve kurtuluşun beşiği dediğimiz bu topraklar adeta bir sıfır noktası olarak büyük Türk Medeniyeti ve devlet tecrübesinin dünyaya yayıldığı merkezdir. Bu bakımdan Yunan işgali sırasında Ertuğrul Gazi’nin türbesinin harap edilmesi, hâlâ türbe kepenkleri üzerinde bulunan yunan kurşunlarının izleri, sandukanın açılarak mezar toprağının kazılması Yunan örneği üzerinden Batı’nın bunun farkında olduğunu göstermiyor mu?..

Bu bakımdan nerede bir savaş olsa, özellikle müslümanlar zulme uğrasalar içim bir başka yanar. Filistin’de, Somali’de Irak ve Suriye’de yaşananlar ile Bosna Hersek’te yaşananları kim birbirinden ayırabilir. Bu ülkelerdeki Müslümanların yaşadıkları ile bizim yüz yıl önce yaşadıklarımız arasında bir fark var mı?

Sırp ordusunun Bosna’da yıktığı camilerin minarelerini ayakta tutmaktaki ısrarına, ancak bu ayakta kalan minarelerin de şerefelerinden üstünü top atışı ile tahrip etmelerine bir anlam veremeyenler, Yunanlılar’ın Bilecik’i terk ettikten sonra Edebali Vadisinde bulunan Bilecik’in eski yerleşim yerindeki bırakmış oldukları boynu bükük minarelerine baksınlar…

O dönem tutulan raporlara göre Yunan ordusu geri çekilirken sadece Bilecik’te 1956 ev, 331 dükkân, 18 han, hükümet konağı, tüm ipek fabrikaları, okul, cami ve türbeleri yakarak kullanılmaz hale getirerek zalimliğini göstermiştir.

Profesör Doktor Ali Sarıkoyuncu tarafından kaleme alınan “Milli Mücadele’de Söğüt ve Çevresi” isimli kitapta, bu işgal neticesinde 22 kişinin yanarak, 8 kişinin boğularak ve 5 kişinin de yaralanarak şehit düştüğünün raporlara yansıdığı tespit edilmiş, kim bilir tespit edilemeyen kimler ve neler var... Bununla birlikte 21 tane kızlık bozma, 52 tane ırza geçme ve 18 tane de çocuk düşürme eyleminin yapıldığı yine aynı kitapta yer alan raporlarda yazmaktadır. Bu bahsettiğimiz olaylar sadece Bilecik merkezde olmuş işgal altında kalan diğer ilçe ve köylerde de benzer hadiseler yaşanmıştır.

Çanakkale’nin değerini anlamak için Bilecik’e bakmak ve Bilecik’i anlamak için de dün Bosna’ya baktığımız gibi, bu gün de işgal altında olan Irak, Suriye, Filistin gibi diğer İslam topraklarına bakmamız gerekir...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.